ORTADOĞU COĞRAFYASI YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN, ÜSTAD BEDİÜZZAMAN ŞAM EMEVÎ CAMİİNDE VERDİĞİ HUTBEDE İSLÂM ÂLEMİNİN KURTULUŞ REÇETESİNİ DERS VERMİŞTİ.
Teşhis etti, tedaviyi gösterdi
Bediüzzaman Said Nursî, 1911'de Şam Emevî Camii'nde, içerisinde yüzlerce âlimin bulunduğu 10 bine yakın bir cemaate Arapça olarak irad ettiği, yıllar sonra da Türkçe olarak ders verip "Hutbe-i Şamiye" ismi ile yayınladığı eserinde İslâm dünyasını geri bırakan "altı hastalık"tan söz ediyordu.
Hastalıkları şöyle sıralamıştı
"1- Ye’sin içimizde hayat bulup dirilmesi. 2- Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi. 3- Adavete [düşmanlığa] muhabbet. 4- Ehl-i imanı birbirine bağlayan nurânî rabıtaları bilmemek. 5- Çeşit çeşit sârî hastalıklar gibi intişar eden [yayılan] istibdat. 6- Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek."
Hastalıklara devâ kur’ân’da
Müslümanın dünyasında ümitsizliğe yer olamayacağını, İslâm dünyası olarak tam da düştüğümüz yerden kalkmak manasında İslâma sımsıkı sarılıp yaşamamız gerektiğini, Müslümanları birbirine bağlayan kuvvetli bağların diri tutulup ihtilâfları körükleyen sebeplerden sür'atle uzaklaşılmasını, meşveret ve hürriyet-i şer'iye anlayışı ile her türlü istibdadın parçalanacağını vurgulamıştı.
***
SURİYELİ TANINMIŞ ÂLİM, MERHUM RAMAZAN EL BUTİ: İslâm dünyası Bediüzzaman’ın metoduna muhtaç
2013’de bir saldırı sonrası şehit olan Suriyeli âlim Ramazan el Butî bir konuşmasında şöyle demişti:
“Davetçi insanlar arasında silâha sarılmadan, şiddet kullanmadan dâvâ yürüten bir insan yok. Ya siyasete girip kendilerini kaybediyorlar. Ya bir şekilde silâha sarılıyorlar. Demek onlar bir örneğe muhtaçtır. Örnek de Üstad Bediüzzaman’ın metodudur.”
***
Risale-i Nur, İslâm dünyası için kurtuluş reçetesidir
Suriye Diyanet İşleri eski Başkan Vekili İbrahim Nakşibendî, geçen yıllarda düzenlenen “Kâbe Merkezli Bir Ortadoğu” panelinde şu sözleri sarf etmişti: “Risale-i Nur, bütün İslâm dünyası için kurtuluş reçetesidir. Bediüzzaman’ın yolunu takip etmek, özellikle aklı ve gönlü nefsanî duygulardan uzak duran kişilerin işidir.”
***
Suriyeli tanınmış âlim Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî: İslâm dünyası Bediüzzaman’ın metoduna muhtaç
2013’de bir suikast sonucu şehit edilen Suriyeli tanınmış âlim Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî, 2011’de Yeni Asya'nın sorularını cevaplarken, Bediüzzaman Said Nursî'nin ilmî yönünün yanı sıra, davetteki metodunun ve devlet karşısındaki duruşunun da çok önemli olduğunu söylemişti.
TAKDİM
Bu röportaj 2011'de yapılmış ve 4 Şubat 2011 tarihinde Yeni Asya'da yayınlanmıştı. Suriye'deki son hadiseler üzerine önemli gördüğümüz bu sohbeti
M. Said Ramazan El-Butî'ye rahmet olması duasıyla yeniden yayınlıyoruz.
Suriyeli tanınmış âlim Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî Yeni Asya'nın sorularını cevaplarken, Bediüzzaman Said Nursî'nin ilmî yönünün yanı sıra, davetteki metodunun ve devlet karşısındaki duruşunun da çok önemli olduğunu söyledi. Butî, “Üstad hiçbir şekilde silâhla mücadele etmiyor, asayişi ihlâl etmiyor, siyasete girmiyor ve kendi davasını kendi üslûbuyla anlatmakla beraber, düşüncelerinde son derece kararlı, hiçbir şekilde onlardan taviz vermiyor” şeklinde konuştu.
SON DERECE AKILLI BİR STRATEJİ
Bediüzzaman'ın yaptığı mahkeme müdafaalarında davasını savunurken M. Kemal'e karşı da son derece akıllı bir strateji yürüttüğünü, ama bunun yeterince bilinmediğini vurgulayan Butî, “Arap ve İslâm dünyası, o müdafaalarda da ifadesini bulan şekliyle, bir örnek olarak Üstadın bu duruşuna, bu tarzına muhtaçtır” ifadelerini kullandı.
Aranan denge Said Nursî’de
“Davetçi insanlar arasında silâha sarılmadan, şiddet kullanmadan dava yürüten bir insan yok. Kendileri ile devlet ve siyaset arasındaki dengeyi kuramıyorlar. Ya siyasete girip kendilerini kaybediyorlar. Ya bir şekilde silâha sarılıyorlar. İki taraftan biri zarar görüyor. Ya çatışacak, ya da siyasete girip onlar gibi olacak; o zaman da irşad vazifesi yok olacak tabiî. Demek onlar bir örneğe muhtaçtır. Örnek de Üstad Bediüzzaman’ın metodudur.”
Prof. Dr. Muhammed Said Ramazan El-ButÎ: Arap ve İslâm dünyası BEDİÜZZAMAN’ın metoduna muhtaç
Geçen sene Ekim ayıydı.
Yeni Ümit Dergisi’nin düzenlediği “Peygamber Yolu” isimli sempozyuma katılmıştık.
Birkaç gün süren sempozyuma İslâm dünyasından çok sayıda âlim de konuşmacı olarak katılmıştı.
Pek çoğundan istifadeye medar notlar almıştık. Ama özellikle dikkatle takip etmeye çalıştığımız isim, Suriye’de uzun yıllardır Üstad Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’la alâkadar olmuş olan, tanınmış âlim Muhammed Said Ramazan El-Buti idi.
O gün El-Buti’nin konuşmasını dinlemekle kalmamış, kendisiyle bir de sohbet gerçekleştirmiştik.
Anadili Kürtçe olmakla beraber az çok Türkçe de konuşabilen El-Butî, kendisine Üstad’ı ve Risâle-i Nur’u sorduğumuzda bu hususla ilgili anlatacaklarını—duygu ve düşünlerini daha rahat ifade edebilmek ve yanlış anlaşılmamak adına—Arapça ifade etmek istediğini belirtmişti.
Asistanı olan tercüman arkadaş vasıtasıyla kendisine şu soruları yönelttik:
Bediüzzaman’ı nasıl tanıyor, onu nasıl tarif ediyorsunuz?
Üstad Hazretlerinin sadece ilmî yönü değil—elbette ilmî yönü ağır basmaktadır ve derindir,—bir de ‘davette (İslâmı tebliğde) devrim’ yönü vardır.
Burada devrimci yönünden kastım, maddî çatışma ya da terörizm değil, değişik fikir akımlarına karşı başlatmış olduğu yeni bir fikir akımıdır. Bu fikir akımı, nâdir olan bir akımdır. Tabiî burada devletle ilişkisinin büyük bir önemi var. Devlet karşısındaki duruşu çok önemli.
Nedir bu duruş?
Hiçbir şekilde silâhla mücadele etmiyor, asayişi ihlâl etmiyor, siyasete girmiyor ve kendi davasını kendi üslûbuyla anlatmakla beraber düşüncelerinde son derece kararlı, hiçbir şekilde taviz vermiyor. Tabiî yapmış olduğu bu girişimler, yükselmesinde önemli bir dönüm noktası oluyor. Yani davasının yükselmesinde önemli bir merhale kaydediyor.
Özellikle Afyon Mahkemesi’nde ve daha önceki mahkemelerde yapmış olduğu savunmalar o kadar kararlıydı ki, sadece Arap toplumu için değil, bütün dünya için bir örnek oluşturuyor. Ben bu yönüyle Üstad’ı tanıyorum. Davasında sadık, asayişi ihlâl etmeyen... Bu şekliyle kendi davasından hiçbir şekilde taviz vermeyen bir insandı.
Ben 1960 yılında Üstad’ın hayatını kısa bir şekilde yazdım. Onu Arap dünyasına ilk olarak yansıtan insanım. İnsanlar o zamanlar çok şaşırdılar. Çünkü yazmış olduğumuz, onun hayatıyla ilgili vermiş olduğumuz örnekler, onun ilmî yönünden ziyade davasına olan sadakati ve bağlılığıydı. Yapmış olduğu mahkeme müdafaalarında kendi davasını savunarak, Mustafa Kemal’e karşı da son derece akıllı bir strateji yürütüyordu. Özellikle bizim Türk kardeşlerimiz Üstad’ın hayatını zikrederken hep kendisinin ilmî yönünü zikrettiler bize. Ama özellikle onun devlet karşısındaki bu stratejik duruşu ve işte meselâ Afyon Mahkemesi’ndeki bu savunmaları hiçbir şekilde dile getirilmedi. Hiçbir şekilde tam anlamıyla o ruh, o savunma, o kararlılık tercüme edilmedi. Belki Türk kardeşlerimiz de bunu idrak edemediler. Hep sürekli Üstad’ın ilmî yönünü gündeme getirdiler, bu yönü sürekli geri planda kaldı. Halbuki, Arap ve İslâm dünyası, işte o mahkeme müdafaalarında da ifadesini bulan şekliyle, bir örnek olarak Üstad’ın bu duruşuna, bu tarzına muhtaçtır.
‘Üstad’ın hayatını yazdım’ dediniz... Biraz bu çalışmadan da söz eder misiniz?
60 sayfalık bir yazı yazdım. Üç tane müdafaasını. 1960 yılında Üstad’ın hayatıyla ilgili 60 sayfalık yazmış olduğum bu yazı, özellikle Arap toplumunda müthiş bir etki meydana getirdi. Şu çok önemli: Arap dünyasında, İslâm dünyasında dâvetçiler, tebliğiciler, irşadçılar arasında silâha sarılmadan, şiddet kullanmadan dava yürüten bir insan yok. İşte Arap ve İslâm dünyasının örnek alabilecekleri şahsiyet Üstad’dır.
Şu da var: Davetçi insanlar kendileri ile devlet ve siyaset arasındaki dengeyi kuramıyorlar. Ya siyasete girip kendilerini kaybediyorlar. Ya bir şekilde silâha sarılıyorlar. İki taraftan biri zarar görüyor, dengeyi kuramıyorlar. Ya çatışacak, ya da siyasete girip onlar gibi olacak; o zaman da irşat vazifesi de yok olacak tabiî. Demek onlar bir örneğe muhtaçtır. Örnek de Bediüzzaman’ın metodudur.
Risale-i Nur’da sizi en çok etkileyen konu hangisidir?
Çok meseleler var. Bu hususta ayrım yapamam. Hepsi tesirli. İslâm akidesinde, Allah’ı zikretmek konusunda müthiş bir etkisi var. Cenab-ı Allah’a münacatta bulunması… Özellikle Cenab-ı Hakk’a “Ya Rabbi, sırtımda kefenimle toprağın altına gireceğim zaman benim hâlim nice olur…” derkenki münacatları çok etkilidir.
Bir de kendisini mahkemede sorgulayan hakimlere karşı kullanmış olduğu ifadeler çok etkileyici. Diyor ki meselâ: “Eğer yüz canım olsa, bu davaya feda olsun. Siz benim vücuduma cefa çektirebilir, eziyet edebilirsiniz, ama gücünüz yeterse ruhuma eziyet edin, işkence çektirin. Tabiî buna güç yetiremezsiniz.”
Yani bütün sözleri çok etkili. Neden? Çünkü ihlâslı. İhlâsının da sırrı Allah’ı çok çok zikretmesinden kaynaklanıyor. Özellikle Cenab-ı Allah’a duâ etmesi, ağaçların üstüne çıkıp da dağlar, taşlar, kuşlarla konuşarak Allah’ı zikretmesi... Bu yönleri ve sözleri çok etkili.
***
M. Said Ramazan el-Butî kimdir?
1929’da Irak’ta doğdu. 4 yaşındayken ailesi Şam’a yerleşti. İlk ve orta tahsilini Şam’da tamamladı. Babası Molla Ramazan’ın, kendisinin yetişmesinde büyük katkısı oldu. Şeyh Hasan Hebenneke’den feyz aldı. Lise tahsilinden sonra Ezher’e girdi. 1955’te mezun olup Suriye’ye döndü. Humus’ta bir süre öğretmenlik yaptı. Sonra Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi’ne Asistan olunca, Fakülte onu doktora için tekrar Ezher’e gönderdi. Şeriat Fakültesi’nde doktorasını tamamlayarak “Bi Takdiri Mümtaz” derecesiyle doktor oldu. 1966’da da Eğitim Sertifikası’na hak kazandı.
Şam’a dönünce Yar. Profesörlük göreviyle Şer’î ilimleri okutmaya başladı. Bir müddet sonra, Fıkıh Kürsüsü Başkanı ve Dekan İlmi İşler Yardımcısı oldu. Sonra Şeriat Fakültesi dekanı oldu. 1980’lere kadar bu görevde kaldı. Sonra Kürsü Başkanlığı yaptı.
Bir çok gazete ve dergide ilmî, fikrî makaleler yazdı, konferanslarda, camilerde vaazlar verdi. Dersleri, sohbet ve konferansları da genellikle yazdığı ilmî eserlere istinad ediyordu.
Ana dili Kürtçe’den başka Arapça, Farsça, Türkçe ve iki Batı dili biliyor.
2013’DE ŞEHİT EDİLDİ
El-Butî 21 Mart 2013'te cuma hutbesi verdiği camide suikast sonucu 84 yaşında şehit edilmişti.
Eserleri:
Fıkhu’s-Sîre.
Kübra’l-Yakınıyyat.
el-Maddiye el-Cedeliyye.
et-Terbiyetu’l-İslâmiyye.
en-Nizamu’l-İktisadi’l-İslâmî.
el-La Mezhebiyye.
Ebhasü’n fi’l-Kimme.
Hakeza Felned’u ile’l-İslâm.
Müşkilatü’ş-Şebab.
İla Külli Fetatin Tü’minu Billah.
RÖPORTAJ: İSMAİL TEZER
***
Okumak için tıklayınız:
Eğer biz İslâm ahlâkını fiillerimizle göstersek...
Sevinç göz yaşları içinde Müslüman oldu
Risale-i Nur mükemmel bir eser, Kur’an’la birlikte okunması lâzım
Risale-i Nur derslerine katıldı, Müslüman oldu - Üniversiteli Linh: İslam, beni derinden etkiledi
İngiltere Durham Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Colin Turner Yeni Asya için yazdı
Çin asıllı bir kızın Risale-i Nur'la gelen ihtida hikâyesi: 'Risale-i Nur, modern çağın yaralarına şifa sunuyor'
Sorularımın cevaplarını Risale-i Nur'da buldum
İhsan Şenocak Hoca: Said Nursi Hazretleri ateizmin belini kırdı
Risale-i Nur’u tanıdı Müslüman oldu
Risale-i Nur ikna eder
Risalelerdeki tevhid hakikati kalbime dokundu
***
Benzer içerikleri okumak için tıklayınız:
Çağımızın Kur'an Tefsiri ve Kur'an Eczahanesi'nden asrımızın inkar hastalıklarına harika bir reçete olan Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi Hakkında...
Bu eserleri neşretmek Diyanet'in vazifesidir
Risale-i Nur Kurtuluş Reçetesi
Risale-i Nur ders programında
İnsanlık Risale-i Nur'a muhtaç
Risale-i Nur milyonların İmanını kurtardı
Hakikî ilim adamları Risale-i Nur’a sarılıyorlar
***
Çağımızın Kur'an Tefsiri Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi Hakkında...
Okumak için tıklayınız:
Risale-i Nur ders programında
Yıllarca foto muhabirliğimizi yapan Zafer Ali: Risale-i Nur rehberdir
İngiltere Durham Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Colin Turner Yeni Asya için yazdı
“Bir tek gayem vardır”
Altmış üçüncü sene-i devriye üzerine
Bediüzzaman, kesbî ve vehbî ilme sahiptir
Bediüzzaman’ın siyasete ikazları
Siyasette de vazifeli bir şahsiyet
Risale-i Nur’dan tebliğ düsturları
Bediüzzaman demek
Bu asrın pusulasıdır Risale-i Nur
Said Nursi demokrasiyi savundu, adaletsizliğe meydan okudu
***
Benzer içerikleri okumak için tıklayınız:
Cemil Meriç: Said Nursî, Deccal’lara meydan okuyan imanın remzi
“Said Nursî’yi tanımadığım yıllar bedbahtlıktır”
“Müslüman mütefekkir deyince, Said Nursî’yi tanıdım”
Aydınlar Said Nursî hakkında ne dedi?
Bediüzzaman umut kaşifi ve iman kahramanıdır
İslam dünyasının ihtiyacı BEDİÜZZAMAN MODELİ
Prof. Şerif Mardin: İlminin çapını ihata edemediğimiz zirvelerde bir dehadır
Kanadalı Araştırmacı: Ateisttim, Risale-i Nurlar’ı okuyarak Müslüman oldum
Cezayirli İbrahim: Risale-i Nur ile Kur’an’ı anlamak kolaylaşıyor
Muhammed Said Ramazan el-Buti, Kürt asıllı Suriyeli, İslâm Alimi ve Yazar (Merhum): Bediüzzaman’ın sözleri vicdanlara tesir ediyor
Dr. Mustafa Özel: Bediüzzaman, kapitalizmin mahiyetini ortaya koymuş
Ekmeleddin İhsanoğlu: Bediüzzaman bilim-din ahengini kuruyor
Prof. Dr. Colin Turner: Risale-i Nur tehlikeli hastalıklara çare sunan yegâne eser
SURİYELİ ÂLİM CEVDET SAİD ESKİ ŞEYHÜLİSLAM MUSTAFA SABRİ EFENDİNİN SÖZÜNÜ AKTARIYOR: “SAİD NURSÎ DOĞRU SÖYLÜYOR. O DOĞRUSUNU YAPTI. BİZ TÜRKİYE’Yİ TERK ETMEMELİYDİK.”
Thomas Michel: Hutbe-i Şamiye’ye Hıristiyanların da ihtiyacı var
İbrahim Nakşibendi (Suriyeli Alim): Bu Zamanda Kendisine İttiba Edilecek Yegane Alim Bediüzzaman’dır
Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid (Iraklı âlim): Üstadın eserleri her zaman geçerli
Bediüzzaman, hürriyet, istibdat ve meşrûtiyeti ders veriyor
***
23 MART'A ÖZEL: BEDİÜZZAMAN ÖZEL SAYIMIZI ÜCRETSİZ OLARAK İNDİREBİLİRSİNİZ
***
23 MART 2022 ÖZEL SAYIMIZDAN BAZI BÖLÜMLER:
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Said Nursî Büyük İslam Âlimi ve Kur’an Müfessiri
Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu (İİT Eski Genel Sekreteri): Said Nursi bilim-din ahengini kuruyor.
Prof. Dr. Annemarie Schimmel: ÇAĞIN MEVLÂNA’SI; eserleri Avrupa’yı aydınlatacak
Amerikalı Tarihçi Carter V. Findley: Said Nursî, materyalizmi mağlûp etti
Prof. Dr. Mehmet Altan: Said Nursî derin izler bıraktı
Prof. Dr. Şerif Mardin: İlminin çapını ihata edemediğimiz zirvelerde bir deha
***
23 MART 2022 tarihli e-gazetemizi bu linki tıklayarak indirebilirsiniz:
YENİ ASYA'NIN 16 SAYFALIK BEDİÜZZAMAN ÖZEL SAYISINI ÜCRETSİZ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
***
Cemil Meriç: Said Nursî taviz vermeyen yalçın bir irade
Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî (Şehit Suriyeli Alim): Bediüzzaman’ın duruşu bütün dünya için örnek
İbrahim Nakşibendi (Suriyeli Alim): Risale-i Nur İslam dünyasının kurtuluş reçetesi
23 Mart 2021 Yeni Asya 1. Sayfa
Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid (Iraklı âlim): Üstadın eserleri her zaman geçerli
Prof. Dr. Thomas Michel : Risale-i Nur Hıristiyanların Meselelerini de çözüyor
Prof. Dr. Nilüfer Göle: Dinin unutturulmasını Said Nursî önledi
Prof. Dr. Colin Turner (Durham Üniversitesi): Risale-i Nur tehlikeli hastalıklara çare sunan yegâne eser
Suriyeli Alim Cevdet Said: “Zaman imanı kurtarma zamanıdır”
Kanadalı araştırmacı, gazeteci ve yazar Freed A. Reed: Ateisttim, Risale-i Nurlar’ı okuyarak Müslüman oldum
Bekir Bülbül: “Küçük Sözler”in filmi nasıldoğdu ve çekildi?
Zülfü Livaneli: Said Nursî insanı etkiliyor, ateşli bir üslûbu var
Ertuğrul Özkök: Adalet ve demokrasi için Said Nursî’ye kulak verin
***
23 MART 2020 YENİ ASYA 1. SAYFA