H. Muharrem Okur / Arda Bilik
Gençlik nimeti, insanlık tarafından tüm asırlarda büyük önem verilen nimetlerden birisi olmuş.
Gençlik, gençlerimiz vb. kavramlar hâlâ en çok üzerinde durulan kavramlardan. İnsanın en hareketli, dinamik, fikirlerine yön verilebilen zamanlarını ifade edebilen bu “Gençlik” doğruya kanalize edilirse paha biçilmez nimetlere vesile olabilirken, yanlışa kanalize edilmesi halinde ise Allah muhafaza iki cihan felaketine sebep olabilecek kadar hayatî bir öneme sahip.
His ve heveslerin galeyanı zamanında Kur’anî metotlar ile bu his ve heveslerin dizginlenmesi gençliği, ebedî bir saadeti kazanmanın anahtarı yaparken, his ve heveslerin esiri olunan bu dönem ebedi felaketlerin kapısı da olabiliyor.
Üstad Bediüzzaman Said Nursî hazretlerinin “En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.” (1) şeklinde özetlediği en hayırlı genç olabilmek için yine Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin özel olarak hazırlattığı “Gençlik Rehberi” eseri büyük bir öneme sahip.
Efendimizin (asm) da gençlere özel bir yaklaşımı olduğu nakiller ile aktarılan hususlardan. İslamiyetin yayılmasında ilk iman edenlerden çoğunluğu gençlerin oluşturduğu ve bu davanın göğüslenmesinde büyük bir önem taşıdıkları belirtiliyor. Savaşlarda da Efendimiz’in (asm) gençlere büyük önem vererek çoğu sefer sancağı gençlere verdiği aktarılan hususlardan.
Dolayısıyla bir dava için hele ki İman-Kur’an davası için gençler kilit rol oynayan kimseler hükmünde. Onların dinamik, yönlendirilebilir, dava şuuru kazanarak eğitilebilir olmaları, hem kendi dünya ve ahiretleri hem de müsbet İman-Kur’an davasının selameti için çok mühim.
Bunun ise şifreleri başta “Gençlik Rehberi” olmak üzere Risale-i Nurlarda, bizler için ise gençlerle sağlıklı iletişim kurarak onların istidatlarını bu dava için kullanmalarına uygun zemin ve köprü oluşturmakta.
***
Dipnotlar:
1- Mektubat Sy. 330, “Gençlik Rehberi”