Masum insanı haksız yere hapse tıkayıp enva-ı çeşit haksızlıklar yapan; cemaatleri cemaatlere, aileleri ailelere kırdıran; toplumu kutuplaştıran; adaleti felç eden iktidarı eleştirmeye bile tahammül edemeyen bir kardeşimiz, “Her dediğin doğru olsa bile, bize (Nurculara) bu derece siysatle meşgul olmak yakışmıyor diye düşünüyorum. Üstadın siyasete karşı duruşu nasıldır?” diye sordu.
İktidarın bu menfi icraatları tartışılabilir değil; zira hepsi doğru, “delil ve akıbetleri” apaçık! Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından da belgeleriyle tescil edilmiştir.
Ayrıca, yüksek enflasyon, pahalılık ile emeklinin açlık sınırı altında maaş almaları da tartışılmaz kesin deliller.
Ve keza, iktidarın ferd, aile, cemaatler ve toplumu maddi-manevi felaketlere sürüklediği tartışılabilir değil; tarafgirlikle kabul edilmiyor. “Bir tarafa tarafgirlik hissi uyanır; tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez, zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar. Halbuki küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür.”1 Bilhassa iktidara tarafgir olanların çok dikkat etmeleri gerekir: “Bazen bu harp (veya siyasi) boğuşmalarını merakla takip eden, bir tarafa kalben taraftar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.”2 Dehşetli bir hâl!
Ayrıca, “yalancı, gaddar, Kemalist siyaseti” uygulayan bu iktidarın müdafaa edilecek nesi var!? Ama, “Muhabbet, mahbubunda bahaneler aramaz ve kusurlarını görmek istemez. Ve kemaline delalet eden zayıf emâreleri, kavî hüccetler hükmünde görür. Daima mahbubuna taraftardır.”3 İktidarı tarafgirane hatalarını müdafaa etmenin aslı şu: "Nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir."4
Aziz kardeşim, “Zulme kalben taraftar olmak zülmüne şerik/ortak” ederse "Zalim şahısların harekatına fiilen, iltihaken ve iltizamen taraftar olmasıyla mânen iştirak eder, musîbetin devamına”5 nasıl sebebiyet verir, nasıl ortaklık yapar, düşününüz!..
Dipnotlar:
1-Kastamonu Lâhikası, Enst./intr., s. 112.;
2-Asây-ı Mûsâ, s. 20.;
3-Mektûbât, s. 434.;
4-Mektûbât, s. 389.;
5-Sözler, s. 158.