DÜŞÜNCE UFKU - HALİL ELİTOK |
Oruç; ruhu terbİye etmektİr Orucun ruh terbiyesi üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum: Genel mânâda terbiyeyi üç noktada izah etmek mümkündür. 1- Aklın terbiyesi, 2- Ruhun terbiyesi, 3- Bedenin terbiyesi Aklın terbiyesi ilimle, ruhun terbiyesi manevî değerlerle, bedenin terbiyesi, fizikî şartların fıtrata uygun hâle getirilmesiyle gerçekleşir. Ruh terbiyesi, kısaca insanın yaratılış gayesine yönlendirilmesi demektir. Aynı zamanda, ruhun bedenî ve cismanî baskılardan sıyrılarak kendi özüne, kendi kaynağına yönelmesi ve yaratılış gayesi istikametinde bir seyr-i rûhânî gerçekleştirmesidir. Ruhu terbiye etmek, ruhu mânevî hastalıklardan korumak, yaratılışına uygun hâle getirmek demektir. Bir başka ifâde ile, nefis, kendisinin hür ve serbest olmasını ister. İşte bu duyguları ıslâh edecek yegâne ilâç oruçtur. Bediüzzaman, Yirmi Dokuzuncu Mektub’da bu hususu şöyle ifade etmektedir: “Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder. Hatta mevhum rububiyet ve keyfemâyeşâ hereketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor. Hususan, dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmişse, bütün bütün gâsıbâne, hırsızcasına nimet-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar. “İşte, Ramazan-ı Şerifte en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi mâlik değil, memlüktür; hür değil, abddir. Emir olunmazsa en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye, mevhum rububiyeti kırılır, ubudiyeti takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.”1 İslâm dini, insanı değerlendirirken, onun, Allah’ın yeryüzünde halifesi olduğunu, yeryüzüne vâris kılındığını, değer hükümlerine sahip en güzel varlık olduğunu ifâde eder. Bu vasıfları itibariyle insanın ruh yapısı öne çıkmaktadır. Onun psikolojik yapısını bildiren nitelikler de, âyetlerin içinde yer alır. Pek tabiîdir ki, psikolojik yapısı itibariyle çeşitli tesirlere açık ve bunların etkisinde kalabilen insan, bu rûhî hâlini muhafaza edilebilmek için gerekli tedbirleri almak zorundadır. Bu hâlin muhafazası, insanın iyi bir şekilde yetiştirilmesine ve daha sonra da aklını, fikrini, irâdesini, iz’anını ve imanını kullanarak doğru yolda olmasına bağlıdır.
Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî; Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 389. |
11.09.2009 |