"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seküler kültürün insanlığa maliyeti

NECATİ KAĞAN ÇETİN
11 Ekim 2012, Perşembe
“Kapitalizm’le sömürgecilik iç içedirler ve ‘İlâhî olan’a kayıtsız kalan bireyin egemenlik iradesini yüceltirler. Yine her ikisi de, hikmetten (bilgelikten) koparılan bilimi, tabiat ve insanlar üzerinde hâkimiyet kurma heveslerinin kölesi yapmışlardır.”
Roger Garaudy – İnsanlığın Medeniyet Destanı
1800’lü yıllardan bu yana, hattâ Rönesans ve reformu da sayarsak, çok daha uzun zamandan beri dünya gündemini meşgul eden seküler kültür üstüne çok şeyler yazılıp çizildi. Bu konuda yığınla söz söylendi. Hâlâ da söylenmeye devam ediyor.
2000’li yıllardan geçmişe doğru bir projeksiyon yaptığımızda, seküler kültürün insanlığa neler kazandırıp, neler kaybettirdiğini daha kolay anlamak mümkündür. Çünkü 300 yıldan daha fazla bir süre hakkında, tarihî veriler ışığında tespitler yapılabilir.
Belli başlı tespitleri yapalım ve hatırlatalım; bu tespitlere katılırsınız, katılmazsınız, itiraz da edebilirsiniz:
Seküler anlayış, tarihin son üçyüz yılında maneviyattan, dinden daha uzak bir dünya ortaya çıkardı. Dinden böylesine uzaklaşmış bir dünyada hâliyle çıkar çatışmaları, kavgalar, silâhlanma çılgınlığı, savaşlar yaşandı. Dinlerdeki şefkat ve merhamet dünyaya yön vermeyince, daha çok vahşete, daha çok hesaplaşmaya tanık olduk. İki büyük dünya savaşında sekülerliğin ne kadar büyük rolünün olduğunu anlamak için allâme olmaya gerek yok.
Sekülerizm, alkol, uyuşturucu kullanımı, kumar ve ahlâk erozyonunu dünyanın en ücra köşelerine kadar yaydı. Böylesine seküler bir kültür atmosferinde yaşayanlar, başı her sıkıştıkça ya içki içti, ya uyuşturucu kullandı veya kumar oynadı. İnsanlar kumar masalarında maddî-manevî bütün sermayelerini yitirdi.
Dine cephe alan hayat felsefesi, aileleri parçaladı, boşanma oranlarını artırdı. Eşler, huzuru ailede değil, dışarda aradı. Ailenin, sofra duaları, şükür, kanaat eşliğinde, bir çatı altında, her akşam manevî bir iklimde buluşması sona erdi. Anne, baba ve çocuklar aileden koptu. Herkes ya alışveriş merkezlerinde, ya eğlence merkezlerinde veya magazin kültürü içinde mutluluk aradı.
Seküler hayat anlayışları, insanlarda maddî hırsları kamçıladı. Milyonlarca kişi tüketim çılgınlığına kapıldı. Herkes daha çok tüketti, daha çok harcadı. İsraf artarken, tasarruflar azaldı. Tüketim kültürü denilen ve aslında insanı tüketip bitiren yeni bir kültür ortaya çıktı. Evlerdeki eşyalar eskimeden yenileri satın alınmaya başladı.
Manevî hayattan uzak bir hayat tarzı, faizi, borsayı, sanal ekonomiyi tetikledi. Her şey gerçek ekonomiye, mal ve hizmet üretimine değil; bilerek karmaşıklaştırılmış sanal ekonomilere endekslendi. Bir zamanlar piyasalara hakim olan ve net olarak sayılıp ölçülebilen mallar, hizmetler kayboldu. Onların yerine her yerde borsa endeksleri, pariteler, hisse senetleri, faiz oranları gibi kavramlar, kelimeler, terimler uçuşmaya başladı.
Hâsılı, sekülerleşmenin insanlığa maliyeti çok ağır oldu. Hâlâ da bu kültürün yıkıcı etkileri devam ediyor.
İnsanlığın manevî konulardaki arayışlarına tatmin edici alternatifler sunulmazsa, herkes ister istemez başka arayışlara girecektir. İbadetler, ibadethaneler yasaklanırsa; devreye girecek marjinal-sapkın yönelimler engellenemez.
İnsan, daima manevî arayışlar içinde olan bir yapıya sahiptir. İşte manevî gerçeği ısrarla ıskalayan seküler kültürün, bu yapıdaki insana vereceği hiçbir şey yoktur.
Yaşadığımız maddî manevî yıkımların görünmeyen sorumlusu, bir bakıma, seküler, dini dışlayan kültürdür. 19. ve 20. yüzyıllardaki bunalımlar, manevî değerlerden uzaklaşmaktan dolayı yaşanmıştır.
Seküler felsefenin maliyeti işte bunlardı.
Önümüzdeki yıllar, seküler kültürün her açıdan derinlemesine analiz edileceği, sorgulanacağı, irdeleneceği… büyük ihtimalle de tarihe gömüleceği bir dönem olacaktır.

 

Okunma Sayısı: 1370
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı