"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’de çözüm bekleyen sorunlar ve diplomasi-2

Dr. Aytekin COŞKUN
21 Temmuz 2024, Pazar
Düzensiz göçmenlerin Göç İdaresi Başkanlığı resmi verilerine göre, Türkiye'de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı, 2024 yılı itibarıyla, 3.535 898 kişidir(21). Kayıtsız olanlarla birlikte 5,3 milyon olduğu, 1.476.368' ünün Türk vatandaşı olduğu, 91.500 kişiye çalışma izni verildiği biliniyor. Göçmen dağılımında İstanbul başı çekmekle, (530.748) birlikte diğer tüm illerimizde de var.

Türkiye’de zorunlu eğitime geçilmesi ile birlikte, meslek liseleri askıya alındığı için, çırak ve kalfa yetişme oranları çok düşmüştü. Endüstri-Teknik Meslek lise mezunlarına bu manada çok ihtiyaç varken, Usta-çırak eleman eksikliği hat safhada olan bir dönemde, Suriye’den gelen düzensiz göçmenlerin içinden, kaportacı, marangoz, kaynakçı, elektrikçi, boyacı vb. gibi çırak ya da ustalar, Türkiye’nin bu eksikliğini bir nebze de olsa kapattılar. Türkiye ekonomisine katma değer üreten Suriyeli kardeşlerimizi, sanayi sitelerinde, serbest piyasada ve orta ölçekli tüm işletmelerde, özellikle, Otomotiv, Ticaret, İmalat, Giyim ve İnşaat gibi alanlarda görebilmekteyiz(11).

Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak için Suriye’nin kuzeyinde yaptığı askeri girişimler, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde, 1998’de Adana'da imzalanan Adana Mutabakatı ile sağlanmakta. Nitekim hükümetin kuzey Suriye’de gerçekleştirdiği Bahar Kalkanı Harekatı, Barış Pınarı Harekatı, Suriye’deki PKK unsurlarına yönelik sınır ötesi operasyonlar vd. hakkında, AKP Sözcüsü Ömer Çelik; “Suriye sınırının ötesindeki varlığımız meşru müdafaa hakkımıza, BM sözleşmesinin 52. maddesine ve Adana Mutabakatı çerçevesine dayanmaktadır” diye teyit etmiştir. Bu mutabakata bağlı kalınarak, sınır ötesi harekatların bugün de aynı şekilde devam etmesi, sınır güvenliğimiz için önemli.

Türkiye'nin 750 km’ye varan güney sınır güvenliğini tesisi, orada cirit atan PKK ve YPG terör gruplarının imha edilmesine bağlı. Sınır güvenliği için, eskiden olduğu gibi, sınır bölgesine tekrar mayın döşenebilir mi? İhtiyaç var mı? Ayrıca Ocak 2016'da Hatay'ın Yayladağı ilçesinden başlayarak, sınır boyunca inşa edilen 837 km uzunluğundaki ve 4 metre yüksekliğindeki Suriye-Türkiye sınır hattı duvarı tamamlanmış durumda. Duvar bloklarının her biri 7 ton ağırlığında, 2 metre genişliğinde, 3 metresi beton ve 1 metresi tel örgü olmak üzere 4 metre yüksekliğindedir. Burada 24 saat İHA ve termal kameralarla devriye gezen ekipler, sınır güvenliğini deruhte etmekte.

Gelinen noktada, PKK/YPG unsurlarıyla mücadelede, bölge ülkelerinin desteğini almadan başarıya ulaşılması söz konusu değil. Türkiye, Irak, İran ve Suriye gibi bölge ülkeleri ile

1990’lı yıllarda gerçekleştirdiği, DYP-CHP koalisyon hükümetinin girişimiyle başlatılan ‘’Dörtlü Grup’’ toplantıları tekrar başlatılabilir mi? Esedle görüşme sonrası bu yol açılabilir.

Sorunlarının çözümünde sadece bölge ülkeleri değil, diğer uluslararası yapılar da sorunun doğrudan ya da dolaylı muhatapları. Dolayısı ile “ABD, NATO, AB ve BM’nin sorunun çözümünde takınacakları tavır önemli. Özellikle ABD’nin, PKK/YPG unsurlarına bölgede askeri eğitim vermesi, mühimmat tedarik etmesi örnek gösterilebilir. Ayrıca bölgede otorite boşluğundan dolayı cirit atan diğer parçalanmış grupların durumu ne olacak? PKK destekli Kürt milliyetçisi Salih Müslim liderliğindeki Kürtler, Afrin, Kobani ve Cezire kantonlarını ilan ettiler. Bunların durumu ne olacak? Gibi bir çok sorunlar var. Asıl sorun Türkiye’nin, güney sınırının PKK/YPG unsurlarından temizlenmesi konusu, bu masaya ön şart olarak gelecektir. Suriye ise, Türk askerinin topraklarından çıkmasını ön şart olarak masaya getirecektir.

Her iki ülkenin sınır güvenliği ve toprak bütünlüğü yine masada en temel konulardan birisi olacaktır. İktidar yeniden barış masasına oturma hamlesini yaparken, bölgedeki otorite boşluğunu, göçmenlerin dönüşünü, ÖSO ve diğer muhalif grupların Esed rejimindeki karşılığını ve nasıl bir politika izleneceğini bilmek isteyecektir. AB, Türkiye’ye “göçmenler sizde kalsın, mali yardım yaparız” şeklinde 3,2 milyar Euro(31) göndermeleri ve anlaşma yapmaları yeterli değil.

Düzensiz göçmen sorununa yaklaşım, bölge ülkeleri ile birlikte, ABD, Rusya, BM, AB gibi diğer tüm aktörlerinde onayı ile, sahayı iyi okuyarak ve buna göre politikalar üreterek, ortak paydada çözüm önerileri sunabilmek olmalıdır.

Kaynaklar:

(11) İLO; Uluslararası Çalışma Örgütü, Türkiye İşgücü Piyasasında Suriyeliler, Tüm rakamlar 2017 TÜİK verilerine göre düzenlenmiştir.

(21) AA, Anadolu Ajansı,https://www.aa.com.tr/tr/teyithatti/politika/turkiyede-10-milyon-suriyeli-siginmaci-oldugu-iddiasi-/1815962

(31) https://multeciler.org.tr/avrupa-birliginin-suriyeliler-icin-turkiyeye-odedigi-para/

Okunma Sayısı: 1018
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Semanur Tunoğlu

    21.7.2024 13:33:27

    Türkiye Suriye topraklarında tarihten gelen bir egemenlik hakkının doğal sahibidir. O bölgede Türkiye'nin rağmına bir oluşuma izin verilemez. Mülteci meselesi ise karmaşık bir haldedir. Konteynır kenttekiler belki geri dönebilir ama şehirlerde yaşayan ve iş hayatına adapte olmuş suriyelileri geri göndermek ekonomik olarak ülkeye zarar verir. Bunu görmeyen yok. Bugün muhalefet iktidar olsa onlarda gönderemezler. Göndermek istemezler. Burda devlete sorumluluk düşüyor. Türkiye deki mültecilerin adaptasyon sürecini hızlandırmalıdır.

  • Erhan

    21.7.2024 09:40:30

    Suriyelilerin ülkemizde yerleşik olarak kalması orta ve uzun vadede ülkemiz için büyük problemleri doğuracağı gerçeği ortadadır. dolayısıyla dokuzyüz kilometrelik hattı beton bloklarla geçip, termal kameralar, İHAlarla sihalarla tanklarla sınırımızı koruyarak askerlerimizi geri çekmemiz ülkemizin yararınadır. aksi durumda sürekli bir kavganın içinde olacağız, zaten elle tutulacak bir yanımız kalmamış, bir de uzun vadede ülkemizin bölünmesinin parçalanmasının belki temellerini oluşturmuş olacağız, çok dikkatli olmak lazım. eğer büyük şeytan Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulacağına karar vermişse bunu biz önleyemeyiz. bizim yapacağımız en doğru yaklaşım biçimi, halkımızı bu bayrak altında kardeşane bir ortamda yaşatacak kalıcı politikalar geliştirmektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı