Geçtiğimiz günlerde, İstanbul okuyucuları ile 2024 yılı Barla programı kapsamında, Yeni Asya Barla Tesisleri’mizde çok feyizli bir programda buluştuk.
Gazetemiz genel yayın yönetmeni ve yazarımız Kâzım Güleçyüz’ün de katıldığı programdan oldukça istifade ettik. Pek çok fikir alışverişinde bulunduğumuz, kardeşlerimizle ve ağabeylerimizle çok güzel vakit geçirdiğimiz program elhamdülillah uhuvvetimizin pekişmesine ve hizmet şevkimizin artmasına vesile oldu.
Yazarımız Kâzım Bey, 9. Cumhurbaşkanı Merhum Süleyman Demirel ile yasaklı olduğu dönemde başlayıp, DYP Genel Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde devam eden mülâkatların derlendiği “İslam Demokrasi Laiklik” kitabından bazı bölümleri 2-3 gün boyunca sabahları okuyarak anlattı ve çeşitli hatıraları bizlere aktardı. Çok istifade ettiğimiz ve çok ilgi gören bu sabah programları, bahsi geçen kitaptaki yorumlara ülke olarak ne kadar çok ihtiyacımız olduğu hususunu bizlere tekrar gösterdi.
Bu program neticesinde bilhassa içtimaî hayatın ve siyasetin içerisinde bulunan herkesin ihtiyacı olan bu kitabı ilk olarak CHP, DP ve DEM parti milletvekillerine ulaştırma kararı aldık. Bu hizmeti bizler ekibimizle yapabileceğimizi ifade edince hemen bir planlama yapıldı. İlk etapta 225 adet gerekli olan kitabın 40 adetini İstanbul’lu ağabeyler üstlendiler. Kalan adetleri de tamamlayarak kitapları milletvekillerinin nazarlarına sunmak üzere inşallah gönderiyoruz. Bu vesile ile birbirinden kıymetli bölümler barındıran kitaptan bir bölümü nazarlarınıza sunmak istiyoruz.
*”12 Eylül İhtilâli’nden sonra gerçekleşen bu ilk kapsamlı görüşmemizde, öncelikle neler söylemek istersiniz?*
Allah yardımcımızdır ve inanan insanlar için zor yoktur. Zor, aşılarak gelinir. Zaten Kur’ân-ı Kerîm’de birçok yerde inanan insanların zorun üstüne varması, hiçbir şeyden yılmaması, ümitsizliğe düşmemesi, Cenab-ı Allah’ın kelâmı olarak zikredilmiştir. Birçok âlimler İnşirah Suresi’nin “Feinne meal-usrî yüsrâ, inne maal-usrî yüsrâ” ayetlerini, her sıkıldığımızda müracaat etmemiz gereken ayetler olarak tefsir ediyorlar ve “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır, her zorluğu bir kolaylık takip eder” şeklinde meale kavuşturuyorlar.
Geçenlerde bir vaazda çok başka, değişik bir meal dinledim. Çok güzeldi: “Zorluğun üstüne varmak, zorluğun üstesinden gelmek, zorluktan yılmamak… Her zorluk, iki kolaylık arasında bir perdedir. Nasıl bir gece, iki gündüz arasında bir karanlık ise…” Yalnız bunun bir şartı var: “İyyâke na’büdü ve iyyâke nestaîn.” Yalnız Allah’a sığının, yalnız Allah’a ibadet edin ve yalnız Allah’tan yardım bekleyin. İşte ihlâs da budur…”