Geçtiğimiz hafta, dünyanın pek çok yerinde bilgisayar hizmetlerinde kesintiler yaşandı.
CrowdStrike isimli şirketin Falcon ürününde yayınladığı bir güvenlik güncelleştirmesi, Microsoft şirketinin Windows işletim sistemi ile çalışan bilgisayarların mavi ekran verip çökmesine sebep oldu.
Microsoft tarafı, kesintiden etkilenen bilgisayar sayısının sekiz buçuk milyon civarında olduğunu açıkladı. Bazı uzmanlar bu sayının 50 milyondan fazla olduğunu da ileri sürdü. Çökmelerin müsebbibi olan CrowdStrike ise herhangi bir rakam vermedi.
19 Temmuz Cuma sabahı, bilgi sistemleri için bir felaket gününün başlangıcıydı. Havayolu şirketlerinin biletleme sistemleri çalışmadı, çok sayıda uçuş iptal edildi, iptal edilmeyen uçuşlarda da gecikmeler yaşandı. Bazı bankaların internet ve mobil bankacılığı uygulamalarına erişilemedi. Bazı marketlerde kasalar çalışmadığı için insanlar alışveriş kuyruklarında bekledi. Bir özel hastanenin bilgi sistemleri devre dışı olduğu için çalışanlar kâğıt formlar üzerinden işlem yapmaya çalıştı. Bazı haber sitelerine ulaşılamadı, sistemler kapalı kaldı ve belli bir süre yayın yapamadılar.
Güvenlik sistemi ve işletim sistemi sahibi olan firmalar, konunun bir güvenlik ihlali veya siber olay olmadığını söyleyerek insanları rahatlatmak istedi ama çözüm için tavsiye ettikleri şey, “güvenli mod” ile açılacak bilgisayarlarda Falcon ürününü devre dışı bırakmak oldu. Böyle olunca, muhtemelen milyonlarca bilgisayar tek tek elle açıldı ve -geçici de olsa- korunmasız bir şekilde çalıştı. Olayın sebebi bir güvenlik açığı değilse bile hızlı çözümü için birtakım güvenlik riskini göze almak gerekti. Sular durulduktan sonra hasarlar daha kolay tespit edilebilecektir muhakkak.
Dünya devi bir güvenlik firması, böyle bir hatayı nasıl yapar diye şaşıyoruz ama tek firma, tek işletim sistemi, tek güvenlik uygulaması ve “tek-noloji” rabiasının tezahürleri bunlar. Açık kaynak kodlu, birden çok kullanıcı ve farklı toplulukların gelişmesinde katkıda bulunduğu sistemlerde böyle küresel ölçekli ve hayatı felce uğratacak seviyede büyük kazalara rastlanmıyor.
Bu arada komplo teorisyenlerine de gün doğdu, milletin ağzı torba değil ki bir torba yasayla büzesin... ABD’nin düşman sayısı o kadar çok ki, olağan şüpheliler listesinde Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore gibi devletler bile var. Hatta, Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçiminde aday olan Trump’a düzenlenen suikast saldırısının konuşulmaması için rakipleri tarafından bilerek yapıldığına inananlar var. İster sabotaj eseri olsun, ister ihmalkarlık sonucu çıkan bir hata olsun, uluslararası çapta iç içe geçmiş ve birbirine bağımlı çalışan sistemlerin basit bir hatada bile çökme noktasına gelebilmesi düşündürücü.
Millet olarak, hatalı güncellemelere ve onlardan sonra çıkan sistem sıkıntılarına şerbetli sayılırız. İçinde bulunduğumuz ve yıllardan beridir süregelen enflasyonist vasatta bazı ürün ve hizmet fiyatlarına ayda bir, bazılarına 15 günde bir hatta kimine haftada bir “güncelleme” geliyor.
Güncellenmiş fiyatları gören vatandaşlar enflasyon karşısında, tıbbi terimlerle ifade edecek olursak anafilaktik şok geçirmek suretiyle allerjen bir tepki veriyor. Önce, mavi ekran verip donup kalıyor. Yeteri kadar mavileştikten sonra vatandaş, “Şirinler sendromu” yaşamaya başlıyor ve kendi kendini telkin ediyor: “İhtiyacın varsa hemen bugün ‘alecen’, almazsan bu beğenmediğin fiyatı da bir daha asla ‘bulamayacen’, almadığın için pişman ‘olecen’...”
Rabbim, hepimizi hatalı güncellemelerin yıkıcı tesirlerinden muhafaza eylesin...