Mevlid-i Nebevi okuma ve okutma geleneği İslâm toplumlarında çeşitli şekillerde (doğum, ölüm, evlenme, sünnet vb.) devam eden güzel bir gelenektir.
Merhûm Süleyman Çelebi’nin yazdığı asıl adı “Vesiletü’n-Necat” olan Mevlid-i Şerif çeşitli vesilelerle yüzyıllardır okunagelmiştir. Mevlitler Müslümanları bir araya getiren güzel bir vesile olarak kabul edilmektedir. Bu güzel âdetin kıyamete kadar devam etmesi temennimizdir.
Bediüzzaman Said Nursî, mevlit okuma geleneğini tasvip etmekte ve şöyle demektedir: “Mevlid-i Nebevî ile Mi’raciyenin okunması, gayet nâfi ve güzel âdettir ve müstahsen bir âdet-i İslâmiyedir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin gayet lâtîf ve parlak ve tatlı bir medar-ı sohbetidir. Belki, hakaik-i imaniyenin ihtarı için en hoş ve şirin bir derstir. Belki, imanın envârını ve muhabbetullah ve aşk-ı Nebevîyi göstermeye ve tahrike en müheyyiç ve müessir bir vasıtadır. Cenâb-ı Hak bu âdeti ebede kadar devam ettirsin. Ve Süleyman Efendi gibi Mevlid yazanlara Cenâb-ı Hak rahmet etsin, yerlerini Cennetü’l-Firdevs yapsın. Âmin.” (Mektubat, 24. Mektubun 2. Zeyli, s. 510)
Bediüzzaman Said Nursî’nin 23 Mart 1960 tarihinde fâni dünyadan bâki âleme göç etmesiyle birlikte Türkiye’nin çeşitli illerinde Nur Talebeleri ve sevenleri tarafından değişik programlarla anılmaya başlanmıştır. Başta Peygamber Efendimiz (asm) olmak üzere Hz. Bediüzzaman ve şehitler için hatm-i şerif ve Mevlid-i Şerif okutma âdeti ise, bildiğim kadarıyla ömrünün önemli kısımlarının geçtiği Van, Urfa ve Isparta şehirlerinde başlanmıştır. Bu mevlitlere 12 Eylül askerî darbesiyle zorunlu ara verilmiştir. 1990 yılında ilk defa Ankara Kocatepe Camii’nde okunan mevlit üzerinde büyük fırtınalar koparılmıştır. Yıllarca tekrarlanan Kocatepe Camii mevlitlerine zaman zaman siyasî ve idarî yasaklar getirilmiştir. Günümüzde Şanlıurfa, Bursa, Kastamonu ve Denizli gibi illerimizde mevlit okutma geleneği devam etmektedir.
Şimdiye kadar bu mevlitlere ülkenin her tarafından on binler, belki milyonlar katılmış, hiçbir kimsenin burnu kanamamış, asayişi ihlâl edecek hiçbir olaya rastlanmamıştır. Bediüzzaman mevlitlerine yurdun dört bir yanından katılan sessiz çoğunluklar, bayram havasında devam eden günün sonunda, birlik ve beraberlik mesajları vererek dağılmaktadır. Kullanılan mekânlar eskisi gibi düzenli, temiz ve iç açıcı olarak bırakılmaktadır. Çevre esnafı kepenk kapatmak yerine ertesi yıla takvim düşmüşlerdir. O gün ilk defa tanışmanın verdiği mutluluklar ömür boyu devam etmektedir.
Bediüzzaman mevlitlerinden Van, Isparta, Bursa ve Ankara-Kocatepe mevlitlerine katılarak o coşkulu kalabalıkları görmek ve pek çok kimseyle tanışıp sohbet etmek fırsatım oldu. Her bir Bediüzzaman mevlidinin bizde bıraktığı izler ise, hayatımızda büyük yer tutmaktadır.
İlk defa 1976 yılında Van Mevlidi’ne katılmıştım. 1980 yılında okunan Isparta Mevlidi’ne giderken duyduğum heyecanı unutamıyorum. Mevlidden bir gün önce sabah namazından sonra Ankara’dan çıkan konvoyumuz Emirdağ, Bolvadin, Barla üzerinden Isparta’ya ulaştığında akşam ezanı okunuyordu. O güzel günleri Arayışlar ve Barla Rehberi adlı eserlerimizde okuyabilirsiniz.
Isparta yıllarca Said Nursî’ye olan sevgisini gösterdi ve ona hep sahip çıktı. Onun hayranları da her yıl artan bir sayı ve şevkle şehri ve yaşadığı, gezdiği yerleri marşlar ve ilâhiler eşliğinde ziyaret etmektedir.
Bediüzzaman’ın talebeleri bu yıl da 14 Mayıs 2017 Pazar günü öğle namazını müteakip Isparta Terminal Camii’nde Mevlid okutarak bir kere daha Üstadlarına olan muhabbetlerini tazelemek istemektedir.
Bediüzzaman’ın “vatan-ı aslim” dediği Isparta’ya yurdumuzun her köşesinden Nurlu insanların bu mutlu günde buluşmak için hazırlandıklarını duyuyoruz.
Isparta, o gün tarihî günlerinden birini daha yaşayacak ve o Nurlu kalabalığa ev sahipliği yapacak. Birbirlerini ilk defa gören binlerce insan muhabbetle kucaklaşacak. Öğle namazı kılınacak ve arkasından mevlid programı başlayacak. Risale-i Nur’dan dersler yapılacak. Mevlidin ve okunan hatimlerin sevabı başta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (asm) olmak üzere, bütün peygamberlerin, sahabelerin, hususan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ve ahirete irtihal eden Risale-i Nur Talebelerinin, sair ehl-i iman ve şühedanın ruhlarına ayrı ayrı ithaf edilecek. Cemaat yapılan bu duâya hep bir ağızdan “Âmin! Âmin! Âmin!” diyecek.
Ispartalılar bu kalabalığı belki bir rüya gibi yorumlayacaklar. Mevlidin verdiği sevinç simalarından okunacak. Namazı müteakip tekrar kucaklaşmalar başlayacak. Dostlardan ayrılmak belki zor gelecek. Sözler “seneye tekrar görüşmek dilek ve temennisiyle” diye bitecek.
Bediüzzaman mevlidleri bir vuslattır, bir kavuşmaktır. Isparta Mevlidi’nde buluşmak temenni ve duâsıyla…