LâtifBirTevafuk
Bu mektubu, başta
(1)
n
¿Én
°†n
en
Q p
ôr
¡n
°T p
?p
F = Én
bn
O p
äGn
ôp
°TÉn
Y p
On
ón
©p
H
deyip, müteaddit işler meydana geldi, daha yazamadık.
tâ, mübarek Atıf’ın mübarek mektubu geldi; başında
n
¿Én
°†n
en
Q p
ôr
¡n
°T p
?p
F = Én
bn
O p
äGn
ôp
°TÉn
Y p
On
ón
©p
H
kelimeleri mektubumu-
zun başına tevafuk etmek için bizi beklettirdi. o kera-
metkâr kalemiyle bu memlekete evvelce gönderdiği par-
lak yazıları
Risale-i Nur
’u, bu havalide imdadımıza gön-
dermek niyeti, pek büyük bir hizmet-i nuriye olarak, bir
fedakârlıktır; fakat kendine de çok lâzımdır.
Şimdiden, buradaki risale-i nur Şakirtleri namına ona
binler teşekkür ve o hizmette onu tebrik ediyoruz. Ve
onun, kerametli kalemi, cazibedar esrar-ı tevafukiyeden
yüzünü çevirip doğrudan doğruya
Risale-i Nur
’un neşri-
ne sarılması, bizi çok minnettar ve mesrur eyledi. Cenab-ı
Hak, onun gibi halis, muhlis talebeleri çoğaltsın, âmin.
Mektuplarınızda ara sıra sıddık süleyman’ın, eski za-
manda hararetli sadâkati ve alâkadarlığı ve kuvvetli şa-
kirtliği ile bahsi geçiyor. o zat, ben ölünceye kadar onun
sadâkati ve selâmet-i kalbini ve bana ve
Risale-i Nur
’a
halisâne hizmetini unutamıyorum.
ì@í
K
astamonu
L
âhiKası
| 259 |
hiç bir karşılık beklemeden sırf
Allah rızası için yapan.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
müteaddit:
çeşitli, bir çok.
nam:
ad.
neşr:
kitap basma, çıkarma; her-
kese duyurma, yayma.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
sadâkat:
bağlılık, doğruluk.
selâmet-i kalp:
kalp selâmeti,
kalbin korku ve endişeden uzak
olması.
şakirt:
talebe, öğrenci.
talebe:
öğrenci.
tevafuk:
uyma, uygunluk, birbiri-
ne denk gelme.
zat:
kişi, şahıs.
alâkadar:
ilgili, ilişki.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle!” anlamında dua-
nın sonunda söylenir.
bahis:
konu.
cazibedar:
çekici, cazibeli.
esrar-ı tevafukiye:
tevafuk-
lu, uygunlu oluşun sırları.
evvelce:
daha önce.
fedakâr:
kendini veya şahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
halis:
samimî, her amelini
yalnız Allah rızası için işleyen.
halisâne:
temiz kalplilikle, sa-
mimî bir şekilde, sırf Allah rı-
zasını gözeterek.
hararet:
ateşlilik, coşkunluk,
heyecanlılık.
havali:
bölge, etraf, çevre, ci-
var.
hizmet-i nûriye:
Nur hizmeti,
Risâle-i Nur için çalışma.
imdat:
yardım.
keramet:
ermişçesine yapı-
lan iş, hareket veya söylenen
söz, fikir.
kerametkâr:
kerametli.
lâtif:
güzel, hoş.
mesrur:
sevinçli, memnun.
minnettar:
bir iyiliğe karşı te-
şekkür duygusu içinde olan.
muhlis:
ihlaslı, samimî; bir işi
1.
Mübarek ramazan ayının dakikalarının aşireleri adedince...