“Tek kişilik otoriter rejim”de “yargı reformu” perdesinde iddiaların tam tersine yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını berhava eden, temel hak ve hürriyetleri tırpanlayan ek prangalar vuruluyor.
“Tek kişilik yönetim”de Türkiye’nin insan hakları ihlâlleri ve “yasaklar”la içine düşürüldüğü vartada basını ve sosyal medyayı sindirme, susturma ve kapatma maksatlı, basın ve ifade özgürlüğünü tamamen engelleyen yeni bir “dezenformasyon yasası” getiriliyor.
“9. yargı paketi” perdesinde muhalefeti ve iktidarı eleştiren medyayı baskı altına alma ve ket vurma hesabıyla “etki ajanlığı” adı altında yeni bir suç tanımı ihdas ediliyor. Yeni bir “sansür yasası” dayatılıyor.
MUĞLAK TASLAKLA “CASUSLUK – AJANLIK” İFTİRASI
Siyasi iktidarın yine “torba yasa” taslağıyla Meclis’e dayattığı “yeni sansür paketi”nde ceza kanunuyla getirilen kısıtlamalara yenileri ekleniyor. Böylece zaten “hibrit-melez demokrasiler”den “otoriter rejimler” arasına düşen Türkiye’de düşünce, ifade ve basın özgürlüğü tamamen ortadan kaldırılıyor.
Gazeteci vekil Utku Çakırözer’in ifadesiyle “dezenformasyonla mücadele’ sansür yasasındaki gibi muğlak, kapsamı belirsiz suç tanımlamalarıyla milyonların sesinin yine soruşturmalar, yargılamalar ve hapis cezalarıyla kısılması hedefleniyor.
Buna göre, Ceza Kanunu’ndaki “casusluk” - “ajanlık” kavramlarının yanısıra yasaya sokuşturulacak “etki ajanlığı” kavramıyla siyasi iktidarın yanlışlarının eleştirilmesi “suç” sayılıyor. Gazetecilerin haber ve değerlendirmelerine, siyasetçilerin açıklamalarına, akademisyenlerin araştırmalarına, vatandaşların sosyal medyada yaptığı yorumlara “casusluk” “ajanlık” iddiasıyla dava açılması komplosu kuruluyor.
Hiçbir hukuk devletinde benzerine rastlanmayan emrivaki ile sadece siyasetçi ve gazeteciler değil, Türkiye’deki herhangi bir gelişmeye dair görüş ve fikirlerini ortaya koyan, bilim ve teknoloji çalışmaları yapan akademisyenler, projelerini ortaya koyan bürokratlar, sivil toplum, uzman kişiler de baskı ve tehdit altına alınıyor.
İLMÎ ARAŞTIRMALAR DAHİ “SUÇ” SAYILABİLECEK!
Bu antidemokratik ve hukuk dışı “taslak”la “tek kişilik hükûmet”in ülkeyi ekonomide çöküşe sürüklediği ya da “tasarruf paketi’nin işe yaramayacağı ikazları dahi “suç” sayılabilecek. İktidardakilerin yanlış ve akıbetsiz “dış politika”yla uluslararası arenada Türkiye’ye kaybettirdiğini ortaya koyan bir makale, tez çalışması, analiz ya da araştırma “etki ajanlığı”yla “Türkiye aleyhine propaganda” diye cezalandırılabilecek.
Hatta iktidardakilerin hoşuna gitmeyen kamuoyu yoklamaları, anketler, röportajlar, bilgi toplama ve analizler de soruşturma ve yargılamalarla, itibarsızlaştırma operasyonlarına mâruz bırakılacak, “casusluk” – “ajanlık” isnad ve ifitirasıyla “suç kapsamı”na alınma şantajıyla karşı karşıya bırakılacaklar.
Saray’ın israfını, iktidardakilerin hukuk dışılıklarını, hükûmetin keyfi icraatlarını eleştirenler bu “kılıf”la derdest edilip içeri tıkılacak, devletlûlerin istediği kadar cezalar yağdırılacak.
Bir yandan “yumuşama” ve “normalleşme”den dem vurulurken, diğer yandan muhalefeti, medyayı daha da baskı altına alıp tamamen susturma amacını güden “etki ajanlığı” taslağı, siyasi iktidarın samimiyetsizliğini bir defa daha açığa çıkarıyor.
Hukukçuların tesbitiyle, hukuk ilkelerinin hiçe sayıldığı bir “cadı avı”nın başlatılmasına ortam oluşturulacak.
Bu istibdat yasasına geçit verilmemeli.