15 Temmuz 2013, Pazartesi
Risale-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır. İşte bu hakikate binaen, en bahtiyar çocuklar onlardır ki, Risale-i Nur dairesine girip dünyada peder ve validesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a’mâline vefatlarından sonra da hasenatı yazdırmakla ve âhirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlâd olurlar..” (Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ)
1950’li yıllar... Bolvadin ve Emirdağ köylerinin tozlu yollarında Üstadın arabasının arkasından “Bediüzzaman Dede, Bediüzzaman Dede..” diye yalın ayak, dikenlere basa basa koşuşan masum çocukların hâlet-i ruhiyeleri ve nesl-i âtî için müjde verici ifadeler. Üstad Hazretleri Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde küçük masumlar taifesinden, Nur’un zamanın vaziyetine göre talebeleri ve Nurlarla imanlarını kurtaracakları gibi ifadelere yer vermiş. Bu hissi anlamış ve müjdelemiştir. Yine Risale-i Nur’da, Nurların bir kısmını yazma şerefine nail olmuş küçük çocuklardan memnunane ve sürurla bahsetmiştir. Bu müjdeler ve ifadeler Risale-i Nur’un masum çocuklar nezdinde de inkişaf edeceğinin bir emaresidir. Saff-ı evvel küçük masumların şevk, gayret ve heyecanlarını bu zamandaki küçüklerde de görebilmek şimdilerdeki küçüklere yapacağımız duâmız olsun.
Her sene düzenli olarak yapmaya çalıştığımız, ilmî ve dinî yönden çok faydasının olduğunu düşündüğümüz yaz Risale-i Nur kampları, hizmetlerin daha da güzel yerlere gelmesi ve inkişaf etmesi ve bu tür programlara katılanların da çok lâtifelerinin, istidatlarının maddî-manevî kemâle ermesi noktasından şevk kaynaklarımızdan bir tanesidir. Rabbimize hadsiz hamd ü senalar olsun ki bizleri Risale-i Nur’la, Kur’ân hakikatleriyle bir araya getirmiş. Şimdi sıra bizde, okumada gayret etmek, öğrenebildiklerimizi sair kardeşlerimize ulaştırmak, anlatmak. Yani hem kendi hem de ehl-i imanın imanlarının kurtulmasına yardımcı olmak. Bu manaların bizde de yaşanması içindir bu okuma programları.
Ankara Emek Cankardeş olarak biz de 18 kişilik bir ortaokul grubuyla Bursa Gemlik’e geldik. ”Bu programı kesinlikle kaçırmamalıyım. Allah’ın izniyle katılabilmeliyim” şuurunu kendinde hissetmiş şimdilerin küçük Nur Saidleri... 1-9 Temmuz’u bu şekilde anlattığımız prensiplere göre şekillendirip Gemlik’teki 4 katlı dershanemize vardık. Bizleri, yaşı epey ilerlemiş olmasına rağmen, hizmetlerle bire bir ilgilenen, ömrünü Nurlara vakfetmiş, çok yönünü takdir ve tebrik ettiğimiz Tevfik Boz Ağabey karşıladı. Bütün kardeşlerin onu görmesiyle etkilenmesi bir oldu. Orada kardeşlere başta Kur’ân-ı Kerîm’in dört esası olan Tevhid, Haşir, Nübüvvet, Adalet ve İbadet konuları olmak üzere Risale-i Nur dersleri, Kur’ân-ı Kerîm, ilmihal, adab-ı Peygamberi (asm), ezber, şahsî Risale-i Nur okuma (Mu’cizat-ı Ahmediye’yi bitirdik), sosyal aktiviteler, yarışmalar vs. gibi muhtevaları vermeye çalıstık. Risale-i Nur olarak da yine ‘Eğitim Seti 3’ü bitirdik. Dersler müzakereli ve suâlli tarzda oldu. Kardeşler birçok konuda bilgi sahibi oldular. Manevî yönden eğlenceli ve istifadeli olan program aynı zamanda sosyal faaliyetlerle de heyecana medardı. Programın ortalarına doğru Onur Turan Ağabeylerle göle gidip-girip maddî-manevî istifade imkânı bulduk. Hem ağabeylerin hem de çocukların şimdilik öncelikli istediği rahat bir şekilde fıtrî hale geldi. Şu bir gerçek ki, çocukların zaaf ve acz noktasında merhametli ve kudretli olan Allah’ı bilmekle ruhları yükselebilir, istidatları mes’udane inkişaf edebilir. Dolayısıyla fırtınalı bu enaniyet asrı çok insanı, gençleri daha da kötüsü çocukları daha küçükken yakalıyor. Bu sebeple maneviyat ikliminin hava-i nesimini solumayan bilhassa çocuklar ileride bu manevî değerlere çok daha uzak kalıyor ve yabani kalıyor maalesef.
Programımızın bir diğer canlı tarafı da yatsı namazı akabinde yapılan yarışmalar oldu. Üçerli kişilerden 5 grup yaptık. Gün içinde öğrendikleri bilgileri daha da pekiştirmek ve unutmamak için yapılan yarışmalar çok istifadeli oldu. Genel itibarıyla her grup bir birincilik aldı ve puanlar da birbirine yakın idi. Bu da gösteriyor ki kardeşlerin hepsinin de öğrendikleri zihinlerinde taptaze. Amacımız da teoridekileri pratiğe taşımak ve bildiklerimizi yaşamak suretiyle canlı tutmak. Günlük 1 saat da Kur’ân okuduk, yanlışlar varsa düzeltme ve ilerletme imkânı bulduk ve birçok kardeşe de Ramazan hatmi verdik. Ezberde ise kardeşlerin yarısı tesbihatın tamamını ezberledi. Hülâsa, akıl, fikir, manevi değerlerle neşv ü nemalandı. Ve Tevfik Ağabeyimiz bir yatsı sonrası kardeşlere ders yaptıktan sonra her birine büyüdüğünde ne yapmak istediğini sorarak, onlardan Gemlik dershanesini unutmama ve oraya maddî manevî destek olma sözünü aldı. Tevfik Ağabeyden Allah razı olsun. Yaşı ilerlemiş, ama hizmette heyecanı, şevki hiç bitmemiş, bilâkis hergün daha da gayrete gelmiş. Şimdi tek başına orada 15-20 çocuğa Kur’ân öğretiyor.
Artık programın son anlarıydı ve son gün yapacağımız şahsî final sınavının günü. Kardeşlerin 1 haftada öğrendiklerinden bireysel bir sınav yaptık. Yavuz Selim kardeşimiz birinci, Sina ve Ahmed Halid ikinci, Serhat ve Fatih kardeşlerimiz de üçüncü oldular. Diğer kardeşler de başarılı idiler tabiî. Ve kardeşlere Can Kardeş ve Genç Yorum tişörtleri verdik ve çok memnun kaldılar. Ve sonra Bursa merkeze gittik. Öncelikle Ulu Cami’de öğle namazını kıldık sonra da caminin içini temaşa imkânı bulduk. Çevredeki çarşılardan kardeşler ailelerine hediye aldılar ve Orhan Gazi, Osman Gazi Türbelerini ve saat kulesini gezip çevrelerinde hatıra fotoğrafları çekindik, o günü de hatırda kalınır bir hatırayla bitirdik ve kardeşler tarafından memnunane izlenimler aldık. İnsan bilemez kimin duâsıyla iyi olduğunu, ama çocukların günahsız dillerinden ve Allah Allah diyen kalplerinden bizler için yaptıkları duâlarının tesirlerini hissedebiliyorduk. Ve kardeşlerin dillerinde tek bir ifade: Ağabey, bir dahaki sömestr ve yaz kamplarına adımı muhakkak yaz!
Bize bir hafta müddetince güler yüz gösteren, fedakârlıklarını esirgemeyen başta Tevfik Boz Ağabeye ve Abdulkadir Ağabeye ve yine vakıf ağabeyler olan Veysel ve Serhat Ağabeylere, aşçımız Mehmed Ağabeye de gönülden teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyoruz... Allah bu tarz hizmetlerde bizi istihdam etmeyi, daim ve kaim olarak ihlâsla devam edebilmeyi nasib eylesin inşaallah, âmin.
Okunma Sayısı: 1079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.