Bir asra yakın ömrü heder eyledik eyvâh,
Bir kazmaya sap olmaya uğraşmadık âgâh.
Zenginlik o, ferdin verilen dakkalarında,
Mal-mülk olamaz istediğin anda yanında.
Kıymetli olan varlığımız öncüsü ândır,
Dünyanı da ukbanı da imârı zamandır.
Geçmiş gelecek ân’a hapis eyledi Mevlâ,
Gafletle de dünyayı geniş görmeyin aslâ.
Arkanda hemen önde hayat perdesi vardır,
Sonsuz görünen âlemin aynanda da dardır.
Fırkatla da malûl, geçiyor her yeni ömrün,
Günler koşuyor, döndürülür umduğu gönlün.
Amma da genişmiş ki tasavvurla da dünya,
Aldanma ki hep çevrili etraf dolu hülyâ.
Gerçekleri görmek için iman ne güzeldir,
Nefsin ile şeytanla da dünya kötü yerdir.
Ancak; yanın imanla müeyyet kale olsa,
Mağlûb mu olur nefse ki çevren kötü dolsa.
Genç kardeşimiz takviye olsan sen ilimle,
Mutlak bulunur hak’da sahih, akl-ı selimle.
Kur’ân’da hakikatleri ders al eserinden,
Asrın bu muazzam eserin nurlu elinden.
Nurlarla hakikat görünür hoş bu asırda,
Bilakis yem olur kulluğumuz, çaremiz o’nda.
İmanını tecdidle yakîn eyle ki ufku,
Her ânki müyesser ola teyid ede nuru.
Sen ben deme hak söyle tezahür ede hoş hak,
Nerden çıka feryat başın aç durma da koş bak.
Ya Rab bize lütfeyle uhuvvet kala bâkî,
Yer gökte melekler buna mesrur ola tâki.
İflâs ediyor yoksa tefessühle uhuvvet,
Sen-ben diyerek geçme nasıl hem ola kuvvet.
Kırgınlığı nisyana bir an terk edebilmek,
Allah (cc) için olmalı yutup öfkeni silmek.
İmanda doruk nokta gönül sevgili olmak,
İhlâsı teneffüs ile Hakk sevgisi dolmak.
Hak nâmına ihlâs gerekir, ilmini infak,
Ya Râb bize hikmet saçarak eyle muvaffak.