"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Somut suç yargılaması, nihayet-2

Ahmet BATTAL
09 Ekim 2024, Çarşamba
“FETÖ/PDY davaları” kapsamında AİHM’in “insan hakları ihlali var” dediği Yüksel Yalçınkaya kararı ile “insan hakları ihlali yok” dediği “Şaban Yasak kararını mukayese ettiğimiz son yazımızı şu cümlelerle bitirmiştik:

“Yıllardır yazdığımız gibi, cemaat mensubiyetini gösteren delillerle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemez. Yüz binlerce karar bu sebeple hatalı. Yalçınkaya kararı ile AİHM de söyledi. Bu yeni AİHM kararında ise, ceza, cemaat mensubiyetinden verilmemiş. Aksine,kopya çektirerek askeri okullara öğrenci yerleştirmek gibi ağır ve somut bir suç isnadı var ve cemaat mensubiyetini gösteren deliller bu somut suçun maksadını göstermeye yardımcı oluyor. O halde deliller doğruysa karar da doğru.”

Yazımız sosyal medyada yayıldıktan sonra neden “deliller doğruysa” şeklinde bir şerh düştüğümüzü merak edenler olmuş.

İzah etmeye çalışalım. 

Sadece bu karar hakkında böyle demedik. Benzeri bütün olaylarda da böyle dedik, diyoruz ve demeye devam edeceğiz. 

Zira biz dosyanın kapsamını bilmiyoruz. Delilleri biz tartmadık, tartışmadık. Somut dava hakkında karar vermemiz gerekmez. Zira hükmü hâkimler verdi ve verecek. Allah onlara kuvvet, basiret ve feraset versin. 

O hâkimlerin hakikaten objektif delillerle karar verebilen hâkim mi yoksa korku piyonu ya da emir kulu mu olduğu da önemli. Bu kısmı geçelim. 

Bir de Said Emre Dağ adlı okuyucumuz Yeni Asya’da yazımızın altına yazdığı yorumda “sendikadan, bankadan dolayı işlem yapılanlar geri döndüler, zaten sadece bağış, kurban, dersane bağlantısına işlem yapılmadı” demiş. 

Bu yorumuyla Sayın Dağ’ın “yapıldığını duymadım ya da görmedim” demek istediğini varsayıyoruz. 

Birincisi kendisinin duymamış-görmemiş olması, kendisinin bilgi alanının dışında kalan dünyada bunların olmadığı anlamına gelmez. 

İkincisi bir parça inceleyip takip ederse görecektir ki bu davalarda verilen mahkûmiyet kararlarının büyük çoğunluğu bu şekildedir. Yani “cemaat eşittir terör örgütü” hatalı formülüyle ve cemaat mensubiyetini gösteren deliller suç örgütü üyeliğine gerekçe yapılarak ceza verilmiştir. Zaten AİHM’nin önünden geçen ve bundan sonra geçeceği anlaşılan binlerce davanın pilotu durumunda olan Yüksel Yalçınkaya kararı da bunu söylemektedir. 

Keşke Sayın Dağ’ın dediği gibi olsa. Yani somut suç isnadı ve isbatı yapılmadan ceza verilmiş kimse olmasa ya da bunlar “arada kaçan, istisnai nitelikte” kararlar olarak kalsa. 

Aksine, maalesef somut suça dayalı yargılamalar istisna. Tahminimizce en az yüzde doksanbeşlik kısmında somut suç isnadı yok. 

Ve daha da önemlisi, hep yazdığımız gibi, siyasi ayağı da olan suç nevindenişlerde yani AKP siyasetçisi ile ortak işlenen çok sayıda somut suç rivayetlerindemaalesef işin üzerine gidilmedi. Zamanında davalar açılmadı. Zamanaşımı doldu dolacak!

Bu davaların sosyal algısını güçlendirmek için kurulan medya tezgahında örülen “kapatılan Turgut Özal Üniversitesindeki gizli odadan ÖSYM’ye gizli kopya hattı varmış” gibi akla ziyan örtüler ya da “işaretli bir dolarlar” absürtlüğü, bu davaları bu şekilde kurgulamış olanların hedefi tutturmasını sağlamakta “işe yaradı” ama bunların gerisi gelmedi, unutuldu gitti. 

Olan, haksız cezadan kaçmak için ülkeden kaçana, kaçmayıp ya da kaçamayıp ceza alana, bunların eşine dostuna oldu. Mahkemede beraat edenlerin, üzerlerindeki damgayı silebilmek için kendisini toplum nezdinde de aklamak maksadıyla giriştiği gayret ve yapıp ettikleri ise muktedir siyasetin yanına kâr kaldı. 

En çok da olan “cemaat kavramı”na oldu. 

Bu zararlarda kusurun büyüğü hangi tarafta? 

Biz kalbimizi hükümden uzak tutmaya çalışıyoruz zira nihai hükmü Allah verecek!

Biz şunu ya da bunu değil, cemaat kavramının hukukunu korumakla meşgulüz.

Okunma Sayısı: 1702
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    9.10.2024 18:23:26

    Biz şunu ya da bunu değil, cemaat kavramının hukukunu korumakla meşgulüz.Anlayana…Tebrikler hocam 👏👏👏🌅

  • Semanur Tunoğlu

    9.10.2024 18:05:42

    Ahmet bey KHK'lı olanları ikiye ayırmak gerek. 1- Cemaatle hiçbir bağlantısı yokken sendika, banka vb şekilde cemaate bulaşmış olanlar. 2- Cemaate dahil olup da banka, sendika vb iddialarla KHK lı konuma düşenler. İlk grup için kesinlikle bir yargısız infaz ve zulüm söz konusudur. İkinci grup ise cemaatin toplam günahına ortak sayılır. Sonuçta cemaatin iyi zamanlarında cemaatten bir şekilde çıkar elde ettiler. Al gülüm ver gülüm. Burda kaderin cilvesi nedir? KHK'ya itirazı bu noktadan değil de yönetimde etkin kişiler neden ceza almadı noktasından yapmak daha tutarlı olacaktır.

  • Said Emre Dağ

    9.10.2024 12:35:43

    Ahmet hocam yazıda benim yorumlarıma değindiğiniz için teşekkür ederim. Çok naziksiniz. Yeni Asya'nın en önemli özelliklerinden biri okuyucusunu dikkate alması ve adam yerine koymasıdır. Okuyucunun da sahip olduğu fikirleri, düşünceleri çekinmeden dile getirebilmesi bütüncül bir kişilik için çok önemlidir. Yazılarınızı okuyorum. Allah razı olsun sizlerden.

  • Kenan

    9.10.2024 11:57:09

    Tamamen bilerek ve kasten cemaatleri siyaset yoluyla halk nazarında gözden düşürdüler. Sonra bu zalim siyasi islamci görünümlü zalimlere sıra gelecek....Alırken kazanıyor satarken kazanıyorlar

  • Enver şahin

    9.10.2024 09:40:53

    Sayın hocam, hangi cemaatin gazetesi ,dergisi ,okulu dershanesi ,yurdu , sendikası, Hastahanesi , bankası (ihlas), yardım toplaması vs yok? Hemen hemen bütün tarikat ve cemaatlerin doğrudan vus dolaylı faaliyetleri var, biliyorsunuz. Söz konusu cemaatinde önceden var olan faaliyetlerinin üzerine ilave tayibin desteğiyle açıldılar ruhsatlandılar ve 15 Temmuz’a kadar hiç birinin olumsuz yargı kararı olmadığı gibi olumsuz idari denetim kararı bile yok, nasıl oluyorda bir gecede tam tersine dönüyor bu sizin hukukun neresinde? Dahası Yezid’in tanımlamasında;tavanı ihanet (bir türlü neden nadıl niçin ihanet olduğu açıklanmadı ispat edilmedi) Ortası ticaret ( nasıl bir ticaret kim kimden ne şekilde ve aldatma yapılmış) Tabanı İBADET, bunu açıklamaya gerek yok saf insanlar inanmış emir kulları amma yıkılan tıkılan dağılan perişan olan gerçek zulmü yaşayan zavallı insanlar değilmi? Sizlerin hukukçu olarak “ Devlet erk’ine Hukuk dairelerine ve dünya hukukçularına

  • Müjdat Bayar

    9.10.2024 08:48:18

    Hakkaniyetli yazılarınızı beğenerek okuyorum. Allah razı olsun.

  • Burhan Kula

    9.10.2024 00:13:24

    Cezaların %97 si banka sohbet dersane gezi dernek sendika gibi nedenlerle verildi, Bazı kimseler dünyadan,içinde yaşadıkları toplumdan bi haberler, Zerre kadar bilgileri olmadıkları konularda konuşmasın bilmeyenler, açıp bakın iddianamelere zerre kadar suç teşkil eden bir durum var mı? AİHM de YALÇINKAYA kararıyla bu durumu resmen tescilledi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı