Anayasalar, ülke yönetiminde yöneticiler için bir pusuladır.
Yasalar buna uygun olarak çıkarılır, yöneticiler de Anayasaya uygun kanunlara göre hareket ederler. Yani çıkarlan kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Buna göre hiç kimse de anayasaya aykırı hareket edemez. Son günlerde Anayasa tartışmalar gündemde. İhtilalcilerin yaptığı 12 Eylül anayasası değiştirildiği halde beğenilmemektedir. Elbette ki ihtilâl dönemi Anayasaları sivillerin yapacağı anayasadan farklıdır. Çünkü olaganüstü şartlarda yapılmaktadır.
O zaman akla şu soru takılıyor: Neden sivil iktidarlar ve muhalefet biraraya gelerek müşterek bir anlayışla milletin büyük çoğunluğunun kabul edeceği bir anayasa yapamazlar? Fırsat elde iken neden bu konuda bir çalışma yapmazlar? İlla ki, anayasa yapmak için olağanüstü bir durumun mu olması gerekir? İktidarı da muhalefeti de, ihtilal ürünü anayasalardan çok çekti.
Yalnız her şeyde olduğu gibi ‘ben yaptım oldu’ değil, eşit şartlarda, istişare ile herkesin tasvip edeceği, parlementer sisteme uygun demokratik bir anayasa yapın. İktidarı da muhalefeti de kişiye göre anayasa değil de ülkeye faydalı bir anayasa yapsınlar. Böylece hem millet rahatlar hem de ülke güzel bir Anayasaya kavuşur. Seçilmiş milletvekilleri de milletin emrinde ve hizmetinde olduğunu göstermiş olurlar. İşte birlik olunacaksa bunda birlik olun. Senin benim istediğim değil, sana göre bana göre de değil, bize göre bir Anayasa yapın.
Herkes şunu unutmasın ve bilsin ki, aldatmayla ile iş yapanlar, bir gün kendileri de aldanırlar. Anayasa da, anayasa olmaktan çıkar “Banayasa” yani şahsa mahsus yasa olur. Bunu da hiç kimse, ne beğenir, ne de kabullenir. Yeni yapılacak Anayasa ise milletin tasvibinden geçerse ülke huzura kavuşur.