"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

KHK kıyımı

Faruk ÇAKIR
01 Kasım 2019, Cuma
Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntıların sebeplerinden biri de ısrarla sürdürülen ‘KHK uygulamaları’ ve anlayışıdır. Devam eden ‘Kanun Hükmünde Kararname’ uygulamaları büyük mağduriyetlere, haksızlıklara ve yanlışlara yol açtı ve açıyor.

KHK’ların sebep olduğu yaraları bilenler olduğu gibi bilmeyenler de vardır. 

Kısaca şöyle diyelim: KHK ile işinden atılan bir kişi fiilen açlığa mahkûm edilmiş demektir. Sadece kendisi mi? Bu yanlış uygulama, kişilerin aile efradını da sıkıntılara sokuyor.

Söyleyince alınanlar oluyor, ama günümüzde uygulanan KHK’lar, 12 Eylül 1980 darbesi ve 28 Şubat sürecinden bile daha yaralayıcı, daha feci, daha yıkıcı oldu. Çünkü 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında işinden atılanlar başka işlerde çalışma imkânı buldu. Aynı şekilde 28 Şubat 1997 sürecinde memurluktan atılanlar özel sektörde çalışma imkânı buldu. Şimdi ise ‘Kanun Hükmünde Kararname’ ile işinden atılanlar özel sektörde de iş imkânı bulamıyor. Düşünün, memur olan bir kişi KHK ile işten atıldığında bir tekstil firmasında işe girip sigortalı olarak çalışamaz. Çünkü o kişi artık ‘KHK damgası’ yemiş durumda. Peki, bir kişiye çalışma yasağı koyduğunuzda o kişinin çoluğu ve çocuğu da mağdur olmuyor mu? Böyle bir uygulamanın hakla, hukukla, adaletle izahı mümkün müdür? Bu uygulamaya imza atanlar yüzde yüz, yüzde yüzbin yanlış bir iş yapmış oldu. Üstelik bu yanlış uygulama halen devam ediyor. 

Tabiî ki bu yanlışın sonsuza kadar devam etmesi mümkün değildir. Gele gele Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç da buna itiraz etmiş ve “KHK bir faciadır’ demiş. Arınç’ın verdiği misaller var ki bunu duyanların itiraz etmemesi mümkün değildir. 

Gazeteci Kemal Öztürk’ün Youtube kanalına açıklama yapan Bülent Arınç, çevresinde birçok KHK mağdurunun olduğunu söylemiş ve maaşının yarısını onlarla paylaştığını ilân etmiş. ‘’Ben onları gördükçe yerin dibine geçiyorum’’ diyen Arınç’ın açıklamalarının bir kısmı şöyle: “Aslında onlardan da özür diliyorum. Evime temizlik yapmaya gelen Daire Başkanlığı’ndan ihraç edilmiş bir kadın gördükçe, eşi polis ihraç edilmiş bir başka kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum. Onlara birkaç kuruş daha fazla vereyim de bir katkım olsun diyorum. Kırıkkale’den yumurta getirip kapı kapı dolaştıran bir genel müdür yardımcısını gördükçe ben felâket görüyorum. Bir benzinliğe gittiğim zaman bir Danıştay üyesinin pompa tuttuğunu gördüğümde acı duyuyorum. Bir lokantada bulaşıkçı olarak çalışan bir genel müdür gördüğümde perişan oluyorum. Bütün bunları yaşıyor Türkiye. Kimse bunları savunamaz. (...) Bu hukukî bir tanımlama değildir bir tedbir bu. Hukukî tanımlama böyle olmaz. Çünkü bu bir kanaattir, kanaat delil değildir. Bunu yaparken en çok kamu kurumlarından görüş aldılar. Bu bir idarî karardır, yargı kararı değildir. İçlerinde bunu hak edenler var mıydı var, ama hepsi değil.” (internethaber sitesi, 31 Ekim 2019)

İktidar cenahına mensup olup da “Ne mağduriyeti. Mağdur olan kimse yok. Bu yapılanlar az bile” mealinde açıklamalar yapan siyasetçi, idareci ve yazarlar acaba şimdi ne diyecek? Arınç’a mı kızacak yoksa yapılan yanlışın farkına varıp telâfi imkânı mı arayacak?

KHK mağdurları da muhtemelen “Şimdiye kadar neredeydi?” diye haklı olarak soracaklar. Kamuoyu ve KHK uygulamalarının Arınç’tan bu haklı sözlere uygun icraat beklemek en temel haklarıdır.

Türkiye; hak, hukuk ve adalet tanımayan KHK’lardan bir an önce, bir günde, bugün kurtulmalıdır,  vesselâm.

Okunma Sayısı: 9233
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Selami YILDIZ

    1.11.2019 12:24:29

    HER DOĞRU SÖYLEYEN KOVULAMAYACAĞINA GÖRE Arınç doğru söylüyür: KHK bir faciadır. Aynısını Mustafa Yeneroğlu da söylüyor. Yetkililer Yeneroğlu'na kulak vermek yerine istifasını istediler. İlelebet böyle gitmeyecek. Vicdan sahipleri çıkıp KHK faciadır, zulümdür diyecekler. Umarım, yetkililer bu zulmün daha fazla sürmesine sebep olmazlar.

  • erhan

    1.11.2019 11:28:25

    Ben, Bülent beyin yerinde olsam ve samimiysem, derhal istifa eder, oğlumu da istifaya davet ederim. yoksa, damat beraat ettirildi, evlat milletvekili yapıldı, kendisi YİK. üyesi oldu, şimdi de timsah gözyaşları, yazık. kimseyi inandıramaz. ama mevcut durumda da bu cesareti gösteren hiç bir kişi olmamış, geçenlerde istifa ettirilen Mustafa Yeneroğlu hariç. Bu insanlar için, Tankın önüne atlayacak kadar inanır ve güvenirken, şimdi sadece Allah dediklerine inanıyorum o da Allah'a olan inancımdan. bu mağduriyetlere sebep olanlarda zerre kadar hakiki iman olsa, vicdan azabından kahrolur ve bu durumu düzeltirler, yoksa, büyük zatın dediği gibi, kimse zannetmesin, zalim zilleti ile, mazlum izzeti ile ölecek ve bu iş burada bitecek, Demek ki bir mahkeme-i Kübra var ve oraya bırakılıyor. bende diyorum ki, orası öyle bir mahkeme ki, sahibi tek, savcısı tek, hakimi tek, tanığı tek, burada yaptıklarımızın hesabını orada vereceğiz tek tek.

  • Oğuz Yiğiter

    1.11.2019 05:55:30

    Tebrik ve dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı