"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargı reformu belgesi ne getirecek?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Mayıs 2019, Çarşamba 00:12
Geçen yılın güzünde, 2019’un hemen başında açıklanacağı duyurulan, ama yine aylarca sürüncemede kalan Yargı Reformu Strateji Belgesi yarın nihayet açıklanıyor.

Bizzat Erdoğan tarafından.

Belgenin hazırlanma sürecinde en yetkili isimlerce seslendirilen “itiraf” niteliğindeki özeleştirilerden bazılarını hatırlayalım mı?

Yargıtay Başkanı: “İddianameler eksik soruşturmayla özensiz hazırlanıyor. Kaliteli hukuk sistemi için iyi uygulamacılar lâzım.”

Danıştay Başkanı: “Hukuk devletinin temel özelliklerinden biri, âdil yargılanma hakkının teminat altına alması ve bunu sağlayacak düzenlemelere yer vermesidir.”

Adalet Bakanı: “Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahaleler, uzun süren soruşturmalar, açılmayan davalar, haklı eleştirilere neden olabiliyor. Güven veren adalet, pardon sözünün yargının lûgatinden silinmesi, başta tutuklama tedbiri olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında terazi hassasiyetinin gözetilmesidir.”

Adalet Bakanlığı Müsteşarı: “Hukuk ilkelerine bağlı, vatansever, âdil ve güzel ahlâk sahibi hâkim ve savcılara ihtiyacımız var.”

Bu fazlasıyla gecikmeli tesbit ve ikrarlarda dile getirilen yakıcı sorunlar hâlâ sürüyor.

20 Temmuz OHAL sürecinde zirve yapan hak ihlâlleri hâlâ devam ederken, gün geçmiyor ki, bunlara yenileri ilave edilmesin.

Her fırsatta “Biz getirdik” diye övünerek tekrarlanan “lekelenmeme hakkı”nı ayaklar altına alan operasyonların sonu gelmiyor.

“Evrensel hukuku uygulayan bir ülkeyiz”  diyen Bakana soruyoruz: Yargıladığı sanığa “Yemişim AİHM içtihadını” veya “Getirdiğin belgelerin hükmü yok, ben MİT listesine bakarım” diyen ve görevini tutuklama memurluğuna dönüştüren kimi “hâkim”lerle mi?

Böyle bir ortamda Bakan, Yargı Reformu Belgesi için “Adım adım demokrasinin daha da geliştiği, hak ve özgürlüklerin daha da güvenceye alındığı bir yol haritası” diyor.

Umarız, öyle olur. Ama “adım adım” beklemeye tahammülü olmayan ve âcil müdahale ile hemen sonlandırılması gereken çok ağır ihlaller sürüyor. İktidar medyası “görmese” de sosyal medya bu haberlerle çalkalanıyor.

Bunlar için şimdiye dek ısrarla sürdürülen duyarsızlık daha ne kadar devam edecek?

Okunma Sayısı: 12719
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • özkan

    30.5.2019 16:23:36

    icra katiplerine tayin verilmesini istiyoruz, mağdur olmaktan yorulduk birde çocuk istismarcılarına idam verilse çok iyi olurdu

  • Gündüz Alp-2

    29.5.2019 12:43:44

    "Adım adım" değil "kıdım kıdım" yol alan yargı süreçleri, adaleti geç tecelli ettirmekle mağduriyet ve zulümleri arttırmaktadır. Oysa mağdurun ve mazlumun beklemeye tahammülü yoktur. "Böyle bir ortamda Bakan, Yargı Reformu Belgesi için “Adım adım demokrasinin daha da geliştiği, hak ve özgürlüklerin daha da güvenceye alındığı bir yol haritası” diyor. İyi de (istibdat ve tahakküm içerikli tekçi) sistem ne âlemde? Demokrasi ve hukuku rafa kaldıran şu sistem için de bir "reform paketi" düşünüyorlar mı? Demokrasi ve hukuka, hürriyet ve adalete fırsat ve imkan tanımayan demode olan şu sistem sağlam ilke, esas, düstur ve uygulamalarıyla yeniden kamil anlamda tesis edilmeden reform paketinin başarılı olması ihtimali yüzde kaçtır? Yargının tam bağımsızlığı kadar yargıcın adil, cesur, hür ve erdemli olması da hem önemli hem ihtiyaç. Yargı ve yargıcın tepesinde her vakit sallanan "demoklesin kılıcı" gibi bir tekçi sistem olduğu sürece söylenen sözlerin yerini bulacağına pek ihtimal vermiyorum.

  • Gündüz Alp

    29.5.2019 12:27:12

    Sayın Güleçyüz, açılacak her bir paket bir "itiraf" belgesi niteliğinde. Laf bol, icraat yok denecek kadar az. Yargının yüksek makamlarından gelen açıklamalar "bilinenlerin" tekrarı mahiyetinde. “Evrensel hukuku uygulayan bir ülkeyiz” diyen Bakana soruyoruz: Yargıladığı sanığa “Yemişim AİHM içtihadını” veya “Getirdiğin belgelerin hükmü yok, ben MİT listesine bakarım” diyen ve görevini tutuklama memurluğuna dönüştüren kimi “hâkim”lerle mi? Halimiz, samanlıkta kaybettiği iğneyi, dışarıda kapı önünde arayan Nasreddin Hoca'ya benziyor. Bu kaçıncı "yol haritası." Peki uyan var mı? Yargıtay Başkanı "kaliteli hukuk", Danıştay Başkanı "adil yargılanma", Adalet Bakanı "Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahalele..", Müsteşar “Hukuk ilkelerine bağlı, vatansever, âdil ve güzel ahlâk sahibi hâkim ve savcılara ihtiyacımız var" demişler. Çok güzel sözler. Peki nerede yargının bağımsız ve tarafsızlığı, kuvvetler ilkesinin ayrılığı, hürriyetçi demokrasi ve hukukun hâkim konumda olması konuları?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı