Allah lâfz-ı Celâli, bütün Esma-i Hüsnayı kapsar. Bediüzzaman Hazretleri, ”Bütün Esma-i Hüsnanın ifade ettiği mânâlarla bütün sıfat-ı kemaliyeye lâfza-i Celâl olan ‘ALLAH’ bililtizam delâlet eder.” (Mesnevî-i Nuriye: 199) der..
“Cenâb-ı Hakk’ın bütün esmasının cem’ine medar olan, bu ism-i Celil-i Zülcelâlin, Kur’ân’da 2806 defa geçtiğini” ifade eder Bediüzzaman. (Mektubat: 381)
Yine, Bediüzzaman’ın ifadesiyle ”Lâfza-i Celâl olan Allah lâfzı, doğrudan Allah’ın sıfatına delâlet ettiğinden ve sair isimleri ve sıfatları da ifade kapsamına aldığından ”İsm-i A’zam” sayılmıştır. (Mektubat: 381).
Bütün evliyaların sıkça, “Lailaheillah“ tevhidini zikretmeleri mânâsı, Allah isminin bütün esma yerine geçtiğindendir.
Bu çok büyük ve mukaddes olan zikr-i İlâhî için, Bediüzzaman Hazretleri şöyle der; ”Bütün evliya ve asfiya en tatlı zevklerini ve en şirin manevî rızıklarını, Kelime-i Tevhid olan “Lailaheillallah” zikrinde ve tekrarında buluyorlar. Hem Kelime-i Tevhid’de azamet-i Kibriya ve Celâl-i Sübhani ve saltanat-ı mutlaka-i rububiyet-i samedaniye tahakkuk etmesi içindir ki, Resul-ü Ekrem (asm) ferman etmiş: ”Ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli sözleri” Lailahe illallah” kelâmıdır.” (Keşf’ül hafa,1:153).
ALLAH.. Ne güzel bir isimdir…