Ülkemiz başta olmak üzere İslâm âlemi ve dünyamız bilhassa son yıllarda maalesef sorunların, çeşitli musibetlerin kıskacından kurtulamaz hâle geldi.
Vicdanların dayanamadığı zulümler, hâdiseler hemen her gün yaşanır oldu. Risale-i Nur talebeleri böyle bir tablonun doğrudan muhatapları ve alakadarları.
Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri memleketimizin Komünizm gibi istila edici bir musibetten, ikinci dünya savaşı gibi dehşetli bir hâdiseden Risale-i Nurlar ile kurtulmasına ve bunlara karşı Nurların set vazifesini görmesine dikkatleri çekerek, müsbet iman hizmetinin bu tarz dehşetli hâdislerden kurtulmaya vesile olmanın yanında, bireyin kalp ve ruhuna da sürur ve ferahlık verdiğini çok kez belirtir. Nur talebeleri de hayatlarında bu hakikatleri pek çok kez tecrübe etmişlerdir.
Dolayısıyla kainatta Cenab-ı Hakk’ın taktir ettiği kanunların geçerli olduğu idrakinde olan bizler, müsbet iman hizmeti ile musibetlerin def’i ve sürurun ilişkisinde de İlahî bir kanunun işlediğini görebiliriz. Nasıl dünyamızda yer çekimi kanunu ile yüksekten bırakılan bir cisim yere düşecektir, onun gibi müsbet iman hizmeti faaliyetleri arttıkça da toplumsal problemler azalacak, silinecektir. İş güvenliği önlemi alınmadan yapılan bir çalışmada riskler nasıl yüksekse, müsbet iman hizmetinin sekteye uğradığı cemiyetlerde de yıkıcı hadiselerin riski Allah muhafaza yüksektir.
Çünkü Risale-i Nurlar, Kur’an’ın yüksek feyzinden süzülerek gerek dil ve üslubu gerekse hizmet metotlarıyla Kur’an’ın letafetini ve ulviliğini barındırdığından, samimiyetle ona müteveccih olanların kalplerinde yumuşaklığa, gönüllerinde manevî bir temizlik halinin yaşanmasına, akıllarının tatmin olmasına vs. vesile olarak; bireyden başlayarak toplum dinamiklerini huzur eksenine çeker. Bireyler hâdiseler karşısında daha anlayışlı olmaya, kul hakkı gözetmeye, ahlakî yönden gelişmeye, yükselmeye başlar. Bu da başta insanlar olmak üzere tüm canlılara ve çevreye saygıyı netice vererek günümüzde yaşanan menfî hâdiselerin önünü keser. Bu sebeple böyle zamanlarda hizmetlere müteveccih olmak, Risale-i Nurların neşrine gayret etmek hayatî bir öneme sahip.
“Herbir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin” (3)
“Bu zamanda Nurlar’la hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.” (4)
Hakikatleri pratikte bizlere yol gösterirken daha nice hizmet metotlarına yönelik örnekler Risale-i Nurlarda ve sonrasında Nur talebelerinin Risale-i Nurlara uygun hizmetleriyle yaşantılarında mevcut. Bu prensipleri ve hayatları örnek alarak hizmetlerimize tüm kuvvetimizle sarılmanın tam zamanı.
Dipnotlar:
(1) Şualar, On Dördüncü Şua
(2) Şualar, On Üçüncü Şua.
(3) Emirdağ Lâhikası, s. 338
(4) Lem’alar, Yirmi Altıncı Lem’a, s. 400