"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye ile çözüm hâlâ savsaklanıyor…

Cevher İLHAN
25 Temmuz 2024, Perşembe
Nevzuhur gündemlerin gürültüsünde Suriye ile çözüm yine güme gidiyor. Bir yığın itiraftan sonra yeniden “çözümsüzlüğe” dönülmesi, Ankara’dakilerin “Suriye meselesi”nde işgalci ecnebilerin projelerine karşı irâde zaafiyetini açığa çıkarıyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı havada gazetecilere, “Şimdi öyle bir noktaya geldik ki Beşar Esed şu anda Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz. Suriye ile düşman değildik ki, biz Esed ile ailece görüşüyorduk” dese de, ardından “Biz davetimizi yapacağız, bu davetle Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz” sözlerini tekrarlasa da hâlâ sahada ciddi bir adım atılmamış olması bu husustaki istifhamları güçlendiriyor.

“ECNEBİ POLİTİKALARI” ARTIK BIRAKILMALI

Suriye’nin bu hale düş(ürül)mesinin baş sebebinin AKP iktidarında, akabinde “tek kişilik otoriter rejim”de Ankara’dakilerin sırf “Şam yönetiminin devrilmesi” cenderesinde emperyal mihrakların Suriye’yi de etnik ve mezhebi ayırımlarla bölüp parçalama tuzağına gelen sığ politikaları olduğu ortada.  

Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin yanıbaşında ABD’nin her türlü silah ve lojistik desteği verdiği 40 bin kilometrekareyi işgal eden PYD/YPG terör örgütünün 100 bin militanının silâhlandırılıp “ordu” kurdurulmasına yıllardır göz göre göre seyirci kalındı.  

Fırat’ın batısında küçük bir Afganistan kargaşasına düşürülen İdlib’de küresel güçlerin İsrail’in hâkimiyeti ve hegemonyaları hesâbına “vekâlet savaşı”nda “maşa” olarak istimal ettikleri ve El Kaide’den kopma IŞİD’den dönüşen radikal gruplarla işbirliğine gidildi.

Bu arada Erdoğan Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak her fırsatta “Katil Esed’le bir araya gelmem!” restini çekerken, ABD’yle işgalci ortakları adına Suriye ordusu ile savaşmak üzere militanları Türkiye’den maaşlı ÖSO kuruldu. Ankara’dakilerin Suriye’de “tampon bölge” heveslerinin aksine Türkiye “tampon bölge” oldu.

Özetle Ankara’dakiler Suriye muhalefeti ile işbirliği yaptılar, silâhlı grupları desteklediler, Türkiye’de BM’de temsil edilen meşru Suriye hükûmetine karşı “Ulusal Suriye hükûmeti” kuruldu. 

“İHTİRAS, HAMASET VE ÖFKE FELÂKET GETİRDİ…”

Suriye krizinin dördüncü yılında AKP hükûmetinin Turizm ve Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay’ın henüz iç savaşa dönüşmediği sırada “Suriye’de tâ olayların başında ‘müdahil olmamamızı uyardım. Ülkedeki olaylardan uzak kalıp bölgedeki hakem rolümüzü sürdürmemiz gerektiği’ni söyledim. Kaygı ve tavsiyelerimize meselenin altı ay içinde biteceğini söylediler” hayıflanması on üç yıl sonra teyid ediliyor. (gazeteler, 18.2.16)

Tarih ve coğrafya gerçekleri konusunda cahil yöneticilerin ülkelerini felakete sürüklediğini kaydeden Günay’ın “Güneyimizde Suriye’nin Afganistan’a dönüşmesinde vebalimiz büyük. Pakistan’ın uğradığı tehlikeli badirelerle karşı karşıya getirildik. Göre göre sınırımızda Afganistan oluşturduk. İhtiras, hamaset ve öfke felâket getirdi…” yakınması da.

Gelinen noktada Şam’ın ileri sürdüğü “Türk askerinin Suriye topraklarından çekilmesi” şartı büyük önem taşıyor. Bunun içindir ki Ankara’nın artık meseleyi sürüncemede bırakmaktan vazgeçmesi, on üç yıldır inadına dayattığı politikaları bir tarafa bırakması gerekiyor. Güvenin tesisi için iki ülke arasında doğrudan diyalog ve işbirliğinin başlatılması icâb ediyor. Zaten Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini taahhüd eden “Astana anlaşması” da, terörle ortak mücadeleyi esas alan “Adana mutâbakatı” da çözüm ve barışın “yol haritası”nı ortaya koyuyor.

Hal böyle iken, Suriye ile çözüm ve barış neden hâlâ savsaklanıyor…

Okunma Sayısı: 1145
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    25.7.2024 19:26:08

    Tekrar da olsa 1998 de komşumuzla imzaldığımız ve 23 maddeden teşekkül eden ADANA MUTABAKATI hakikatı ve realitesini asla unutamayız. Bu mutabaktın bize ve din kardeşliğine kazandırdıkları ve bunun muhalifinde davranınca neler kaybettiğimizi düşünün.

  • Mustafa Said Kara

    25.7.2024 11:52:32

    Türkiye o bölgede PKK varlığına izin vermemeli. Ve bir kürt devletine asla izin vermemeli.

  • Erhan

    25.7.2024 05:46:56

    Ankara’dakilerin Suriye’de “tampon bölge” heveslerinin aksine Türkiye “tampon bölge” oldu. cümlesi her şeyi açıklıyor.öbür taraftan, izbandot gibi Suriye’liler gelip bizim ülkemizde nerde tıngırtı orada buluntu, fink atacaklar, bizim evlatlarımız Suriye’de öldürülecek, bunu hangi vicdan kabul eder.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı