08 Ağustos 2014, Cuma
İnsanın cevheri Allah’ın (cc) hususî nuruyla parlak ve kıymetlidir. Çünkü Allah (cc) kendisi insana kıymet vermiştir. Hem Habibi Resul-i Ekrem’e (asm) hitabında, hem de kâinattaki yaratılmışlar için de intihap ettiğini insan için beyan etmiştir. Yani insan yaratıcısı ve Hâlıkı nazarında kıymetlidir.
Cenâb-ı Hak yanında çok kıymetli ve diğer mahlûklar nazarında çok farklı değeri olan insan muhakkak bir surette doğru olmalıdır. İnsana yakışmayacak hal kizbdir. Hem Hâlıkını, hem Hâlıkının yarattıklarını yalanlamak ve inkâr etmek insanoğlu için en acınacak ve aşağılık bir haldir.
Her zaman olduğu gibi bu yaşadığımız ahir zamanda bütün yanlış işlerin ve kötü gidişatın sebebi, menbaı yalandır, yalancılıktır, yalan konuşmaktır, yalan konuşulmasına müsaade etmek, ses çıkartmamaktır. Çünkü âlem-i İslâmın ve ferden ferda bütün ehl-i imanın hayatı, mematı; dünyası ve ahireti sıdktadır, doğruluktadır ve doğruyu savunmaktadır. “Yalan, bir lâfz-ı kâfirdir. Bir tane sıdk, yakar milyonla yalanı. Bir dane-i hakikat, yıkar kasr-ı hayali, Sıdk büyük esastır. Bir cevher-i ziyalı.”
Tezvirat, yalan, dolan Müslümanın işi olmadığı gibi işi yalan dolan olanlarla da Müslümanın işi olamaz. Bizler ya dosdoğru olacağız, imanımızın gereği yalanla hiç işimiz olmayacak; ya da yalancı olacağız zây-ı imanımızın gereği olarak doğrulukla işimiz olmayacak.
Doğruluk veya yalan; ikisini birbirinden ayıracak en kuvvetli hakikat ve ders imanî ve Kur’ânî derstir. Hiç yalana ve riyaya girmeden “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” emr-i İlâhisine harfi harfine uymaktır, hakkıyla riayet edip yerine getirmektir.
Allah’tan (cc) korkarak, Allah’tan gazab ve azab geleceğini düşünerek hiçbir işimizde özellikle de kudsî, Kur’ân, iman hizmetinde yalana müracaat etmemeliyiz. Yalana yol vermemeliyiz. Yalancılara fırsat vermemeliyiz ve onları dinlememeliyiz.
Yalan bizleri Allah’tan (cc), Resulünden (asm), Kur’ân’dan ve iman hakikatlarından uzaklaştırdığı gibi hadsiz ceza ve azablara da müstehak kılar.
Doğruluk bizleri Allah’a (cc), Resulüne (asm), Kur’ân’a ve iman hakikatlarına yakınlaştırır ve ebedî, hadsiz mükâfatlara müstehak kılar.
Üstadımız diyor ki; “Yol ikidir, ya doğru söz, ya sükût! Yalana hiç fetva yok.”
Çok silik ve yalan sözün ortada gezdiği şu günlerde mihengimiz Kur’ân hakikatlerini, tefsirlerini çok iyi okumak ve amellerimize buna göre yön vermek olmalıdır. Allah daima doğruların yanındadır ve doğruları sever.
Okunma Sayısı: 4264
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.