Aklın sınırı
Görüş, için bir kıyas, olmaz senin dar fikrin,
Buradan çizgi çekip, sınır koymuş göklere,
Cirimleri kızdırır, yaptığın batıl zikrin,
Dürbün olmuş feraset, öyle bakmış göklere.
Zerreler küçük diye, zannetme ki değersiz,
San’atça pek çok acip, san’at bundan habersiz,
San’attan San’atkârı, elbet görmez edepsiz,
Dürbüne tersten binmiş, öyle çıkmış göklere.
Çevir bir bak gözünü, semavat konuşuyor,
Yıldızlar küme-küme, sohbette buluşuyor,
Aklın zaten sınırlı, sınırda dolaşıyor,
Kararan dimağından, kandil takmış göklere.
San’at varmış diyorsan, san’atkârı var demek,
Beşer ise acizdir, bir şeye verir emek,
Yer ve gök olsun diye, Ol diyeni bilmemek,
Öğrenen saygı duyup, selâm çakmış göklere.
Bedri Tahir Adaklı / İzmit
YENİ ASYA
Yolumuz hak yoludur
Eserimiz Risale-i Nur’dur
Namazlar sancağımız
İslâm gururumuzdur
Ameller biletimiz
Seyahatimiz Cennet yurdudur
Yolumuz Kur’ân’a çıkar
Aşkımız Allah için var
HAKK’IN HATIRI İÇİN
Aşk’ı iman hatırı için
Azimle ve iman için yarıştık
Hakk’ın hatırını yaşatmak için
Kur’ân aşkı ile çalıştık.
Ömer Enes Alataş
Etimesgut Anadolu İHL. - ANKARA
Mehmet Karasan’ın ardından
Huzur-u Rahman’a gitti Mehmet Karasan,
Hizmet ehli idi, gayretli, vakur bir insan,
Derdi “Kardeşim, hiç olmasın tasan,
Şükret iman hakikatlerini bulduysan”
İlk defa Nurtaşı’nda tanımıştım onu,
Bin Dokuz Yüz Yetmiş Yedinin sonu,
Hem tok, hem de müşfik idi ses tonu,
O’nun için dine hizmet en ciddî konu
Her zaman hizmet mekânıydı yeri
Toplantılara katılmaktan, kalmaz geri,
Fedakâr, sebatkâr bir hizmet eri,
İnşaallah Cennettir orada yeri.
Hz. Muhammed’e (asm) ve Üstada komşusun,
Zira iman hakikatlerini okumuşsun,
Dünya dağdağasından kurtulmuşsun,
Rabbim rahmet eylesin, ruhu
HASAN YEŞİLKAYA - SAKARYAn şâd olsun,
Allah diyor
Çiçekten çiçeğe konan kelebek,
Her çiçekte ayrı lezzet buluyor.
Tabiattaki her şey lisan-ı hal ile,
ALLAH diyor, başka bir şey demiyor.
Namaz, oruç ayrı ayrı ibadet
Hepsi ayrı bir tat, ayrı bir lezzet
Yeryüzünde insan, göklerde melek
ALLAH diyor başka bir şey demiyor.
Küçücük atomdan gökteki gezegene,
Bütün kapılar açık bir kez ALLAH diyene
En aciz mahlûkattan, en mükemmeline
ALLAH diyor başka bir şey demiyor.
Kararlı ol, dizginle şu nefsini
Şeytanın yoluna koyma kendini
Dinlesen şu rüzgârların sesini
ALLAH diyor başka bir şey demiyor
BELGİN BOZKURT
Belgin Bozkurt: Kâinat kitabını mânay-ı harfî ile okumanın bir örneği olarak yapmış olduğunuz bu çalışma, gelecekte güzel şiirlerin ortaya çıkacağını göstermektedir. Fakat şiirin akıcı ve anlamlı olması için kafiye düzeni ve hece sayısına dikkat etmek gerekiyor. Şiir ya hece ölçüsü ile, ya da serbest vezinle yazılır. Hece ölçüsü ile yazılan şiirlerde her mısranın hece sayısı eşit olmalıdır. Buna dikkat ederek yazarsanız daha güzel şiirlere imza atabilirsiniz.
Ömer Enes Alataş: Ömer Kardeş, şiire olan merakınız çok güzel bir şey. Yazmaya devam ettikçe daha güzel şiirler ortaya çıkacaktır. Yazmak için okumak da şarttır. Usta şairlerin şiirlerini okuyun ve inceleyin. Şiirleriniz sizin gibi şiire yeni başlayanlar için başarılı bir başlangıç sayılır. Diğer “Yeni Asya 1, 2, 3” şeklindeki şiirleriniz de bize ulaştı. Ancak hepsinin adını “Yeni Asya” koymanız şart değil. İmanî konuları daha derin ve veciz şekilde ifade edebilirsiniz. Okumaya ve yazmaya devam…
Bedri Tahir Adaklı: “Sınırlı Akıl” başlıklı şiiriniz, Kâinata iman gözüyle bakmanın ve manay-ı harfî ile okumanın güzel bir örneği olmuş. Risale-i Nur kaynağından alınan feyizle yazıldığı belli oluyor. Bu kaynaktan istifade ettikçe daha güzel şiirler yazılacaktır. 14’lü hece vezni ile yazılmış şiirinizde sağlam bir kafiye yapısı mevcut. Yalnız, “San’attan San’atkârı elbet görmez edepsiz” mısrasındaki “edepsiz” kelimesi şiirin inceliğine uygun düşmemiş. Daha yumuşak bir kelime ile ifade edilseydi daha güzel olurdu.