"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır

Risale-i Nur'dan
26 Şubat 2025, Çarşamba
Ey birader, âlem-i Hristiyanın rüçhanına sebebiyet veren ihtiyarlaşmış olan esbaba tekabül edecek, genç, dinç esbab, bizde inkişafa başlamıştır; başka kitapta tafsil etmişim.

Bir hikâye:

Bundan on sene evvel Tiflis’e gittim. Şeyh San’an Tepesine çıktım. Dikkatle temâşâ ediyordum. Bir Rus yanıma geldi.

Dedi:

“Niye böyle dikkat ediyorsun.”

Dedim:

“Medresemin plânını yapıyorum.”

Dedi:

“Nerelisin?”

“Bitlisliyim” dedim.

Dedi:

“Bu Tiflis’tir.”

Dedim:

“Bitlis, Tiflis; birbirinin kardeşidir.”

Dedi:

“Ne demek?”

Dedim:

“Asya’da, âlem-i İslâm’da üç nur, birbiri arkası sıra inkişafa başlıyor, sizde birbiri üstünde üç zulmet inkışâa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidâne yırtılacak, takallüs edecek, ben de gelip burada medresemi yapacağım.”

Dedi:

“Heyhât! Şaşarım senin ümidine.”

Dedim:

“Ben de şaşarım senin aklına. Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır.”

Dedi:

“İslâm parça parça olmuş.”

Dedim:

“Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâm’ın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır, İslâm’ın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâm’ın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim alıyor. İlâ âhir…

“Yahu, şu asilzade evlât, şehadetnamelerini aldıktan sonra, herbiri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyetin bayrağını, âfâk-ı kemâlâtta temevvüc ettirmekle, kader-i ezelînin nazarında feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını ilân edecektir.”

Eski Said Dönemi Eserleri, s. 282

LUGATÇE:

esbab: sebepler.

inkışâ’: karanlıklar/bulutlar dağılıp hava açılmak.

inkişaf: açığa çıkma, meydana çıkma; gelişme; keşfolunma.

mekteb-i idadî: lise düzeyinde okul.

mekteb-i mülkiye: siyasal bilgiler okulu.

müstaid: istidatlı, kabiliyetli.

nehar: gündüz.

perde-i müstebidâne: istibdat perdesi, hürriyeti engelleyen baskıcı perde.

rüçhan: üstünlük, üstün olma.

takallüs etmek: kasılmak, büzüşmek.

temevvüc ettirmek: dalgalandırmak.

Okunma Sayısı: 313
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı