"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatler gençlere ne öğretiyor? - 1

Bilal Said PARLAKOĞLU
13 Ağustos 2019, Salı
Küçük yaşlarımdan beri Nurcu olduğunu gizlemeyen çeşitli vesileler ile bunu iftiharla ifade eden biriyim.

Hocalarım, arkadaşlarım ve yakın çevrem Nur Cemaatine mensup olduğumu ve Risale-i Nur okuduğumu bilirler. Bunun herhangi bir zararını da görmedim.

Yine de ne zaman bir arkadaşım ya da bir hocamdan hayata dair bir tavsiye almak istesem, birçok defa, çok açık bir önyargıyla karşılaşıp aynı lafları duydum. Özetle hepsi; “Aklını kimsenin cebine koyma, başka kitapları da oku, bilime önem ver” mealinde şeyler söylediler. Ben biliyordum ki bunu söylemelerinin esas sebebi cemaat mensubu olmam ve Risale-i Nur eserlerini okumamdı. Bazılarını biraz zorlayınca zaten bunu da açıkça ifade ettiler. Bu durum çok canımı sıkmakla beraber kendilerine menfi, kırıcı bir tepki göstermedim. 

Anladığım kadarıyla kafalarındaki; “insanın düşünme yetisini elinden alan, onu dogmatik düşünceler ile besleyen, bilim karşıtı, despot, mutaassıp, birey olunmasına engel olan, şahıs eksenli ve teslimiyetçi” bir cemaat görüntüsüydü.Tavsiyelerini de kendilerince buna göre veriyorlar, güya beni de kurtarmaya çalışıyorlardı. Kendi önyargılarının ise hiç farkında değillerdi. Yakın zamana kadar bu konuda yorum yapma ihtiyacı hissetmedim çünkü bunu birkaç kişinin basit önyargılarından ibaret sanıyordum. 

Yakın zamanda “Tiktok” adlı uygulamanın virali olan ve alttan alta insanlara sahte hürriyet algısı aşılayan videodaki kadının ifadelerini duyunca bu konuda bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettim. Her cemaat mensubunun bu konuda az çok bir şeyler söylemesi gerektiğini düşünüyorum.

Öncelikle cemaatlerin gayesi insanların hürriyetini kısıtlamak veya iradelerini ipotek altına almak değildir. Cemaatler, toplumdaki dini yaşantı ihtiyacından doğmuş gönüllü iman birlikteliğidir. Kimse zorla cemaate sokulmaz ve kimse esir değildir. Eğer insan kendisini cemaatte esir olarak görüyorsa bu kendi dünyasında kendisini ispatlayamadığının ve sürekli yönlendirilmeye muhtaç olduğunun ifadesidir. Cemaat esaret yeri değildir. İnancınızı hür olarak yaşamak için gereken manevi desteği ve gücü aldığınız yerdir. Cemaatleri doğuran esas sebep de yıllarca din hürriyetinin baskı altına alınması ve dini yaşayışın despot idareler tarafından baskılanmasıdır. Sonrasında bu gönüllü birliktelik oluşumları her şeye rağmen varlıklarını muhafaza etmiş ve bugüne kadar gelmiştir. 

Bundan sonrasını biraz kendi hayatımdan anlatmak istiyorum. Ben Yeni Asya Nur Cemaatine mensubum. Bana göre İslamiyet, hürriyet dini; Nurculuk da hürriyet mesleğidir. Ben de bu iman ve Kur’an hizmetine kendi isteğim ve hür iradem ile girdim.

Benim gibi binlerce genç de mensup olduğu cemaate ya da tarikata aynı halis duygular ile ve hür iradeleriyle giriyorlar. Bize ilk öğretilen şey de önce kendi nefsimizi ıslah etmek ve kendi imanımızı kurtarmak. Yani bize cemaatte milletin “dinsiz”olduğuna dair bir kanaat aşılanmıyor.Aksine kendini Müslüman kabul eden herkesin Müslüman olduğunu ve kimsenin tekfir edilmemesi gerektiğini, başta nefsimiz olmak üzere herkesin Kur’an ve iman hakikatlerine muhtaç olduğunu ve iman hizmetinde tarafgirlik ve düşmanlık olmayacağını öğreniyoruz.

Risale-i Nurdaki Kur’an hakikatleri bizlere vatan, millet, din, iman, akraba ve arkadaş sevgisini öğretiyor. Kesinlikle düşmanlık öğreten, milleti dinsiz ilan eden bir cemaat tanımadım ben bunca yıllık hayatımda. 

Eğer bir insan başkalarını sırf yaşantısından dolayı dinsiz görüyorsa bu bulunduğu cemaatten değil kendi iç sorunlarından kaynaklanıyordur. Bu, nefsin başkalarını daha günahkar görerek kendisini rahatlatma biçimidir ve ruhî bir sıkıntının işaretidir bana göre.

“Cemaat” işte tam da bu rahatsızlıkları tedavi etmek için vardır aslında. İnsanların imanını takviye etmesine yardımcı olup, kendilerini günahlardan korumalarını sağlar ve böylece “başkalarını daha günahkar görerek kendini rahatlatma”nın önüne geçmek vazifesini yerine getirir.

Bu durumda cemaatler, önyargılardan dolayı, toplumun korktuğu şeyleri ortadan kaldırmak, insanların inanç ile alakalı sorunlardan dolayı topluma ve kendilerine zarar vermelerini engellemek için vardır. Fakat cemaati bu sorunların kaynağı olarak görmek şehirdeki hastaneyi hastalıkların yayıldığı yer olarak görmek gibi bir şeydir. Cemaat insanları, özellikle gençleri, manevi olarak hasta eden yerler değil onların manevi sorunlarını tedavi etmeye çalışan yerlerdir. 

Toplumda bu yanlış algının, bilhassa kendini eğitimli bilen kesimde, yaygın olması ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Cemaatlerin topluma neler kattığını anlamak için önyargıları bir kenara bırakarak cemaatleri tanımak ve cemaat mensubu gençlere kulak vermek gerekir.

Okunma Sayısı: 5083
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nilgün

    14.8.2019 01:04:40

    Ne güzel dile getirmiş siniz Allah razi olsun kardesim

  • Ali

    13.8.2019 14:29:33

    Özeleştiri cemaatlerin vazgeçilmesi olmalı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı