"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman İslâmı her haliyle yansıtmalı!

Ali FERŞADOĞLU
25 Temmuz 2024, Perşembe
Müslüman abus, yani, yüzü ekşi, çehresi çatık, somurtan olmaz.

Çünkü, “Onların alameti, simalarındaki secde izi”1 içinde iman nûru vardır. Sadece yüzünde değil; “Nur-u imân, (insanın) içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar o ışıkla okunur. O mümin, şuur ile okur ve o intisabla okutur. Yani, ‘Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım’ gibi mânâlarla, insandaki sanat-ı Rabbâniye tezâhür eder. Demek, Sâniine intisabdan ibâret olan imân, insandaki bütün âsâr-ı sanatı izhâr eder.”2

Mü’minde Lâtîf isminin tecellisi ile kadife bakışlıdır. Sözü narin, nazik ve nazenindir. Yani, düşünmeden, tutarsız, anlamsız konuşmaz. Lâtîfecidir, doğru şakalar yapar ve daima mütebessimdir. Çünkü, lâtîfede de rehberi en lâtif, en nazik, en nazenin bir ruha, en güzel ahlâka sahip olan Peygamberimizdir. ”Arkadaşları onu daima mütebessim olduğunu ve insanlara latîf lâtifeler, nükteler yaptığını naklediyor.”3 Kur’ân’ın tespitiyle, “En güzel ahlâk üzerine yaratıldığına” göre, en güzel latifelerde o ahlakın tezahürü oldu. Lâtife ve nükte cephesi gerçekten muhteşem ve latiftir. Şaka yaparken ders verirdi. Gerek sözleri gerek fiilleri, gerek mimikleriyle dahi asla “alaycı, kırıcı, istihfafçı, küçük düşürücü” değildi. Müslümanları da bundan men etmişti: “Lüzumsuz lâtifelerden kaçınınız. Çünkü bu, mü’minin bahasını, şeref ve şanını giderir.”4

Nezâket ve nezâhet rehberi, “Ben, haklı bile olsa münâkaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.”5

Sahabiler, kalblerin sevgilisi, nefislerin mürebbisi ve hatiplerin en naziği olan Peygamberimize (asm), “Ey Allah’ın Resulü! Siz bizi şaka ve mizahtan men ediyorsunuz. Ama, siz de bunu yapıyorsunuz. Bunun hikmeti nedir?” “Ben sadece hakkı söylerim, doğruyu anlatırım. Siz de, hakkı söylemek, kırıcı olmamak ve bâtılı tasvir etmemek şartıyla şaka yapabilirsiniz!”6 İslâm, çok hassas olan insan kalbini kazanmak ve kırık kalbleri tamir etmek için gelmiştir. Birilerini güldürmek için, başkalarını ağlatmak mü’mine yakışır mı? Abus çehre, abuk-sabuk konuşmalarıyla İslâmiyete perde olmasının vebalini yüklenemez!

Dipnotlar: 

1-Fetih Suresi, 29.; 2-Sözler, s. 282.; 

3-Sahih-i Buhâri Muhtasarı 10. Cild, 1736.; 4-Sünen-i İbn-i Mâce, Bab 19.; 

5-Ebu Davud, Edeb 7.; 6-Tirmizî, Birr 57. 

Okunma Sayısı: 1367
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa

    25.7.2024 22:21:53

    Allah razı olsun..Bilgilendirici bir makale ...

  • Erhan

    25.7.2024 05:51:03

    Allah, bizleri güler yüzlü, efendimize yakışır kullarından eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı