Zübeyir Ağabey: “Bu gazetenin mutlaka günlük olması lâzım. Bu bizim birlik ve beraberliğimizi siyasî noktada da temin edecek. Aynı zamanda meslek ve meşrebe de uygun çıkacağı için ölçü olacaktır.”
Nur hizmetini daha yakından tanıma ve Türkiye’nin son elli, elli beş yılını Nurculuk perspektifinden değerlendirmek için...
İTTİHAD BASIN DÜNYASINDA
1967’de İttihad çıkmaya başladı. Manşetler çok “vurucu” seçiliyordu. İslâmın bütününü kucaklayan ve İslâmı müdafaa eden bir muhtevası vardı. İslâmî grupları, geniş anlamıyla her zaman kucakladık.
Üstadımızdan Allah ebediyen razı olsun. Bize hiçbir İslâmî gruba karşı husumet, adavet, düşmanlık gibi bir duygu aşılamadı. Eserlerde de böyle bir şey yok. Dolayısıyla biz Üstadımızın da ifadesiyle, “Herkesin benim mesleğim haktır veya daha güzeldir demeye hakkı vardır; ama yalnız benimki haktır veya yalnız benimki güzeldir demeye hakkı yoktur” prensibinden hareket ettik. Böylece, kendi dışımızdaki İslâmî grupların hizmetlerine de memnun olup, alkışladık. Gayet tabiîdir ki, kendi mesleğimize, kendi meşrebimize ve kendi Üstadımıza da sahip çıktık ve sadık kaldık.
Bu yayın politikası sonucu, bir ara -yanılmıyorsam-İttihad, sadece kendi imkânlarımızla dağıtmamıza rağmen, elli binlik bir baskı sayısını yakalamıştı.
Bu dağıtım işinde, Nur Talebeleri gazetenin, âdeta emirber neferi gibi davranıyorlardı. Sahip çıkıp, bizzat satıyor, dağıtıyorlardı.
Bu açıdan çok mânidar bir hatırayı kaydetmek istiyorum: Said Özdemir Ağabey, “Zübeyir Ağabey İhlâs gazetesine sahip çıkmıyor, benimsemiyor” diye sitem etmişti. Hiç unutmuyorum, bu söz Zübeyir Ağabeyi çok üzmüştü: “Ne demek kardeşim? Bir gazete Üstadımızdan bahsedecek de ben ona sahip çıkmayacağım, olur mu?” diye; onu tekzip etmek için gidip Süleymaniye Camii’nin kapısında, Fatih’te ve başka yerlerde bizzat İhlâs’ı satmıştı.
Zübeyir Ağabey yayıncılığın, özellikle gazete yayıncılığının önemini biliyordu. Biz de yayıncılığın ne kadar önemli olduğunu ondan öğrendik.
İttihad’ın yayını, bu şekilde 12 Mart 1971 Muhtırası’na kadar devam etti. Sıkıyönetim süresiz kapattı. 1973’te açıldı ise de, günlük Yeni Asya yayında olduğu için, tekrar çıkarmaya ihtiyaç duyulmadı.
“GÜNLÜK GAZETE” İHTİYACI
Risale-i Nur Talebeleri tarafından çıkarılmamasına rağmen, o dönemlerde, Babıâli’de Sabah ve Mehmet Şevket Eygi’nin Bugün isimli gazeteleri, günlük gazete ihtiyacını karşılamak üzere alınıyor, okunuyordu. Hatta abone buluyor, onlara sahip çıkıyorlardı. Bu durum, Zübeyir Ağabeyin ifadesiyle, mealen, şöyle bir cemaatî sıkıntı meydana getiriyordu:
“Kardeşlerimiz, o gazetelerin içindeki yazıları, neşriyatı okuyorlar. Bunlar Üstadın mesleğine, meşrebine zıt olan şeyler. Siyasetinden tutun da, hizmet tarzına kadar gazeteyi okuyunca, onun belirli yazarları da var, gazetenin şahs-ı manevisi var, bir tesiri var. Bir güven veriyor. Ve kardeşimiz, ‘Benden daha iyi biliyorlar’ diye düşünüyor. Böylece o tarzı benimsiyorlar.”
Bu durumun hizmetimize sekte vurduğunu, bünyemizde birtakım sıkıntılar meydana getirdiğini yaşayarak görüyordu.
Dolayısıyla Zübeyir Ağabey şunu söylüyordu: “Kardeşim, biz haftada bir çıkıyoruz. Bunlar her gün çıkıyor. Dolayısıyla onların yaptığı bu olumsuz etkiyi gideremiyoruz.”
Alternatif sunmadan tenkidi yeğlemezdi. Meselâ biz kardeşlere, “‘Kardeşim, bu gazeteleri okumayın!’ desek; onlar, ‘Ne okuyacağız, ihtiyacımız var?’ diye cevap verecekler. O zaman bizim günlük bir gazete çıkarmamız lâzım ki, ‘Kardeşim! Bak o gazeteyi okuyacağına, bizim çıkardığımız bu gazeteyi oku’ diyebilelim.”
Bu günlük olarak çıkacak gazeteyi yayınlayanlar, Üstadın sosyal ve siyasî meselelerdeki ölçülerini bilen Nur Talebeleri olacaktır. Öyleyse olayları değerlendirirken o ölçülere göre değerlendireceklerdir. Cemaatî anlamda tam bir dayanışma hali, bu noktada da birlik beraberlik sağlandığında ortaya çıkacaktır.
Bugün halen de, en çok sıkıntı veren şey, siyasî ve sosyal olayların yorumlanmasındaki farklılıklardır. Çünkü bu gibi olaylar yoruma açıktır. Cemaatî bir yapıda, böyle konularda birbirinden farklı çok sayıda görüş seslendirilirse, yapıda ister istemez çatlaklar, birlik ve beraberlikte, kardeşlik duygularında, dolayısıyla dayanışmada zaafiyet noktaları meydana gelir. Bu da çalışma ve hizmet etme şevkini kırar.
Zübeyir Ağabey bunun için, “Bu gazetenin mutlaka günlük olması lâzım. Bu bizim birlik ve beraberliğimizi siyasî noktada da temin edecek. Aynı zamanda meslek ve meşrebe de uygun çıkacağı için ölçü olacaktır. Aynı zamanda haberleşme aracımız da olacaktır. Yani bu gazete hem düşmanlarımıza cevap, hem de dostlarımıza hakikatleri ifade aracı olacak, onları yayacaktır. Hem de bizim haberleşmemizi sağlayacaktır” diyordu.
YARIN: İnisiyatif cemaatin elinde olmalı
Fotoğraf: Yeni Asya - Arşiv