Nicedir devam eden bir hal var; muhalefet tarafı bazı konuları dile getiriyor, bu konular hakkında iktidar ise alelacele tedbirler alıyor veya müjdeler yayınlıyor.
Emeklilere bayram ikramiyesi, taşeronlarla ilgili düzenlemeler, 3600 gösterge ile ilgili talepler, asgari ücret zammı, KYK borçlarının ödenmesindeki zorluklar, araç alımlarındaki ÖTV oranları...
Muhalefet “biz hatırlatmasak yapmayacaklardı” diyor, iktidar ise “biz zaten yapacaktık, saraydan fikir kaçırıyorlar” diye kendini savunuyor. Yiğit Özgür’ün gemili bir karikatürünü hatırlattı; güvertede bulunan biri, geminin tepesinde oturup etrafı gözetleyen gözcüye “kara göründü mü?” diye sorar, gözcü de “kara göründü!” diye cevaplar. Güvertedeki “ulan, sormasak...” deyince gözcü savunmaya geçer: “yok valla, denk geldi!”
Mozart’ın meşhur bir operası gibi “Saraydan Fikir Kaçırma Opera’syonu” var mı bilmiyoruz ama son olarak Kılıçdaroğlu, bankaların alacaklarını komisyon karşılığı devralan ve üzerine fahiş miktarlarda faiz uygulayan, borcunu yapılandırmış olanları da icraya veren, borçluların yakınlarını korkutma ve tehdit gibi mafyavari yöntemlerle tahsil yoluna giden varlık yönetim şirketleri ile ilgili vatandaşları uyarıp “ödemeyin!” dedikten kısa bir süre sonra hükümet bir müjde açıkladı.
Müjde, bizzat icranın başı tarafından açıklandı: 2000 lira ve altında borcu olup icralık olan 5 buçuk milyon kişinin borçları tasfiye edilecekmiş. 10 milyon dosya ediyormuş. Halihazırda, Türkiye’deki icra dosyalarının toplamı 24 milyonu aşmış durumda ve maalesef gün geçtikçe artıyor.
20 yıldır ülkeyi yönetip doları bir küsur liradan 18 lira seviyesine çıkaran, döviz rezervlerini boşaltan, ülkeye düyun-u umumiye zamanında alınandan yüksek bir oranla dış borç aldıran, iflasların, icraların, hacizlerin ve fakirliğin rekor kırdığı dönemi yaşatanlar ise yaşanan bu tabloda sorumlulukları yokmuşçasına hayal satmaya devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati “Önümüzdeki aylarda enflasyonun daha da hız kestiğine birlikte şahitlik edeceğiz. Bugün açıklanan Ağustos ayı enflasyon verileri de bu projeksiyonlarımızı destekler niteliktedir. Yüksek enflasyonu bir daha geri dönmemek üzere bu topraklardan def edeceğiz” dedi.
Çizgilerin ustası, karikatürist ağabeyimiz İbrahim Özdabak, Bakan Nebat’yi, elinde, üzerinde enflasyon canavarının olduğu bir def çalarken çizdi. O tablo, Titanik gemisi batarken, güvertede çalmaya devam eden orkestrayı hatırlattı. Karikatürün manzum bir ifadesi olsa muhtemelen şöyle bir şey olurdu:
Çalışmadığı halde enflasyonun ref’ine
Seviniyor, bulmuş gibi define
Kezalik, çalgılar hiç susmuyordu
Batarken, Titanik isimli meşhur sefine
Almış eline çalıyor defi
Açıklıyor kendince enflasyon hedefi
Battıkça bulacağını sanıyor
İnci, mercan ve sedefi
Defin içindeki enflasyon canavar
Kastı hem mala hem cana var
Ne temenni yeter def etmeye
Ne de gözlerdeki ışıltı onu savar
Ne yumurtası var elde, ne de folu
Ekonomi anlayışı hepten defolu
Telakki-i selase* ile söylerse
Gerçek olacak zannediyor “def ol, def ol, def ol!”u
*Telakki-i Selase: Üç kere üst üste söylediği şeyin doğru telakki edildiğine inanmak. Misal, normal bir gücü karşınıza alıp kendisine üç defa “dış ol” diyorsunuz (“dış ol, dış ol, dış ol” şeklinde uygulanır) Tebrikler! Telakki-i selase ile gücünüz artık dış güçlere karışmıştır!