"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medrese ile tekkenin farkları

Osman KOYUNCU
16 Nisan 2015, Perşembe
Osmanlı döneminde, medreseler ve tekkeler olmak üzere, iki türlü eğitim müessesesi vardı.

Medrese; okumak, anlamak, ezberlemek manasına gelen, ders kökünden gelmektedir. Anlam olarak ders yapılan yer demektir. Asr-ı Saadet döneminde eğitim yerine, darülkurra denilirdi. İlk medrese, Abbasi halifesi Memun’un, Horasan valiliği döneminde yapıldığı söyleniyor. En gelişmiş şekli ile Alparslan’ın oğlu, Melikşah’ın veziri, Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta açıldı. Daha sonra Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de medreseler açıldı. Osmanlı döneminde sıbyan, orta, lise, yüksekokul ve üniversite, Müslümanlara mahsus olarak açıldı. Bu okullarda, sarf, nahiv, mantık, felsefe (fen ilimleri), matematik, astronomi, belâgat, fıkıh, kelâm, tefsir ve hadis olmak üzere çeşitli ilimler okutuluyordu. 

Tekke, Farsça tekye kelimesinin, değişime uğrayarak, tekke şeklinde dilimize geçmiştir, çoğulu tekayadır. Tekkenin küçüğüne zaviye denir. Zaviyeler, küçük yerleşim yerlerinde kurulurdu. Buralarda hem ilim okunur, hem de İslâm ahlâkı ve tasavvufu öğrenilirdi, fakat ağırlıklı olarak kalbî ilimlere yer veriliyordu.  Buraya devam edenlerde, yaş sınırlaması yoktu, her yaştan insanlar buralara devam edebiliyorlardı.  

Büyük ulemaya göre, tekkeler Resullullah’ın (asm) ameline, medreseler ise ilmine varis olmuşlar. Her ikisine de varis olanlar vardı, bunlara zülcenaheyn denirdi ve bunlar azınlıktaydılar. Tarihin parlak dönemlerinde, bu iki kurum, başbaşa yürümüş, o zamanlar devlette en parlak dönemini yaşamış. Ne zaman ki, bu iki kurum birbirlerinden ayrıldılar ve birbirlerine düşman oldular, medreseler dinden uzaklaştı ve tekkelerde taassup bataklığına düştüler, devlet zayıflayarak çökmeye başladı. 

Bediüzzaman, Şeyh Sadi Şirazi’den nakille, “Ben, bir ehl-i kalbi, tekkede seyr-i süluk ile meşgul iken görmüştüm. Birkaç gün sonra onu talebeler içinde medresede gördüm. Ne için o feyizli tekkeyi terk edip bu medreseye geldin? dedim. O da dedi ki, orada yalnız herkes nefsini, eğer muvaffak olursa kurtarabilir. Burada ise âli himmet şahıslar kendileriyle beraber çoklarını kurtarmaya çalışıyorlar. Fazilet ve himmet bunlardadır. Onun için buraya geldim.”  

Bu ifadeden sonra, Bediüzzaman, “Acaba talebelerin fiil çekimleri gibi sarf ve nahivin (kelime ve cümle bilgisi) küçük meseleleri, tekkelerdeki virdlere racih gelirse, Risale-i Nur’un Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman ettimdeki, hakaik-i kudsiye-yi imaniyeyi katı ve vazıh bir surette ders verip, en muannid zındıkları ve en mütemerrid feylesofları susturup ders verirken, onu bırakıp yahut sekteye uğratıp veyahut kanat etmeyip, tarikat hevesiyle Risale-i Nur’dan izin almayarak, kapanmış hangâhlara (tekke) girmek ne derece yanlış olduğunu ve bizim bu şefkat tokadına ne derece istihkak kesb ettiğimizi gösteriyor” diyor. (Lemalar, 640)

Sonuç: Eskiden insanların meşgaleleri az, zamanları çok olduğundan, 10 yıl, 15 yıl, medrese veya tekkelerde kalarak, dinlerini öğrenebiliyorlardı. Bu zamanda insanların meşgalesi arttı. Dinlerini öğrenmek için bu kadar zamanları yok. Bediüzzaman, ahiret hayatını kazanmak için, yirmi dört saatten birini vermenin kâfi olduğunu, farzlarını yapan, büyük günahları işlemeyenlerin kurtulabileceğini söylüyor. Din, asıl meslekleri olmayanlar ve dininin zarurî kısmını öğrenmek isteyenler için, 15 seneye bedel, 15 gün veya birkaç ayda, bu 15 yılda kazanılan mertebe kazanılabilir. Bediüzzaman bunu söylüyor, gösteriyor ve ispat ediyor. Risale-i Nur bu mertebeyi kazandırır. Bunun için, okullarda din ve fen ilimlerinin birlikte mezcedilerek okutulması lâzımdır. Kalbin ışığı din ilimleri, aklın ışığı ise fen ilimleridir, bu ikisinin birleşmesi ile hakikat ortaya çıkar. Buna ilgisiz kalmak akıl kârı değildir.    

Okunma Sayısı: 12873
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmet yildiz

    16.4.2015 14:26:04

    medreseler dinden uzaklasti demissiniz. tam tersi degil mi? biz fenden uzaklasti biliyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı