Lem'alar - page 871

tanzifatçıları ve karaların kartalları, belki kurtlar ve karın-
calar gibi, cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi din-
liyorlar.
Belki o kudsî evamir-i tanzifiyeyi, bedende cereyan
eden kandaki küreyvat-ı hamra ve beyza dahi dinleyip be-
denin hüceyratında tanzifat yaptıkları gibi, nefes dahi o
kanı tasfiye eder, temizler.
Ve o emri, göz kapakları gözleri temizlemek ve sinek-
ler kanatlarını süpürmek için dinledikleri gibi, koca hava
ve bulut dahi dinler. Hava, zeminin sathına, yüzüne ko-
nan toz toprak süprüntülere üfler, tanzif eder. Bulut sün-
geri, zemin bahçesine su serper, toz toprağı yatıştırır.
sonra, gökyüzünü çok zaman kirletmemek için, çabuk
süprüntülerini toplayıp kemal-i intizamla çekilir, gizlenir.
göğün güzel yüzünü ve gözünü, silinmiş ve süpürülmüş,
parıl parıl parlar gösteriyor.
Ve o evamir-i tanzifiyeyi, yıldızlar, unsurlar, madenler,
nebatlar dinledikleri gibi, bütün zerreler dahi dinliyorlar
ki, hayretengiz tahavvülât fırtınaları içinde o zerreler ne-
zafete dikkat ediyorlar. Bir yerde lüzumsuz toplanmıyor-
lar, kalabalık etmiyorlar. Mülevves olsalar çabuk temizle-
niyorlar. en temiz ve en nazif ve en parlak ve en pak va-
ziyetleri, en güzel, en saf, en lâtif suretleri almak için, bir
dest-i hikmet tarafından sevk olunuyorlar.
İşte bu tek fiil, yani, bir tek hakikat olan tanzif, ism-i
kuddüs gibi bir İsm-i Azamdan, kâinatın daire-i azamın-
da görünen bir cilve-i azamdır ki, doğrudan doğruya
Lem’aLar | 871 |
o
Tuzuncu
l
em
a
tanzif:
temizleme.
tanzifat:
temizlik işleri.
tanzifatçı:
temizlik işçileri.
tasfiye:
arıtma, temizleme.
unsur:
kök, esas madde.
vaziyet:
durum.
zemin:
yeryüzü.
zerre:
maddenin en küçük par-
çası, atom.
cereyan:
bir tarafa doğru
akma, hareketlenme.
cilve-i azam:
en büyük tecelli,
görüntü.
daire-i azam:
en büyük daire.
dest-i hikmet:
hikmet eli; her
şeyi bir gaye ve faydaya yö-
nelik olarak yapan el.
evamir-i tanzifiye:
temizleme
emir ve kanunları.
fiil:
iş.
hakikat:
gerçek, esas.
hayretengiz:
hayret içinde bı-
rakan.
hüceyrat:
hücreler.
İsm-i azam:
Cenab-ı Hakkın
bin bir isminden en büyük ve
manaca diğer isimleri kuşat-
mış olanı.
İsm-i Kuddüs:
Cenab-ı Hakkın
kâinatta her şeyi temiz olma-
sını sağlayan, kusur ve nok-
sanlıklardan uzak olan ismi.
kâinat:
bütün âlemler, varlık-
lar, evren.
kemal-i intizam:
tam ve ek-
siksiz düzen.
kudsî:
mukaddes, yüce, temiz.
küreyvat-ı beyza:
akyuvarlar.
küreyvat-ı hamra:
alyuvarlar.
lâtif:
hoş, güzel.
lüzumsuz:
gereksiz.
mülevves:
kirli, pis.
nazif:
temiz.
nebat:
bitki.
nezafet:
temizlik.
pak:
temiz.
safî:
saf, temiz.
satıh:
yüzey.
sevk:
sürme, gönderme.
sıhhiye:
sağlık memuru.
suret:
biçim, görünüş.
süprüntü:
pislik, artık şeyler.
tahavvülât:
tahavvüller, de-
ğişmeler.
1...,861,862,863,864,865,866,867,868,869,870 872,873,874,875,876,877,878,879,880,881,...1406
Powered by FlippingBook