Hiç beklemediğimiz bir zamanda beklemediğimiz bir şekilde veda ettin bizlere. Yeni Asya Nur cemaati (ailesi) bir bilge insanı kaybetti. Özelde benim, genelde bütün ailemizin sevdiği, saydığı, fikirlerine değer verdiği sevgili Cafer Okur Ağabeyimizin ebedî âleme göçü yerinde büyük bir boşluk bıraktı.
Nevşehir’de Nur hizmetinin en fedakârlarından idin, erkek dershanemizin yapılmasında büyük katkıların oldu. Hanımlar için olan dershanemizin ise çoğu yine senin gayretin ile kısa bir zamanda yapıldı. Bu üç katlı binada hem genç kızlarımız hem umumî sohbet günlerinde hanımlar istifade etmekte. Şu anda inşaatına başlanmak üzere olan, altı dükkân üstü apart yapılacak şekilde arsamızın alınmasında ve inşaatının ön çalışmalarında büyük emeklerin var. Özellikle son iki yıldır esnaf ziyaretlerine ağırlık vermiştin. Elhamdülillah kıyamete kadar olacak Nur hizmetlerinde hissen olacak.
Ben 12 yaşımdan itibaren senin Nur hizmetlerinde olduğunu hatırlıyorum; okul dönüşünde elinde Yeni Asya gazetesi ile geldiğini asla unutmam. 12 Eylül’de Nurculuktan yargılandığını, buna rağmen sohbetleri aksatmadığını, Demokrat çizginin hiç kırılmadığını, 25 yıllık belediye başkan yardımcılığı vazifende ok gibi dosdoğru olduğunu, ne rüşvete, ne riyaya, ne dünyalığa kıymet vermediğini dost düşman herkes bilir.
Bütün çalışmalarını, hizmetini yüzünün akı ile başardın, yediğin ekmeği helâl ettirdin, fakirin ve zayıfın elinden tuttun, ama kimseye, en yakınına dahi, iltimas geçmedin. Haksızlık yapmak isteyenler seni -kendi tabirinle- Erol Taş rolünde gördü. Kimse tevessül edemedi. Eğer dünyalık isteseydin kendin de çocukların da çok daha farklı konumlarda olurdu. Ama başın dik, alnın ak çok şükür.
Sen sosyal bir insandın, “Cafer Ağabey’din,” “Başkanım’dın,” yol gösterir, yardım ederdin. O yüzden hep sana özendim hep senin gibi olmak istedim, senin gibi kararlı, istikametli, güçlü ve isabetli. Tecrübeli bir bürokrattın. Sen ailemizin sırtını dayadığı dağ idin. Herkes senden bir şey bekler, sana danışırdı. Sen herkesi dinler yol gösterirdin. Ama bir gün olsun kendi derdini kimseye anlatmadın…
Elhamdülillah deruhte ettiğin bu hizmetleri devam ettirecek evlâtlar yetiştirdin. Onlar bu bayrağı yere düşürmeyecekler. Bundan hiç şüphem yok.
Risale-i Nur perspektifinden doğru siyaseti bilen, bu bilgisini her zaman medeni cesareti ile savunan, ‘Zübeyri’ çizgide kırığı olmayan bir Nur Talebesiydin. Vefatından bir gün önce bağımızda çay içmiştik, gençler Risale-i Nur okudu sen izah etmiştin. İnşallah bir gün Rabbimizin huzurunda hayırla kavuşuruz, Cennette de beraber Kevser içeriz.
Son on gün içinde -ziyaretçilerin şehadeti ile- pek çok eş dostla telefonla arayarak ve ziyaret ederek görüşmüşsün. Adeta veda etmişsin sevdiklerine. Ama biz bu ani vedana hazır değildik be ağabey… Nerden bilelim ki sen hazırmışsın?
Haccını da ifa ettin inşallah tertemiz Rabbine kavuştun. Ama biz üzülmüyoruz, ağlamıyoruz “kalp hüzünlenir göz yaşarır.” Elimizde değil. Evet! Biz de yakında geleceğiz. ‘Külli atin garib’ sırrı ile inanıyoruz ki çok yakında görüşeceğiz. Seni şimdiden özledik.
Cenazende binlerce insan vardı. Taziye ziyaretinde bir kardeş, “Şehit cenazelerinde ancak bu kadar insan olur” dedi. İnşallah sen de manen şehitsindir ve Rabbimin rızasına, Resulün şefaatine, Üstadımızın himmetine nail olursun.
Biz senden memnunduk. Yerin doldurulmaz biliyoruz.
Nur içinde yat. Cennet mekânın, Allah yar ve yardımcın olsun Güzel Adam.
Kardeşin, Mustafa Okur
***
62 yaşında vefat eden Cafer Okur, Nevşehir Kurşunlu Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Göre Beldesi’nde duâlarla defnedildi. Evli ve 3 çocuk babası olan Okur, 1999–2012 yılları arasında Nevşehir Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştu.