"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mısırlılar hürriyet ve umut için savaştı

Maya BOLDER
16 Şubat 2011, Çarşamba
Tahrir Meydanı’ndaki kahraman insanlar gece gündüz demeden, işi gücü bırakıp, beş parasız kalma pahasına ve hatta canları pahasına gösterilerini yaptılar. Mısır’da hayat herkes için çok değişmişti. Hiçbir Mısırlı yarın ne olacağını bilemiyordu.
 Onlar sadece hürriyet için savaştı. Bir çokları da bu uğurda canlarını verdi. Geçtiğimiz hafta İskenderiye’de polis soğukkanlı bir şekilde gencecik bir çocuğu vurmuştu. Bir hiç uğruna hem de… Belki de bu olayın videosunu bir çoğunuz izlemişsinizdir. Çok üzgün ve öfkeli hissettim bu olay sonrası. Nasıl oluyor da, herkes bu ülke için mücadele ederken gencecik bir insanı vurabildiler? İşte bunu hiçbir zaman anlamıyorum.
Belki de sistem insanları bu hale getiriyor. Sokaklarda duyduğumuz hikâyeler ve ülkenin uğradığı bunca belâ, sırf bir devlet başkanının inadı yüzünden yaşandı. Mübarek gitmemekte ısrar ettikçe, gençlerin yüzünde stres ve öfke gördüm. Bu gençler zaten yaşadıkları bu baskı ortamında yeterince yıpranmışlardı ve artık patlama noktasına ulaşmışlardı. İşte Mısır’ın geleceği olan bu gençlerle uzun uzun sohbetler ettim. Onlara, yeni Mısır’ın nasıl bir yer olmasını istediklerini sordum. 20-30 yaş arası bu gençlerden duyduklarım çoğunlukla acı dolu cümlelerdi. Depresif, ümitsiz bir halleri vardı belki de… Benim için bu imkânsız bir durum. O yaşlarda hepsinin umut dolu, sevinçli ve heyecanlı olması gerekiyordu. Ama işte baskı rejimleri insanları bu hale sokuyordu. İşte bu yüzden hepsi hararetle hürriyet istiyordu.
Bu gençlerden birinin anlattığı hikâye aslında Mısır’daki sistemin nasıl kokuşmuş bir sistem olduğunu gözler önüne sermekteydi. Bu kişinin Kahire’de çok büyük bir mağazası varmış. Uzun yıllar önce bir polis memuru dükkânına gelmiş ve eğer istediklerini yapmazsa dükkânını başına yıkacağını söylemiş. Her ay bu polis memuruna tam 10.000 Mısır paundu para vermek durumunda kalmış. Uzun süre bu haracı ödemek durumunda kalınca, yavaş yavaş işleri gerilemeye ve iflâsa doğru sürüklenmeye başlamış. Netice itibariyle de batmış… Bu ne yazık ki kokuşmuşluğun, çürümenin en uç raddesi. Ve hepsi Mısır’da sıkça yaşanan şeyler. Mübarek rejimi Mısır’ı işte böyle bir ülke haline getirmişti. Bu binlerce  türden olaydan sadece bir tanesi… Çünkü burada hayat çok karmaşık. İnsanlara yardım etmeye kalktığınız zaman hemen altında bir şey aramaya başlıyorlar. Bu da sistemin insanlara yüklediği bir yanlış algılama biçimi. Demek ki, baskıcı rejim insanları yalnızlaştırmış ve birbirleriyle dayanışmalarını engellemiş. Bu da rejimin uzun süre ayakta durmasını sağlıyor her halde. Bu konuya ilerleyen zamanlarda daha detaylı yaklaşmak istiyorum.
Şimdi Mısır’daki duruma tekrar geri dönmek istiyorum. Biliyorsunuz, eylemler süresince ekonomi sıfırlandı. Bankaların, piyasaların hepsi kapalıydı. Şimdi normalleşme yaşanırken bankalar da belirli periyodlarda açılıyor ve insanlar resmen hücum ediyorlar. Yüzlerce insan banka kuyruklarında. Görülmeye değer bir tablo… Herkes oldukça sabırlı görünüyor. Saatlerce beklemelerine rağmen sorun olmuyor ve günde maksimum 1000 Mısır paundu çekebiliyorlar. Ben de bu sıralardan birindeydim. İnsanları 10’ar 10’ar içeri alıyorlardı. Sırada uzun saatler beklerken ben de ortamı biraz renklendirmek için, “Acaba Sayın Mübarek, içerde bizi mi bekliyor?” diye bir espri yaptım. Sıradaki Mısırlılardan biri hemen bana itiraz etti ve: “O bizim başkanımız, lütfen dalga geçme” diye çıkıştı. Resmen şok olmuştum, zira öyle bir niyetim yoktu. Ancak bazı insanları anlamak güçtü ve söylediklerine dikkat etmek gerekiyordu. Mübarek devrilirken bile, etkisini sürdürüyordu. Biz Avrupalılar her söylediğimizden sorumlu tutulacağımızı düşünmeyiz. O yüzden rahat rahat konuşuruz. Avrupa’da bu böyledir zira. Herkes istediği şeyi söyler ve kimse bu söylediği şey yüzünden azar işitmez yahut uyarılmaz.
Sonradan anladım ki, hürriyet şuurunun yerleşmesi için de daha çok zaman gerekiyor. Onların psikolojisi çok zor bir psikoloji. Ağızlarını kapalı tutmaları gerektiği öğretilmiş ne yazık ki. Ancak uzun süre böyle kalamazdı ve kalmadı da. 10 Şubat günü Kahire’de yapılan muhteşem gösteri bunun ispatıydı. Yüzlerce arkadaşım da Kahire’deki bu büyük güne iştirak etti. Neticesi de Allah’ın izniyle başarılı oldu.
İnşallah bütün bu gelişmeler Mısır için en hayırlısını getirir.
 
Tercüme: Umut Yavuz
Okunma Sayısı: 786
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı