Beyin Göçü ve Göçmenlerin Eğitimi Perspektifinde Türkiye’nin Önündeki TarihÎ Fırsatlar
“Mülteci gençlerin eğitim sorunu, en az terör yanlısı gruplarla mücadele kadar tüm dünyanın gündeminde yer almayı hak edecek bir güncelliğe sahiptir. Tüm ülkeler bu konuyu küresel güvenlik meselesi olarak ele almaya çoktan hazırdır. Mülteci gençler makineli tüfeklerle değil, kalemlerle silahlandırılmalıdır.”
HAZIRLAYAN (2) - İNOSAM
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE TARİHÎ FIRSAT VAR!
Türkiye’de hali hazırdaki özel derse olan bağımlılığı azaltma amacı taşıyan web tabanlı girişimciler desteklenerek göçmenlere kitle kaynaklı eğitim videoları sunmaları sağlanabilir. Türk eğitim müfredatı merkezli, göçmenlerin ülkelerinin müfredatlarına da uygun olarak hazırlanacak sanal sınıf uygulamaları ve eğitim videolarıyla, Türkiye’de okula gidemeyen mülteci gençlerinin/öğrencilerin en az yarısına 5 ay içerisinde eğitim hizmeti vermek başarılabilir.
Türkiye, mülteci çocuk ve gençlerin dramına duyarlı ülkelerin katkısıyla dünyanın en büyük mülteci eğitim fonunu kurarak, dünyada bu alanda gerekli hizmeti alamayan mülteci çocuklar için çok stratejik bir adım atabilir. Bu fonla binlerce mülteci öğrenciye burs verilmesi de sağlanabilir. Türkiye, mülteci çocuk ve gençler için dünyada yapılan çabaların sistemli ve kurumsal olmasını da böylece sağlayabilir.
Çünkü mülteci gençlerin eğitim sorunu, en az terör yanlısı gruplarla mücadele kadar bütün dünyanın gündeminde yer almayı hak edecek bir güncelliğe sahiptir. Bütün ülkeler bu konuyu küresel güvenlik meselesi olarak ele alınmaya çoktan hazırdır. Mülteci gençler makineli tüfeklerle değil, kalemlerle silâhlandırılmalıdır. Türkiye bunun öncülüğünü ve sahipliğini yapmaya herkesten daha ehil ve lâyıktır.
GÖÇMENLERİN GETTOLAŞMA VE RADİKALLEŞME RİSKİ GÖZARDI EDİLMEMELİ!
Türkiye’de mültecilerin takribi dörtte biri çocuktur ve ancak yarısından biraz fazlası okula gidebilmektedir. Türkiye ivedilikle okullaşma oranını arttırmak hem de okullardaki sorunları çözmek zorundadır.
8 yıldır devam eden savaşın ve istikrarsızlığın ne zaman biteceği belli olmayan Suriye’den gelen göçmenlerin büyük bölümü çocukluktan yetişkinliğe Türkiye’de geçmiş ve önümüzdeki yıllarda da değişik ülkelerden yüzbinlerce göçmen çocuk ülkemize gelerek çocukluktan yetişkinliğe Türkiye’de geçecektir. İşte bu yüzden milyonu aşkın göçmen çocuğun hangi vasıf ve becerilerle yetişkinliğe adım atacağı Türkiye’nin geleceği açısından stratejik bir önem taşımaktadır.
Bu alandaki yanlış ve eksik politikalar Türkiye’deki sosyal hayatın istikrarsızlığını arttıracak, göçmenlerin gettolaşma ve hatta radikalleşme yüksek riskini önü alınamaz oranlara taşıyacaktır.
GÖÇMENLER İÇİN EĞİTİM BÜROKRASİSİ BASİTLEŞTİRİLMELİDİR
Göçmenlerin büyük bölümünü oluşturan Suriyeliler halihazırda Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı okul ve eğitim merkezlerinde Arapça olarak Geçici Suriye Hükümeti Millî Eğitim Bakanlığı ve MEB tarafından düzenlenmiş müfredat/ders programlarıyla eğitim alıyorlar.
Göçmenlerin okula kaydolabilmeleri için MEB öğrencilerden kendi ülkelerindeki eğitim belgelerini, belgeleri yoksa da sınava girmelerini istiyor. Göçmen öğrenciler “YÖS” sınavlarında başarılı oldukları takdirde Türkiye’de üniversite eğitimlerine de devam edebiliyorlar.
Göçmenlerin yaşadığı en önemli sorun başlıkları eğitime erişilebilirlik, kalitesiz eğitim ve okul geçişlerinde yaşanan problemlerdir. Bir çok göçmen veli ise kız çocuklarının eğitimine yahut karma eğitime (kız-erkek öğrenci aynı sınıfta okumasına) karşı yaklaşımlara sahiptir. Ve yine göçmen öğrencilerin önemli bir kısmı da ailesinin geçimini sağlamak için çalışmak zorundadır.
Kaldı ki göçmen öğrenciler ve veliler Türkiye’deki eğitim imkânlarından yeterince haberdar da değildir. Göçmen öğrencilere yönelik rehberlik hizmetleri ve Türkçe dil eğitimi yetersiz olduğu gibi öğretmenlerin niteliği ve eğitim araç-gereçlerinin temininde de ciddî sıkıntılar bulunmaktadır.
GÖÇMEN ÖĞRENCİLERE DÖNÜK MESLEKÎ EĞİTİM OKULLARI AÇILMALI
Göçmen öğrencilerin Türk öğrencilerle iletişime geçip dil becerilerini geliştirme ve sosyal entegrasyonu gerçekleştirme imkânları yetersizdir ve rehabilitasyon politikaları planlanamamıştır. Göçmen gençlere dönük meslekî eğitim okulları açmak çok önemli bir adım olacaktır. Göçmenlerin ailelerine ek gelir sağlanmış ve hem Türkiye’de, hem de kendi ülkelerinde kullanabilecekleri bir vasıf kazanmış olacaklardır.
Göçmenlerin eğitimi ve istihdamıyla ilgili bütün sorunlar ilgili STK’ların, GEM’lerin, bakanlıkların ve belediyelerin “Göçmen Bakanlığı” yetki ve sorumluluğunda koordineli çalışmalarıyla daha kolay ve verimle çözülebilir. Göçmen öğrencilerin okula devamını arttırmak için ücretsiz okul yemeği, ücretsiz ulaşım ve ücretsiz okul üniforması verilebilir. Eğitimden uzun süredir mahrum kalmış yahut okula devam etmek istemeyen öğrenciler için meslek kursları açılabilir.
Göçmenlerin eğitim düzeyini ve meslekî formasyonunu pekiştirmek için göçmenlerin okudukları okullardaki öğretmen maaşları iyileştirilebilir. Savaş, şiddet ve yakınlarının vefat etmesi gibi travmatik süreçler yaşayan göçmen çocukların yaşadığı psiko-sosyal sorunlar dolayısıyla bu okullardaki rehber öğretmen sayısı ve niteliği muhakkak arttırılmalıdır. Bu hususta Türkiye UNICEF’ten maddî destek alabilir. Ve en önemli hususlardan birisi de bazı yan dersler programdan çıkarılarak Türkçe ders saatleri arttırılabilir.
-DEVAM EDECEK-