Daha önce bu miktar 2 bin 20 liraydı yeni rakamla artış oranı yüzde 15 oldu. Asgari ücret artış oranı belli olduktan sonra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk “Enflasyon oranının çok üzerinde bir artış sağlamış olduk. ‘İşçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ sözümüzü de oy çokluğuyla sağladık” şeklinde bir açıklama yaptı. Bakan’ın bu açıklaması her ne kadar rahatlatıcı görünse de asgari ücretteki artış sanıldığı gibi “enflasyon oranının çok üzerinde bir artış” değil.

2019 yılındaki 12 aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 15,18. Asgari ücret artış kararı alınmadan hemen önceki Kasım ayı enflasyon oranı baz etkisi nedeniyle yüzde 10,56 çıkmıştı, çünkü geçen yılın Kasım ayı yüzde 21 gibi yüksek bir enflasyon oranına sahipti. Enflasyon göreceli hesaplandığı için bu sene aynı ayda rakam daha düşük çıkmış oldu. Eğer buna dayanarak “artış enflasyondan fazla oldu işçiyi ezdirmedik” deniyorsa bu bir avutmadır.

12 aylık ortalama enflasyon oranının yüzde 15,18 olduğunu düşündüğümüzde asgari ücret artışı söylediği gibi “işçiyi ezdirmeyen” bir rakam değil. Asgari ücretlinin enflasyon sepetinin büyük payını konut ve gıda harcamaları oluşturuyor. Gıda enflasyonu ortalaması TÜİK verilerine göre yüzde 19,54. Konut enflasyonu ise yüzde 13,42. Doğalgaz, su ve elektriğe yapılan zamları da düşündüğümüzde enflasyon işçiyi eziyor, ezmeye de devam edecek gibi duruyor. Zaten Aralık ayındaki enflasyon oranı da tekrar yükselerek 11,84 oldu.

Eğer gerçekten işçiyi ezdirmek istemiyorsanız ya enflasyonu düşürecek tedbirleri alın ya da vatandaşın faturalarına zam yapmayı bırakın. Vatandaşı ezen enflasyon değil yanlış ekonomi yönetimi…

***

İŞVEREN NE YAPSIN?

Asgari ücret tartışmalarında genelde maaş alan kısım konuşulur fakat asgari ücret üreticiyi de fazlasıyla etkiliyor. Üretici enflasyonu tekrar yükselmeye başlamışken asgari ücrete yapılan zam üreticinin işgücü maliyetini daha fazla artırıyor. Üreticinin önünde bu durumda iki seçenek var; ya ürettiği ürünleri yüksek fiyattan satarak enflasyonun daha fazla yükselmesine sebep olacak ya da işçi maliyetini düşürmek için işten çıkarma yaparak işsizliğin yükselmesine sebep olacak. Hem işsizliğin hem de enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde işveren de şapkasını önüne koymuş düşünüyor.

Enflasyon oranları düşürülmeden, yüksek enflasyonun sebepleri ortadan kaldırılmadan ne işçi ne de işveren rahat etmeyecek. 

***

“EKONOMİ HESAP İŞİDİR”

“Hem doğalgaz, su ve elektriğe zam yapayım hem asgari ücreti yükselteyim hem de enflasyon yükselmesin işçi de işveren de ezilmesin” diyorsanız bu pek mümkün değil. Ekonominin dinamikleri temenniler ile işlemez. Demirel’in de dediği gibi “Ekonomi hesap işidir, sloganla yürümez.” 

“İşçiyi ezdirmedik” demekle işçi ezilmekten kurtulmaz. “Asgari ücreti yükselttim” demekle de ne enflasyon düşer ne de işveren rahat eder. “Ekonomimiz çok iyi” demekle ekonomi de rayına girmez. Vatandaş ekonomiyi pazar sepetinde, cebinde, tenceresinde görüyor. Slogan vatandaşın karnını doyurmaz. Vatandaşın karnı doymazsa, tenceresi dolmazsa vatandaş da sandığa gitmeden önce tekrar düşünecektir…