Ramazan |
Şeytan, insana kusurunu itiraf ettirmez |
Şeytanın bir diğer mühim desisesi, insana kusurunu itiraf ettirmemektir, tâ ki istiğfar ve istiâaze (Allahtan af dileme ve Allaha sığınma) yolunu kapasın. Şeytan, insanın nefis ve enaniyetini tahrik eder. Nefis de, kendini avukat gibi müdafaa eder. Şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez. Görse de yüz tevil ile tevil eder. Ayıbını görmediği için itiraf etmez. İtiraf etmeyince de istiğfar etmez ve şeytana maskara olur. Yusuf (as) gibi bir Peygamber: “Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder. Ancak Rabbim rahmet ederse o başka”1 derse, nefse nasıl itimat edilir. Nefsini itham eden kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden istiğfar eder. İstiğfar eden istiaze eder. İstiâze eden de şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek ondan daha büyük bir kusurdur. Kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Halbuki kusurunu görse, o kusur, kusurluktan çıkar. Kusurunu itiraf etse affa lâyık olur.2 Zübeyir Gündüzalp, “Kendi nefsini daima kötülemek, kendi küçük kusurlarını büyük görmek, başkasının büyük kusurlarını küçük görmek yüksek bir fazilettir” 3 der. İnsan herkesi kendinden üstün bilmelidir.4 Bu durumda kusurunu bilmesi ve onu itiraf etmesi daha kolay olabilir. Çoğunlukla yaptığımız ve farkına varamadığımız kusurlarımızdan biri, hatta en önemlisi; kusurumuz bize hatırlatıldığı zaman kızmamız, hatırlatan kişiye kin tutmamızdır. Halbuki boynumuzda bir akrep olsa ve biri, bizi sokmaması için ikaz etse ona minnettar oluruz. Hata ve kusurlar bir akrep gibidir. Aslında bizim farkına varamadığımız kusurumuzu bize söyleyen kişi, bizim hayırhâhımızdır.
Dipnotlar: 1- Yusuf, 53. 2- Lem’alar, yeni baskı s. 239-240. 3- Altın Prensipler, s.71. 4- Mesnevî-i Nuriye, Yeni tanzim, s. 106. |
İBRAHİM ERSOYLU 22.08.2009 |