Başlık belirsiz ve anlamsız gibi. Haklısınız.
Ama zaten bu anayasa meselesinde de kimin ne dediği belirsiz. Denilenler de anlamsız!
O kadar belirsiz ki iktidar partisi ortaya somut bir teklif koymadığı gibi iktidar partisinin büyük ortağı ve abisi durumundaki MHP de milletten gizleyip AKP’ye verdiği teklifi net şekilde ortaya koymuş değil.
CHP’nin ve Genel Başkanı Özgür Özel’in ne dediği de tam anlaşılamıyor.
Ama buna rağmen anlamsız bir anayasa tartışmasıdır sürüp gidiyor.
Dolayısıyla partili cumhurbaşkanının tartışılabilir olması veya parlamenter sisteme yeniden dönme gibi hususlar aslında bu tartışmaların anlamsızlığının bir göstergesi.
TBMM aritmetiğinin yeni bir anayasa değişikliğine uygun olup olmadığı siyasetin meselesi ve görebildiğimiz kadarıyla aklı başında hiç kimse bugünkü siyasi tablo içinde bunu mümkün görmüyor.
Ama her nedense ve muhtemelen gizli bir maksat için, birileri bu meseleyi sürekli gündemde tutmaya çalışıyor.
AKP grup başkanı Abdullah Güler’in ve diğer siyasetçilerin bu konuya ilişkin sözleri çok da anlamlı değil. Hele anayasa değişikliği konusunda AKP ileri gelenleri yanında Meclis Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un da ikna turuna çıkacağını söylemesi ve ilk dört madde üzerinde değişiklik yapılmayacağını söyleyerek muhtemel tepkileri azaltmaya çalışması hiç anlamlı değil.
Bu tantanalı durum aklımıza bir hikâyeyi getiriyor:
Bediüzzaman Hazretleri Muhakemat’ta (başka bir bağlam içinde) şöyle bir hikâye anlatıyor.
“Kürdlerin emsal-i edebiyesindendir: Bir adamın ismi Alo imiş. Bal hırsızlıyordu. Ona denildi; ‘Hırsızlığın tebeyyün edecektir.’ O da aldatmak için bir boş petekte yabancı arıları doldurup balı başka yerden hırsızlar, küvarda saklıyor idi. Biri sual etse idi, derdi: ‘Bu, bal mühendisi olan arılarımın san’atıdır.’ Sonra da arıları ile konuştuğu vakit müşterek bir lisan ile ‘vız vız jive, hingivin jimin’ derdi. Yani: ‘Tanin sizden, bal benden’...”
Yani bal çalma ustası Alo, suçunu gizlemek için kendince bir çare bulmuş. Bir peteğe doldurduğu yabani arıları balının kaynağı olarak göstermeye çalışmış ve biraz da başarmış. Arılarıyla baş başa kalınca, o eşek arılarına, onların lisanına uygun bir dille “vız vız jive hingivin jimin” yani “tantana sizden bal benden, devam edin” diyerek övgüler diziyormuş.
Bu hikâye Anayasa değişikliği tartışmasında gerçek oluyor.
Anayasayı aslında istediği gibi ve hırsızcasına değiştirmek isteyen “ve bunun için tantana çıkaran birileri var. Siyasetçilere ve yandaş medyaya “anayasa değişikliği için lazım gelen tantana sizden, bal çalıp yemek ve yedirmek bizden” diyerek o eşek arılarını devreye sokmaya çalışıyor.
Ama bilinmeli ki, eğer tedbir alınmazsa, bir gün gelir, o eşek arıları, hem milleti hem de onları kovana dolduranı alnından burnundan sokup rezil eder.
Umalım ki millet bu sefer daha uyanık davransın, vekillerini de uyandırıp baskı altına alsın ve yaban arıları ile üretilecek bir zehirin millete bal diye yutturulmasını engellesin.
Zaten bu yazı da bu amaca hizmet etsin diye yazıldı.