"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya ve 15 Temmuz - 2: “Müsbet iman hizmeti” çizgisi dışına asla çıkmadık

16 Temmuz 2024, Salı
Yeni Asya, her türlü anti demokratik anlayış ve uygulamaların her zaman karşısındadır. Yeni Asya, özünde demokrasimizi öldüren, seçilmiş iktidarları antidemokratik yollarla alaşağı etmeyi hedefleyen darbelere, darbe anayasalarına ve uygulamalarına da karşı çıkmakta ve aynı kare içinde 15 Temmuz meş’um darbe girişimini de lanetlemektedir.

Yeni Asya ve 15 Temmuz - 1: 15 Temmuz özelinde Yeni Asya’nın din, devlet ve cemaat ilişkilerine bakışı
Yeni Asya ve 15 Temmuz - 3: 15 Temmuz manevî hayatımıza da darbe vurdu

Seçimle gelmiş idareyi, demokratik olmayan usullerle ortadan kaldırma teşebbüsü olan “darbe” ile uhrevi gayelerle hizmet sahasında olması beklenen cemaatleri aynı karede düşünmek, özü itibariyle doğru değildir. 15 Temmuz’da mahiyetini bilemeyeceğimiz karanlık odakların ve mihrakların kontrolüyle gerçekleştirilen bir darbe girişiminin merkezinde anılan hareketi aklamak ya da mahkûm etmek de bizim işimiz değildir.  Suça bulaşmış insanları cezalandırmak da suçsuz olanların hukukunu korumak da yargının görevidir.  

Darbeler, Müslüman coğrafyamız üzerinde tarihi bir misyonu ve sorumluluğu olan ülkemizin maddi ve manevi gelişimini engelleyen, insanımızın her alandaki huzur ve refahını baltalayan menhus hareketlerdir. Ülkemizin demokrasi sayfası 31 Mart Hadisesinden 15 Temmuz’a kadar ne yazık ki defalarca kirletilmiştir. Ülkemizin geçirdiği darbe süreçleri ve sonrasında devam ettirilen antidemokratik uygulamalarla insanımızın temel hak ve hürriyetleri ellerinden alınmış, her alanda bir gerileme hali, ülkece hepimize yaşatılmıştır. Bu bağlamda her alanda hukuksuzluğu, adaletsizliği, haksızlığı, istibdat temelli uygulamaları doğuran darbelerle ilgili tekrar ilan ediyoruz ki; Yeni Asya, her türlü anti demokratik anlayış ve uygulamaların her zaman karşısındadır. Yeni Asya, özünde demokrasimizi öldüren, seçilmiş iktidarları antidemokratik yollarla alaşağı etmeyi hedefleyen darbelere, darbe anayasalarına ve uygulamalarına da karşı çıkmakta ve aynı kare içinde 15 Temmuz meş’um darbe girişimini de lanetlemektedir. 

Tarihi arka planıyla birlikte, bir darbe girişimi neticesinde kurulan Divan-ı Harb-i Örfi’de “31 Mart ayaklanmasının içinde yer almak” suçlamasıyla yargılanan Bediüzzaman Said Nursî’nin  mahkeme heyetine sunduğu  “…her şeyi mizan-ı şeriatla muvazene ediyorum. Ben milliyetimizi yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için her şeyi de İslâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum”  şeklindeki beyanları Yeni Asya’nın pusulasıdır. “Her şeyi İslamiyet nokta-i nazarından değerlendirme” hassasiyeti Yeni Asya’ya Bediüzzaman’dan miras kalmış Kur’anî bir yaklaşımdır.  Bu bağlamda 31 Mart’ta yargılandığı mahkemede idamı göze alarak ve adalet-i mahzayı savunarak mahkeme heyetine ilettiği “Bir mâsumu idam etmek mi, on câniyi affetmek mi daha zarardır?” gibi sorularla hukukun temel prensiplerini hatırlatan Bediüzzaman Said Nursî’nin duruşu neyse, darbeler ve darbeci yaklaşımlar karşısında Yeni Asya’nın duruşu da odur. Yine aynı mahkemede bir hukuk manifestosu sayılabilecek savunmasıyla beraat eden, bu savunmasıyla başka masumların da beraatine vesile olan Bediüzzaman’ın kendisini haksız ithamlarla idamla yargılayan devletine gücenmeden ve küsmeden birkaç yıl sonra patlak veren Birinci Dünya Savaşı’nda Şark cephesinde kahramanca savaşması gurur duyacağımız bir miras olarak bizlere kalan bir vatanseverlik örneğidir. Bediüzzaman’dan ders alan, Risale-i Nurları pusula olarak belirleyen Yeni Asya’nın ahlak ve hukuk dışı ithamlarla 15 Temmuz’un müsebbipleri ile ilişkilendirilme çabasını anlamak mümkün değildir. “Hürriyet-i şer’iyeyi, meşrutiyet-i meşruayı ve asayişi muhafaza etmek” şartıyla “Muhabbet-i din sâikasıyla teşekkül eden cemaatler”le ittihad edilebileceğini ifade eden Bediüzzaman Said Nursî’nin “İ’lâ-yı kelimetullahı hedef-i maksat eden cemaat, hiçbir garaza vasıta olamaz. İsterse de muvaffak olamaz; zira nifaktır. Hakkın hatırı âlîdir, hiçbir şeye feda olunmaz.” şeklindeki sözleri, garaz ve nifak barındıran hareketlerin içinde olamayacağımızın kesin ifadesidir.  

Bediüzzaman Said Nursî’nin Divan-ı Harb-i Örfî’de, darbe gibi olağanüstü şartlarda dahi hukuk devletinin nasıl olması ve bir devletin nasıl davranması gerektiği ile ilgili çizdiği genel çerçeve 15 Temmuz gibi hadiselerin sağlıklı değerlendirilebilmesi açısından da son derece ufuk açıcıdır. Olağanüstü şartlarda, devletin güvenliği gibi nedenlerle temel hak ve hürriyetlerin askıya alınabileceği, “kurunun yanında yaşın da yanabileceği” şeklindeki yaklaşım, sıklıkla dile getirilen ve devletçi bakış açısıyla zaman zaman benimsenip uygulanan bir husustur. Bu izafi adalet anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Bediüzzaman Said Nursî’nin Divan-ı Harp savunmasında darbe dönemlerinde dahi hukukun askıya alınmaması gerektiğini dile getirmesi, suçun şahsiliği ilkesine hassasiyetle riayet edilmesini vurgulaması, kanunsuz suç olamayacağı gibi evrensel hukuk değerlerini on yıllar öncesinden seslendirmesi Kur’anî yaklaşımın bir tezahürüdür ve bir adalet-i mahza çağrısıdır. Yeni Asya’nın  bu çağrıyı sahiplenerek muhtıralar döneminde, 12 Eylül ve 28 Şubat şartlarında ve nihayetinde 15 Temmuz sürecinde Bediüzzaman’ın seslendirdiği evrensel hukuk prensiplerinin harfiyen uygulanmasını istemesinden daha tabii ne olabilir?  

Bu vesileyle Yeni Asya olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan süreçle ilgili tekrar etmek isteriz ki:

Yeni Asya demokrasinin temellerini oluşturan hukuk, adalet, hürriyet gibi değerlere açıkça sahip çıkmakta, bu değerleri ortadan kaldıran darbeleri reddetmekte, hangi şartta olursa olsun hukuk çizgisinin dışına çıkılmaması gerektiğini ısrarla vurgulamaktadır. 

Yeni Asya, uhrevi hizmetleri hedeflemiş, gizli gündemi ve ajandası olmayan şeffaf yapısıyla her zaman kamuoyunun önünde olmuş, fikirlerini her platformda açıkça serdetmiştir. Yeni Asya’nın devleti ele geçirmek, bürokraside söz sahibi olmak, iktidara ortak olmak ya da kamu kurumlarında kadrolaşmak gibi gündemi asla olmamış, bu tür yaklaşımlara sahip dini gurup ve cemaatleri de uyarmayı kendine vazife bilmiştir. 

Hükümetin 15 Temmuz’un müsebbiplerinden biri olarak  efkâr-ı ammeye ilân ettiği Gülen hareketiyle de başından beri mesafeli olan Yeni Asya’nın 15 Temmuz’la ilgili görüşü  28 Ocak 2019 tarihli başyazıda ifade edildiği gibi son derece nettir. O da şudur: 

“12 Eylül’de olduğu gibi ülkemiz üzerinde oynanan oyunları, menhus ve karanlık projeleri Risale-i Nur projektörüyle fark eden Yeni Asya, hukukun askıya alındığı her dönemde bu projektörü çalıştırarak hak ve hakikati göstermeye çalışmıştır. Yeni Asya’ya o günlerde darbeci derin mihraklar tarafından yapılan “Bizimle çalıştığınız takdirde sizi ihya ederiz” tekliflerini muhtemel 15 Temmuzlar”ı görerek reddetmiş, cemaatlerin aslî vazifesi olan “müsbet iman hizmeti” çizgisinin dışına asla taşmamış, bu çizginin dışında olanları da içinde barındırmamıştır. Risale-i Nur’un hizmet anlayışıyla bağdaşmayan, 15 Temmuz gibi yıkıcı etkilerin müsebbibi cemaat ve hizmet anlayışlarının Yeni Asya içinde yer alması, Yeni Asya içinde çöreklenmesi mümkün değildir.”

15 Temmuz’u doğuran süreç incelendiğinde Yeni Asya’nın öteden beri dillendirdiği ve eleştirdiği hususlarda ne kadar haklı olduğu görülmektedir. 

12 Eylül’ün hemen sonrasında darbecilerin bazı şartlar çerçevesinde “Bizimle çalıştığınız takdirde sizi ihya ederiz” teklifini merhum Mehmet Kutlular’ın reddetmesi, örnek alınması gereken bir duruştur. Red cevabını alanların başka arayışlar içerisine girdikleri merhum Mehmet Kutlular’ın “Ben reddedince Gülen’e gittiler” açıklamasıyla görülmektedir.  Bu teklif ve sonrasında yaşananlar çerçevesinde yapılacak kısa bir değerlendirme, ülkemizin nasıl bir fitne hareketinin içine düşürüldüğünü ortaya koyacaktır. 

—DEVAMI YARIN—

Okunma Sayısı: 4059
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Asena Nur Uğurlu

    16.7.2024 10:29:25

    Tebrikler. Altına imzamı atacağım bir manifesto olmuş. Tebrikler 👏👏👏

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı