Konya, uzun tarihî süreç içerisinde birçok medeniyetin izlerini bünyesinde taşıyan önemli bir şehirdir. Bu şehirde turlarken kendinizi her an farklı bir medeniyetin içerisinde bulabilirsiniz. Medeniyetten medeniyete turlarken, sarraflar çarşısı içerisinde bizi yapısıyla büyüleyen Kapu Camii karşılıyor. Yeni bir medeniyetin içinde hâlâ eski medeniyetin izlerini koruyan bu caminin adı eski Konya Kalesi’nin kapılarından birisinin yanında bulunduğundan adı Kapu Camii olarak geçiyor.

Mevlana’nın torunu tarafından yapılmıştır

Bu yapının tarihine baktığımızda ise, Camiyi Mevlânâ’nın torunlarından postnişin Hasanoğlu Şeyh Hüseyin Çelebi tarafından 1658 yılında yapılıyor. Yapımından bir süre sonra yıkılan camiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlerlizade Seyyid Abdurrahman Efendi yeniden inşa ediyor. Konya’da yapılmış olan Osmanlı camilerinin en büyüklerinden biri olup, düzgün kesme taşlardan oluşuyor. Caminin önünde on mermer sütunlu son cemaat yeri bulunuyor. Caminin basık kemerli giriş kapısının bezemesi bulunmuyor. Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de birer kapısı daha mevcut. İbadet mekânının üzeri içten sekiz kubbe, dıştan da çatı ile örtülü ve ahşap minberi oldukça sadedir. Yanındaki minarenin şerefeye kadar olan bölümü taştan, üzeri de tuğladandır. Şerefe ile külâh arasında da çini kuşaklara yer veriliyor.

Vakit namazlarını kolaylaştırıyor

Konya Kalesi’nin Atpazarı Kapısı ile Telli Kapısı arasında bulunduğu için “Kapu Camii” adı ile tanınan yapı, Konya çarşısının merkezinde, ticarî faaliyetin kalbi sayılabilecek bir alanda yer alıyor. Çarşı dokusu içerisinde inşa edilen ve altında dükkânların bulunduğu Kapu Camii, tarihî Konya çarşısının ve şehir siluetinin en önemli ögelerinden birisi haline gelmiş durumda.

Cami, ticarî alan içerisinde yer aldığı için avlusuz olarak inşa edilmiş ve kuzey cephede alt katına 8 adet dükkân yapılarak, hem ticarî doku ile bütünleşme sağlanıyor, hem de camiye gelir kazandırılması amaçlanıyor. Ayrıca caminin çarşının hemen ortasında esnaf dükkânlarıyla iç içe bulunması, vakit namazlarında esnafın vakit kaybetmeden ve yürütmekte oldukları işlerine çok fazla ara vermeden ibadetlerini yerine getirmelerine imkân tanıyor. Ayrıca bu cami, halk arasında gönüllerin kapısı olan cami olarak da geçiyor.

-DEVAM EDECEK-