Emirdağ Lâhikası - page 505

edilmektir. Çünkü haricî dinsizlik cereyanına karşı böyle
eserleri neşretmek, diyanet riyasetinin vazifesidir.
İ k i nc i s i :
Madem nur risaleleri medrese malıdır. siz
de medreselerin hem esası, hem başları, hem şakirtlerisi-
niz. onlar sizin hakikî malınızdır. Münasip görmediğiniz
risaleyi şimdilik neşrini geri bırakırsınız.
Üçüncüsü:
tevafuklu kur’ân’ımız mümkünse fotoğ-
raf matbaasıyla tab edilsin ki, tevafuktaki lem’a-i i’caziye
görünsün. Hem baştaki türkçe tarifatı ise, o, kur’ân ile
beraber tab edilmesin, belki ayrıca bir küçük risalecik ola-
rak ya türkçe veya Arabîye güzelce çevirip öylece tab
edilsin.
ì®í
Œ
2 2 7
œ
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
(2)
Ék
ªp
FGn
O Gk
ón
HG o
¬o
JÉn
cn
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µr
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
GayetKıymetli,FedakârNurKahramanıAğabeyimiz
HüsrevEfendi!
Şimdi beş defadır diyanet reisi nurdan bir takımı mu-
sırrâne istedi. üstad da şiddetli hastalığı içinde tashih edip
–şimdilik bitmek üzeredir– diyanet reisinden onun ma-
nevî fiyatı olarak üç madde istemiş:
Bi r i s i :
sizin harika yazdığınız mu’cizeli kur’ân’ı fo-
toğrafla tab etmek. Bu maddeyi kabul etmiş; yalnız
Emirdağ Lâhikası – ıı | 505 |
derme.
tevafuk:
uyma, uygunluk, birbi-
rine denk gelme.
Üstad:
Bediüzzaman Said Nursî.
vazife:
görev.
arabî:
Arapça.
cereyan:
akım, fikir, sanat
veya siyaset hareketi.
defa:
kere, kez, yol.
diyanet:
din işleri ile ilgilenen
kuruluş, teşkilat.
fedakâr:
kendini veya şahsî
menfaatlerini hiçe sayan, feda
eden.
gayet:
son derece.
hakikî:
gerçek.
haricî:
dışa ait, dışarı ile ilgili.
harika:
olağanüstü.
lem’a-i i’caz:
acze düşüren pa-
rıltı, mu’cizelik parıltısı.
madem:
değil mi ki.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
medrese:
ders okutulan yer.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanların aciz kaldığı şey.
musırrâne:
ısrar ve inatla, ıs-
rarlı bir şekilde.
münasip:
uygun.
neşir:
yayım, yayın.
Nur:
Risale-i Nur, Risale-i Nur
hizmeti.
reis:
başkan.
risale:
kitapçık, küçük eser.
şakirt:
talebe, öğrenci.
tab:
basma.
tarifat:
tarifler.
tashih:
düzeltme, yanlışını gi-
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
2.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı ebedî olarak daima üzerinize olsun.
1...,495,496,497,498,499,500,501,502,503,504 506,507,508,509,510,511,512,513,514,515,...1032
Powered by FlippingBook