"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Safahat’tan 21. yüzyıla mesajlar…

NECATİ KAĞAN ÇETİN
29 Aralık 2012, Cumartesi
Bu zamanın en büyük zorluklarından birisi, iman, aksiyon ve manevî heyecanlardan uzak olarak yaşamaktır. Tıpkı bir robot gibi, yaşananlardan, okunanlardan ders çıkaramamak, kalbi ulvî zevklerle tanıştırmamaktır.

Cennetmekân Mehmet Âkif Ersoy’un eşsiz eseri Safahat, iman ve aksiyon bakımından asrımıza yol gösteren nice mısralarla doludur. Onun şiirleri insanı kalp, duygu ve ruh yönüyle besleyen mübarek bir nehre benzer. İşte bazı örnekler:
“Ben böyle bakıp durmayacaktım dili bağlı, 
İslâm’ı uyandırmak için haykıracaktım. 
Gür hisli gür imanlı beyinler coşar ancak 
Ben zaten uzunboylu düşünmekten uzaktım! 
Haykır! Kime lâkin? Hani sahipleri yurdun? 
Ellerdi yatanlar sağa baktım sola baktım; 
Feryadımı artık boğarak na’şını tuttum 
Bin parça ettim şi’rime gömdüm de bıraktım. 
Seller gibi vadiyi eninim saracakken 
Hiç çağlamadan gizli inen yaş gibi aktım. 
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz; 
İnler ‘Safahat’ımdaki hüsran bile sessiz!”
Şairimiz yukarıda yalnızca gür hisli, gür imanlı beyinlerin coşacağını anlatır. Gerçekten de böyledir. Duyguları, imanı kuvvetli olanlar, diğer kişilere destek verir. Dünyayı imanı coşkun olanlar manevî anlamda diriltebilir. Bu asırda en fazla ihtiyaç duyduğumuz kişiler, her asırdaki gibi gür hisli, gür imanlı kişilerdir. Çünkü onlar, bir milletin, bir ülkenin, bütün bir dünyanın gidişatını değiştirebilecek donanıma sahip müstesna insanlardır.
Mehmet Âkif, kendi döneminde gür hislere ve son derece coşkun bir imana sahiptir. Ancak etrafında ona omuz verecek insan sayısı çok azdır...
Safahat’tan dokunaklı satırları incelemeye devam edelim:

Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlık’tır;
Hakikî Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır.
Cebanet, meskenet, dünyada, sığmaz ruh-i İslâm’a...
Kitabullah’ı işhad eyledim gördün ya da’vama.
Görürsün, hissedersin varsa vicdanınla imanın:
Ne müthiş bir hamaset çarpıyor göğsünde Kur’ân’ın!

Kur’ân, insana her gününde, her zamanında, her döneminde fazlasıyla yetecek heyecanı, imanı, duyguyu, maneviyatı içinde taşır. Bunları görüp hissetmek için, iman ve vicdan yeterlidir.
Yirmibirinci asırda, yegâne ihtiyacımız iman, maneviyat ve heyecandır. Bu zamanın en önemli özelliği, kalplerin katılaşmasıdır. Hakikî Müslümanlıkta katı kalpliliğe yer yoktur. Hakikî Müslümanlık, en büyük bir kahramanlıktır.
Kendine bu zamanda doğru bir rehber arayanlara önereceğimiz kitaplardan biri de “Safahat” olacaktır. Orada hayata, insana, dünyaya, ideallere, vatan sevgisine, imana, sabra, çalışmaya, adalete, Peygamberimiz’e (asm) ve Kur’ân’a dair son derece güzel satırlar vardır.

Okunma Sayısı: 1480
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı