"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi bağımsızlığa engel mi?!

Kâzım GÜLEÇYÜZ
01 Ekim 2024, Salı
Cemaat ve İktidar kitabımıza aldığımız “Hukuku askıya almak mı?” başlıklı yazımızda, malûm sürecin başında bir iktidar kanalında sarf edilen şu sözleri aktarmıştık:

“Erdoğan’ın paralel yapıyla mücadelesi anlatırken ‘Yeni bir istiklal savaşı veriyoruz’ ifadesini kullanması, ne kadar vahim ve ciddî bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Böyle durumlarda hukuk dahi askıya alınabilir.” (s. 78-9)

O yazıda bu anlayışın ne kadar sakat ve yanlış olduğunu detaylıca yorumlamıştık.

Ama ne yazık ki gidişat ve uygulamalar bu anlayış istikametinde gelişti; en temel hukuk prensiplerinin çiğnendiği 15-20 Temmuz sürecinde iyice zirve yaptı. İktidar medyasında bu anlayış “yedi düvele karşı verilen bağımsızlık mücadelesi, dünyaya kafa tutan güçlü ve lider ülke” gibi söylemlerle “parlatılarak” pazarlandı.

Bir SETA elemanının kullandığı şu ifadeler bu bağlamda çok dikkat çekici ve manidardı:

“Türkiye’de siyasetin ana gündem maddesi demokratikleşme mücadelesinden bağımsızlık mücadelesine kaydı. Toplumun çok önemli bir kesimi bu durumu kabullense de bu geçişe ayak direyenlerin ve gemiye binmek istemeyenlerin varlığı ve bu sürece direnenlerin ülkenin geleceğinde yer alma konusunda sıkıntılar yaşayacağı bir gerçek.” (Ali Aslan, Sabah, 14.9.18)

Demokratikleşmeyi geri plana itip bir anlamda “bağımsızlığa feda eden” bu anlayışın gerek tarihî gerçekler, gerekse çağımızın icapları açısından hiçbir geçerliliği yok.

Yakın tarihimizdeki en çarpıcı örneği, İstiklal Savaşımızı zaferle neticelendiren Birinci Meclisin, aynı zamanda cumhuriyet  tarihinin en demokratik Meclisi olması. Keza hukuktan asla taviz vermemesi. Bu örnek de gösteriyor ki demokrasi ve hukuk, bağımsızlık mücadelesini zaafa uğratmıyor, tersine daha da güçlendiriyor.

Buna karşılık, demokrasi ve hukukun askıya alındığı, Meclis başta olmak üzere demokratik kurumların ve kamuoyunun devredışı bırakıldığı hallerde bağımsızlığın da büyük zararlar gördüğü, ihtilal dönemlerinde verilen dış politika tavizleriyle sabit.

Benzer durumların, demokrasi görüntüsü altında bir “tek adam rejimi”ne sürüklendiğimiz şu süreçte de yaşandığını görüyoruz.

Lâfa gelince üst perdeden bol bol “bağımsızlık hamaseti” yapılıyor, ama reel siyasetteki uygulamalar tam tersi istikamette şekilleniyor.

Okunma Sayısı: 1896
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    1.10.2024 15:23:02

    demokrasi ve hukukun askıya alındığı, Meclis başta olmak üzere demokratik kurumların ve kamuoyunun devredışı bırakıldığı hallerde bağımsızlığın da büyük zararlar gördüğü, ihtilal dönemlerinde verilen dış politika tavizleriyle sabit.Kaleminize sağlık 👏👏👏🌅

  • Yılmaz Soyten

    1.10.2024 12:24:07

    Tebrikler

  • Mehmet Fırat

    1.10.2024 11:11:54

    Ekmek mi, hürriyet mi ikilemi doğru olmadığı gibi, demokrasi mi bağımsızlık ikilemi de doğru değil. Bu sadece bağımsızlık bahanesi ile hukuku askıya alıp keyfi idareye kapı açmanın göz boyatıcı bahanesidir. Nitekim öyle olduğunu gördük ve maalesef görmeye de devam ediyoruz. Demokrasi veya hukukun hangi prensibi bağımsızlığa engel? Tam tersi halkın iradesini yansıtmayan idareler bağımsızlık için en büyük tehdittir. Zayıf bir teli çevirmek mi, güçlü bir sütunu devir mek mi zor? Zayıf tel tek kişilik idarelerdir diyor Üstad.

  • Burhan Kula

    1.10.2024 00:17:09

    AİHM nin YALÇINKAYA kararı şucu bucu davalarının en az %97 sinin saçmalık ve zırvalık olduğunu ortaya resmi olarak ortaya koydu, Bu karar ile AİHM, Hiçbir suça bulaşmamış insanları bir avuç ne idüğü belirsiz suçlunun suçlarıyla ilişkilendirmek zalimliktir zulümdür demiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı