Yusuf Kaplan, “Bediüzzaman neden yanlış anlaşılıyor?” mevzulu bir videoda, “Nur Talebeleri Bediüzzaman’ı anlamıyor! Nur Talebelerine anlatamıyorum bir sıkıntı var anlayamıyorlar!” demişti. (MYMecra Youtube kanalı)
● 23 Mart 1960’ta ahirete irtihal eyleyen Bediüzzaman’dan sonra Nur Talebeleri, Medresetüzzehra’nın şubeleri olan dershanelerde (Medrese-i Nuriye’lerde), evlerinde, araştırma ve hizmet merkezlerinde, Risale-i Nur Enstitüsü ve eğitim merkezlerinde devamlı okuyor, müzakere, mütalâa, müdavele, münazara ediyor…
Kitap, gazete, dergi, TV ve videolarda sözlü ve görüntülü olarak mütemadiyen şerh ve izah ediyor… Bediüzzaman’ı Nur Talebeleri anlamıyor da kim anlıyor?! Dolayısıyla, “Nur Talebeleri Bediüzzaman’ı anlamıyor!” denilemez.
“Nur Talebeleri Bediüzzaman’ı anlamıyor!” diyen Kaplan, -kendi ifade ve tesbitlerinden de anlaşılıyor ki- kendisi de Nur Talebelerini anlamıyor!
● Yine kendi tesbit ve ifadeleriyle, “Bediüzzaman bence 20. yy’ın değil 21. yy’ın düşünürü. Dünyanın modernlikle birlikte sürükleneceği yeri görebilmiş İslâm dünyasındaki tek düşünür… Bunun için nasıl bir zihnî sefer yapılacağını gösterebilmiş biri. Batıdaki deizmin, sekülerleşmenin bütün insanlığı ve İslâm dünyasını peygamberi soluktan uzaklaştıracağını görüyor. O yüzden iman hakikatleri üzerine yoğunlaşıyor.” (Yeni Asya, 24.03.2008)
Şimdi şu çarpıcı tesbite bakalım: “Risale-i Nur bu asrı, belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu çok tecrübeler ve vakıalarla körlere de göstermiştir.” (Bediüzzaman, Kastamonu Lâhikası, s. 8)
Şu nokta da ilmin ortaya koyduğu ve herkesin kabul ettiği psiko-sosyal bir gerçektir:
Elbetteki “İbnü’z-zaman/zamanın çocuğu” olanlar “İbnü’l-istikbal”in meselelerini tam anlayamaz, kavrayamazlar.
Herşeyin bir vakt-i merhunu vardır. Yani, zamâna veya başka bir şeye bağlanmış, belirlenmiş, tâyin edilmiş, muayyen bir vakti… Yani, “gelen istikbali tenvir edebilir” yönü vakt-i merhunu gelince anlaşılacaktır.
- Risale-i Nur, altı iman rüknünü, bütün alt başlıklarını psiko-sosyal bütün boyutlarıyla, İslâm şartlarını, ahlâkı, ukubatı bütün alt başlıkları ve psiko-sosyal boyutlarıyla ispat eden,
- Materyalizm, Darwinizm, Freudizm, Augusteizim, deizm, ateizm gibi bütün seküler felsefeleri çürütüp yerle bir eden derin tefekkürî bir Külliyatı okumak, çözmek, hazmetmek, özümsemek kolay değil. Gazali dahil hiçbir müceddid, mütefekkir hemen anlaşılamamıştır!