Bu fıkranın cifrî işaretine manası kuvvet verdiği gibi,
suret-i mana dahi letafetlendiriyor. Çünkü
m
ír
eo
Q
mızrak,
m
ºr
¡°n
S
oktur. Mızrak ve oku harbde istimal eden, Arap ile
eski zaman bedevî adamlarıdır. Doksan Üç Harbi ise
asr-ı bedeviyete yakın olmakla beraber mıntıka-i harre
ehli olan mızraklı ve oklu Araplar o dehşetli harbde me-
malik-i bâridede kışta çarpıştıkları hâlde, devlet-i İslâmi-
yenin mağlûbiyetiyle neticelenmesi ve o harbde Arabın
acınacak vaziyetlerini Seyyidü’l-Arap olan Hz. İmam-ı
Ali (
RA
) görmüş gibi ifade ediyor. Evet, Üstad-ı Kudsîsi
ona göstermiş, o da görmüş. Ve kahramanlık damarına
dokunmuş, şiddetle “Korkma!” diye teşci etmiş.
• • •
Keramet-i Aleviyenin Neticesi
Madem Hazret-i Ali (
RA
)
(1)
Én
¡o
HÉn
H w
»p
?n
Yn
h p
ºr
?p
©r
dG o
án
æj/
ón
e Én
fn
G
ha-
disine mazhardır.
Hem madem “Şah-ı Velâyet” ünvanını alarak harika
kerametleri göstermiştir.
Hem madem ahirzamanda gelen hâdiselere karşı,
Kur’ân ve Âl-i Beyt cihetinde, herkesten ziyade alâkadar-
dır.
Hem madem esrarlı kaside-i
Ercûze
’de ve meşhur ka-
side-i
Celcelûtiye
’sinde vakıat-ı istikbaliyeden haber veri-
yor. Ve “Esrar-ı gaybiyeyi benden sorunuz” diye iddia
ederek kısmen davasını ihbarat-ı sadıka-i gaybiye ile ispat
etmiştir.
suret-i mana:
mananın sureti, an-
lam biçimi.
Şah-ı Velâyet:
velîliğin şahı olan
Hz. Ali (ra).
teşci:
cesaretlendirme.
ünvan:
ad, nam.
Üstad-ı Kudsî:
kutsal üstat, Hz
Muhammed.
vakit:
zaman.
vaziyet:
durum.
asr-ı bedeviyet:
bedeviyet as-
rı, ilk asır.
bedevî:
iptidaî tarzda yaşa-
yan, medenî olmayan.
cifrî:
cifir hesabına ait.
dehşet:
büyük korku hâli.
devlet-i İslâmiye:
İslâm dev-
leti.
fıkra:
bend, fasıl.
hadis:
Hz. Muhammed’e (asm)
ait söz, emir, fiil.
harika:
olağanüstü.
harb:
savaş.
ifade:
anlatma.
istimal:
kullanma.
işaret:
gösterme, dolaylı bil-
dirme.
keramet:
Allah’ın velî kulların-
da görülen olağanüstü hâller.
Keramet-i Aleviye:
Hz. Ali’ye
ait keramet, olağan üstü, fev-
kalâde hâl.
letafet:
lâtiflik, hoşluk.
mağlûbiyet:
yenilgi.
mana:
anlam.
mazhar:
nail olma, şereflen-
me.
memalik-i bâride:
soğuk
memleketler.
mıntıka-i harre:
sıcak memle-
ket.
mızrak:
uzun saplı, ucu sivri
demirli harb aleti.
netice:
sonuç.
Seyyid-i Arap:
Arapların efen-
disi Hz. Ali.
1.
Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır. (Tirmizî, Menakıb: 20; Hâkim, Müstedrek, 3:126.)
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 225 |
Y
İRMİ
S
EKİZİNCİ
L
EM
’
A