Kutlu bir yolculuğun başlangıcı olan neşir hareketi Yeni Asya, 55 yaşında.
Yıl 1970…
27 Mayıs’ın yaraları hâla tam sarılmış değil, ülkede yeni anayasanın getirdiği liberal düşünce hâkim, demokrat vizyonunu devam ettiren Adalet Partisi iktidarda, cuntacılar ise tetikte.
Nur Talebeleri ise ülkedeki bu çalkantılı dönem içerisinde ülkenin nabzını tutmak, kendi fikirlerini anlatmak ve Kur’an hakikatlerini içinde barındıran Risale-i Nurların neşrinin hızlandırmak için bir gazete çıkarılması için uzun zamandır çaba vermekte…
İhlas, Zülfikar, Uhuvvet, İttihad…
Farklı isimler ile aynı dava uğruna yontulmuş onlarca kalem…
Ve aylardan Şubat, artık günlük bir gazete ihtiyacı kesin olarak ortaya koyulmuş, meşveret toplanmış ve Bekir Berk Ağabeyin bilmana Üstadın vecizesi olup daha sonra gazetenin de sloganı olacak “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır!’’ sözünü aklına getirmesi ile gazetenin isminin de Asya olması kararına varılmış, biraz daha süren müdavele-i efkârdan sonra başına ‘yeni’ ibaresinin de eklenmesine karar verilerek Yeni Asya meşveret kararı ile kurulmuştur.
Ve o günden beri sadece bir kaç hukuka aykırı teşebbüs ile kapatılsa dahi her zaman budanan bir ağaç gibi daha güçlü daha gür bir sesle geri dönmüştür. Hakkı, hakikati söylemekten çekinmemiş, geri durmamıştır…
12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, bandrol engelleri, aslı astarı olmayan suçlamalar, ithamlar, 15 Temmuzlar ve daha nice badireleri atlatarak bugüne kadar alnı ak ve dilinde hakikat ile gelmiştir.
Yeni Asya sadece bir gazete değildir, günlük bir lahikadır. Nur Talebesinin imzası, Nurcunun basındaki dilidir. Risale-i Nurlara saldıranlara Zülfikar, Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir uhuvvet vesikası, İslam âlemi için ise bir ‘ittihad’ vesilesidir. Siyasetten kararmış kalplere temiz bir sayfa, masumlar zümresine açık bir liman ve ‘istikbal’ için bir umut tohumudur.
Yeni Asya o bu şu değildir, Yeni Asya Üstadının duası Zübeyir’inin mirası ve meşveretin vücut bulmuş halidir!
…
Ufukta seher vakti… İttihad! Ey ehl-i uzlet!
Kalk ayağa ve silkin, çünkü artık kalmadı mühlet!
Ne rahatlık vaktidir şimdi ne de sürûr
Böyle bir ahval istersen, buyur: İşte ehl-i kubur!
Bediler bir Nur bırakmış oku feyz al da kurtar imanı
Kur’an; çekirdek ve indirilenlerin en zişanı
Yarım asrı aşmış artık hakikat nurunun eli
Kur’an, Sünnet ve Risaledir onun temeli.
Ne hayaldir dedikleri ve ne de hissiyat
Tek bilip söyledikleri; yine hakikat yine hakikat.