Muhalefetin kazandığı belediyeleri “başarısız kılma” maksadıyla çoğu AKP’li belediyelerin son güne ve hatta son saate kadar israf ve yandaşlara ihale peşkeşleriyle bıraktığı 96 milyarı bulan borç yığınını yeni kazanan belediyelerden tahsili “tâlimatı”nı veren Cumhurbaşkanı’nın “öyle 25 kuruşa simit yok!” tehdidi yeniden “simit hesabı”nı sözkonusu etti.

Zira daha 1993’te dönemindeki enflasyonu eleştirirken 25 kuruş olan simit fiyatlarını eleştiren Erdoğan, ‘Bu zalim yönetim bu aziz millete bir bardak çay ile bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz? Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik parasını kim ödeyecek? Su parasını kim ödeyecek? Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak?” diye konuşurken, daha sonra da sürekli çay-simit hesâbını yapmıştı.

 O denli ki TL’den altı sıfırın atıldığı sırada “1.000.000 (bir milyon” olan simidin “1 lira” olması üzerine seçim meydanında vatandaşların önünde “Simitçi! Simit kaça?” diye sormuş, “1 lira” cevabını alınca da “Bakın bir milyondu, bir liraya düşürdük!” diye bile bile basit propagandaya tevessül etmişti.

Cumhurbaşkanı’nın bu “simit hesâbı” asgari ücretin 5 bin 500 olduğu Kasım 2022’de daha sonra muhalefet tarafından “3 çocuğu olan 5 kişilik ailenin 1 öğünlük simit-çayı 50 lira tutuyor. Günde 3 öğün yenmesi halinde 150 liraya mal oluyor. Bu da aylık 4.500 lira ediyor, asgari ücret 5.500 lira” diye hesaplanmıştı. Büyükşehirlerdeki bir emeklinin emekli maaşıyla vereceği kirayla simit ve su da alamadığı” belirtilmişti.

Böylece “millet ittifakı”nın eski adayı Kılıçdarıoğlu’nun (Ocak 2024’te) “Koltuk derdi olanın Allah belasını versin. Recep Tayyip Erdoğan sadede gel. Kuru simidin fiyatı 15 TL olmuş. Al sana 17 bin 2 TL asgari ücret, 10 bin TL emekli maaşıyla, çay simit hesabı. 1 Simit 15 lira, 1 çay 10 lira. 3 çocuk, hatun ve sen 5 kişilik bir aile. Gün 3 öğün, ay 30 gün. Bir çay bir simit 25 lira. Bir öğünde 125 lira. 3 öğünde 375, aylık 11 bin 250 lira hesâbıyla “bu zâlim yönetim bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor” sözleriyle Cumhurbaşkanı’nın “çay simit hesâbı”nı hatırlatması bir defa daha “neredeeen nereye!” dedirtmişti...

Özetle, 25 kuruşluk simidin yirmi iki yıllık AKP iktidarında, peşinden “tek kişilik rejim”de nasıl olurda diğer gıda maddeleri gibi yüzde 400’lere varan pahalılıkla 10-15 lira olduğunun ikrarı oluyor.

TESBİT

AKP eski milletvekili Metin Külünk’ün bir televizyonda, ayyuka çıkan Saray danışmanları ile iktidar milletvekilleri ve yakınlarının isimlerinin geçtiği “rüşvet ve yolsuzluk çarkı”nı “biz duymak istemesek de bu tartışmalar var” vurdumduymazlığıyla “yok” sayılmaması gerektiğini uyarmıştı.

Keza geçtiğimiz yılın son ayında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki Al-Awwal Park Stadyumu’nda gerçekleşmesi beklenen Süper Kupa finalinin iptali krizinden sonra  Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nı eleştiren Külünk, “Cumhurbaşkanı’na doğrudan küresel bir operasyon yapılıyor!” diye yakınmıştı. (gazeteler, 30,5,24)

Partisinin apar topar Meclis’te geçirmek istediği kavgalı “sokak hayvanları yasa tasarısı”yla ilgili sosyal medya hesabından “Hayvan katliamının önünü açacak teklifi geri çekiniz” itirazıyla çağrısı, tamamen başta ekonomik çöküş olmak üzere gerçek gündemi değiştirme amaçlı bu tür “çıkışlar”la büyük bir yanlış yapıldığını bildirmiş; “Sayın Cumhurbaşkanımız küresel bir komplo ile karşı karşıya” sözleri ile biriktidar partisi mensubu olarak Külünk bir başka yakınmıştı. (gazeteler, 22.7.24)

En son bir pazar ziyaretinde bir emeklinin, “Soygun yapılıyor. Hep Ak Parti’ye oy veriyordum, bu kez vermedim, iktidardan düşene kadar da vermeyeceğim” tepkisine karşı “Kusura bakma Ak Parti döneminde servetlerine servet katmışların çocukları boğazda bir kafede oturdukları zaman 10 bin lira kahve parası verip kalkıyor ya da bir aile restoranda bir yemeğe 15 bin lira veriyorsa ve bunlar dünün yoksulları bugünün şımarıklarıysa, bu hareketi omuzlarında taşıyanlar eğer pazarda alışveriş yapmak için akşam fiyatların düşeceği saati bekliyorsa, 20 yıldır bizi omuzlarında taşıyorsa, biz de bunu görüp bu insanların derdine çare olmak için adım atmıyorsak, bu vatandaş sonuna kadar haklıdır” hayıflanması bütün bu gerçeklerin tesbiti oluyor. (gazeteler, 4.7.24)

Ve Külünk’ün bu özeleştirisini “o zenginleştirmeler de, servet transferleri ve o şımarıklıklar da bir politikanın eseri. Bilinçsiz oluştu deniyorsa, bilinçsizliğinin bedelini ödemeli birileri, bilinçli yapıldıysa bilinçli kötülüğün bedeli” diye değerlendiren yazar Ahmet Taşgetiren’e şu soruyu sorduruyor: bu “yeni şımarıkları kim üretti?” (Karar, 2.7.24)

Gerçekten bu şımarıklar hangi hoyratça politikaların ürünü…

SÖZÜN ÖZÜ

“Aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır…”

“Millet uyanmış; mugalâta (yanıltmaca) ve cerbeze (demagoji) ile iğfal olunsa da devam etmeyecektir. Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feverân eden efkâr-ı umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır. Ve hakikat meydana çıkacaktır, inşaallah...”

Bediüzzaman, (Divan-ı Harb-i Örfi)

HAFTANIN SÖZÜ

“Enflasyon ahlâkı bozar.”

Merhum Süleyman Demirel (9. Cumhurbaşkanı)