"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uhuvvetin tesisi

H. Muharrem OKUR
14 Eylül 2024, Cumartesi
1981 yılından itibaren cemiyetin içerisinde olan ve neşriyat hizmetleriyle acizane ilgilenen birisi olarak bu süreç boyunca pek çok hadiseler yaşadık.

Hususan İzmir gibi farklı fikirlerden farklı kesimlerin beraber yaşadığı bir şehirde bulunmamızdan dolayı sayısız insan ile münasebet kurduk ve çok farklı fikirlerde insanlar ile iletişim kurduk.

Geçen yıllar boyunca bu çok farklı fikirlerden kimseler ile sağlıklı iletişimlerimiz oldu. İmanî manada gelişim sağlayanlar, fikirleri müsbet değişime uğrayanlar, şahs-ı manevimizle muhabbet kuranlar, muhabbetlerini geliştirenler ve daha pek çoğu kurmaya çalıştığımız sağlıklı iletişim vasıtasıyla oldu. Elbette hatalarımız da olmakla birlikte daima Üstad Hazretlerinin asrımızın Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlarda hususan İhlâs ve Uhuvvet Risaleleri’nde belirttikleri düsturları nazara almaya çalıştık.

Üstad Hazretlerinin Risale-i Nurlarda, ehl-i zındıkaya ve muannid dinsizlere olan sert ifadelerinin, İmandan gelen bir izzetin gereği olduğunu, ehl-i imana ise her daim kucaklayıcı bir üslup kullandığını dikkatlerimizden kaçırmamamız gerekiyor. Bu doğrultuda Uhuvvet Risalesi son derece dikkat çekici hakikatleri barındırıyor. 

“Her dediğin doğru olmalı. Fakat her doğruyu demek doğru değildir.” düsturuyla nasihati damara dokundurarak aksülamel (istenilen şeyin zıddı hasıl olması) yapmaktan çekinmek, mukteza-yı hâl gereği doğruları elbette söylemek, ancak karşımızdakinin ruh ve duygu durumuna göre ihtilafları körükleyecek tarzda beyanlardan her daim uzak durmak. Kendi dar dairemizde tansiyon yükselmiş olsa dahi geniş İslâm dairesinde her kesimden ehl-i iman ile şefkatkârane sohbet etmeye çalışmak, ayrı düştüğümüz fikirleri nazara vererek, ihtilafları odak noktası yapmaktansa ortak paydalara odaklanmak.

Farklı düşündüğümüz noktaları tatlı dille anlatmaya çalışmak. Anlaşılmıyorsa irtibatı koparmak ya da ağır ithamlarda bulunmak tarzında muamele etmektense muhabbetimizi devam ettirerek sabır ile iman-Kur’ân davasında dostane muamele etmeye çalışmak. Her kesimden, her fikirden insan ile ortak düşünceler paydasında hareket etmeye çalışarak, en dehşetli hâlin imansızlık hâli olduğunu, bir insanın imanına müsbet katkı sağlamanın paha biçilmez bir kıymette olduğunu, karşımızdaki kişinin yanlış hâl ve hareketlerde olduğunu, yanlış bir yolda gittiğini görüyorsak, samimane muhabbet ile kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendirecek şekilde hâlen ve kalen uygun davranmaya çalışmak. Ayrı düşülen noktalardan dolayı yadırgamanın, dışlamanın, hele ki hakarete varacak söylemlerin durumu daha da kötüye getireceğini, karşımızdaki kişide aksülamel dahil kötü düşünce ve huyların kök salabileceğini düşünerek, güzel sözlerle ve dostane ilişkilerle hakikatleri aktarmaya çalışmak, hepimizin dikkat etmesi gereken hususlardan. Belirtiğimiz gibi elbette hepimizin hataları oluyor, Cenab-ı Hakk bizleri affetsin, ehl-i İslâm’ın uhuvvet ve muhabbetini temin ederek, ihlâs ve istikametten ayırmasın. Âmin.

Okunma Sayısı: 1000
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A. Yılmaz

    14.9.2024 23:06:58

    Allah razı olsun. Bir önceki yazının devamı niteliğinde bir çözüm önerisi olmuş. Çok da yerinde ve güzel olmuş. Devamını bekleriz sayın abim. Selamlar.

  • Necati

    14.9.2024 01:13:18

    Ehl-i iman herkese karşı müspet hareket her müslümanın görevi olmalı. Bu dehşetli fitne asrında ehl-i zındıkanın büyük oyunları ve tuzakları Müslümanlar arasında ki ihtilafı körüklemektir. Kimin imanı varsa o cihetten kardesimizdir. Hakikat böyle iken cemaatimizin ittifakına zarar verecek şeylerden yılandan, akrepten kaçtığımız gibi kaçmak lazımdır.

  • Abdullah tunç

    14.9.2024 00:17:36

    "Uhuvvet imtizac-ı efkârla olur.O' da marifetin şua'i elektriği ile olur." Formul bu.İmtizac-ı efkâr yoksa kesinlikle uhuvvet olmaz. Marifetin elektrik şuaları yoksa yine uhuvvet gerçekleşmez.Uhuvvet bu iki şarta bağlıdır.İmtizac-ı efkâr ve marifetin elektrik şuaları veya nuru.Bu iki şart ta Risale-i Nur'un ta mamını defalarca devret mek ve maneviyatta terak ki etmekle olur.Cehille ve karanlık fikirle uhuvvet ol maz.Uhuvvetin zirve halini asrı saadette sahabe-i ki ram yaşamıştır.Bu ulvi se ciyeden dolayı Kur'anı Ke rim sahabe-i kiramı met hetmiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı