Gazeteler, dergiler, kitaplar, insanların içinde yaşadığı dünyadan haberdar ettiği gibi, merak ettiği olayları öğrenmesi ve içindeki maddî manevî soruların cevabını bulabileceği sosyal hayatımızın önemli bir parçasıdır.
Mensubu bulunduğumuz Yeni Asya Neşriyat’ın, okuyucularına sunduğu gazete, çocuklar için Can Kardeş, gençler için Genç Yorum, aileler için Bizim Aile ve yine Risale-i Nur’la alâkalı akademik çalışmaların ve makalelerin yer aldığı Köprü Dergisi ile toplumun her kesiminin ihtiyaç duyduğu manevî boşluğu dolduruyor olması.
En önemli özelliği ise, sahibinin okuyucularının olduğu dünyadaki tek basın organı. Varoluş sebebi ve yegâne mevcudiyeti, Kur’ân, Sünnet ve Risale-i Nur hakikatlerini neşretmek.
Yurt içinde ve yurtdışından gelen okuyucu temsilcileri ile yılda iki defa bir araya gelip gelişmeler değerlendirilir, yayın politikalarına meşveretle istikamet verilir.
Nurlar’ın neşrinin yanı sıra, İslâmiyete, Kur’ân’a ve Risale-i Nur’a hariçten gelen hücumlara karşı, Üstad Bediüzzaman’ın işaret ettiği “Matbuat lisanı ile” gerekli cevapları verir.
Yayın prensibi meşverete dayandığı ve kaynağı Risale-i Nur olduğundan siyasî ve içtimaî meselelerde hiç hata yapmaz daima istikametli kararlar alır. Demokrasinin kesintiye uğradığı ihtilâllerde her zaman millî iradeyi savunmuş, ihtilâlcilerin tehditlerine beş para ehemmiyet vermemiş. Bu yüzden kapatılmış, horlanmış, ama hak bildiği yoldan dönmemiştir.
Bunun yanında çok hücumlara uğramasına rağmen, yapılan bu hücumların gidilen yolun istikametli olduğu ve “meyveli ağaç taşlanır” düsturu gereği şevkini ve gayretini arttırmıştır.
Onun için Yeni Asya, bir gazete olmasından ötede önemli ve sorumlu bir misyonu ifa etmektedir. Elli bir yıldır sahibinin değişmediği, dünyevî ve siyasî makamlarda gözünün olmadığı, maddî menfaatler uğruna yazarlarının ona buna yağcılık etmediği bir gazetedir Yeni Asya.
Benim gibi daha birçok kişinin Risale-i Nur’la tanışmasına vesile olduğu için, Üstadımızın “Risale-i Nur’u yazan ve yazdıran Nur Talebesi unvanını alır” düsturunu da yazarak deruhte ediyor.
En tehlikeli ve karanlık zamanlarda, “benim” diyen babayiğitlerin seslerini kestiğinde, ey Yeni Asya sen “Korku elimi tutmamış” diyen Üstadım gibi, hakikati en gür bir şekilde haykırmanla bizlere moral verdin.
Bir lahana yaprağı kadar günlük gazeteye razı olan Zübeyir Abinin makbul ve müstecap duâsı, bizlere, onlarca lahana yaprağı büyüklüğünde günlük gazete ve neşriyat sahibi yapmıştır. “Haza min fazlı Rabbi.”
Bütün bu özelliklerini alt alta koyduğumuzda çıkan sonuç; Yeni Asya sen, bir gazeteden ziyade Risale-i Nur’un naşirisin.
İstikamette kaldığın müddetçe de hiçbir güç seni sarsamayacak, satın alamayacak, yanlış yola saptıramayacak.
Daha birçok elli iki yıllar göreceğiz inşaallah.