Ramazan |
Kâinatta tecellî eden esmâ ve besmele |
Bu dünyaya gözlerini açan her insan, etrafındaki her şeyin onun yaşaması için hazırlandığını fark eder. Yeryüzünde hayatın varolabilmesi ve devam edebilmesi için belli derecede ısıya ve ışığa ihtiyaç vardır. Güneş bu ısıyı ve ışığı en uygun şekilde verecek tarzda şu andaki konumuna yerleştirilmiştir. Dünya güneşe birkaç santimetre yakın olsa her şey yanar, kavrulur; birkaç santimetre uzak olsa her şey donar. Dünya hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında dönmekte, üstelik de sürekli olarak Vega Yıldızına doğru yolculuk yapmaktadır. Ama dünya ile güneş arasındaki mesafe ne bir santimetre artmakta, ne de bir santimetre azalmaktadır. Aklı olmayan, gözü olmayan, gücü olmayan bir dünyanın bunu kendisinin ayarlaması mümkün değil. O halde insana dünyayı ve güneşi hizmet ettiren sonsuz şefkat sahibi, Rahman ve Rahîm olan Allah’tır. Dünyada insana hizmet eden varlıklar acaba insanı tanıyor, ona acıyor da mı ona yardım ediyor? Bulutlar insanların, bitkilerin ve hayvanların ihtiyaçlarını biliyor da mı yağmuru getiriyor? Duâsını işitiyor da mı rahmeti indiriyor? Rüzgâr bulutlara kimin emriyle dünyayı dolaştırıyor, ihtiyaç duyulan yerlere götürüyor? Bunlar kendi kendilerine bu işleri yapamayacaklarına göre, yağmuru bitkilerin, hayvanların ve insanların yardımına koşturan, bulutları da rüzgârın önüne katıp buna vesile kılan elbette Rahman ve Rahîm olan Allah’tır. Yağmura “rahmet” denmesindeki sır da bu olsa gerektir. Allah, bu şekilde yağmuru göndermesiyle, yarattığı varlıkları sevdiğini gösteriyor. Bu yüzden insan besmele çekerken şunu dile getirir: “Ey muhtaçların ihtiyaçlarını gideren Allah’ım. Ben de bütün emellerimde, arzularımda, isteklerimde sana muhtacım. Senin Rahman ve Rahîm isimlerinle yardımını diliyorum. Beni de Senden başkasına muhtaç etme. Her işimde yardımını gönder.” Besmele çeken bir mü’min, şunu da hayal eder: Milyarlarca bitkilerin yerlerinden kımıldayacak güçleri olmadığı halde rızıkları ayaklarına getiriliyor. Milyarlarca yavrulara hiç ummadıkları yerlerden rızıkları gönderiliyor. Hiçbiri ihmâl edilmiyor. O halde bunları koruyup kollayan, terbiye eden, bunlara sonsuz nimetler ihsan eden rahmettir. Bu da gösteriyor ki, âcizlik arttıkça, rızık da mükemmel oluyor. Bunun için Besmele çeken insan kendi acizliğinin ve fakirliğinin farkına varıyor, kendisinin nazik ve nazenin bir çocuk gibi yaratıldığını anlıyor ve ancak onun rahmetine sığınıyor. Kâinata dikkatle bakalım. Bitmez, tükenmez bir faaliyet gözüküyor. Bu faaliyet ve hareketler, Cenâb-ı Hakk’ın Muhyî, Mümît, Rezzak gibi fiilî isimlerinin yansımalarından ibarettir. Bu isimlerin bir kısmı Celâl isminin, bir kısmı da Cemâl isminin yansımalarıdır. Allah, Rahman ve Rahim ise her iki grup ismi de kapsıyor. Her şey, bu isimlerinin yansımalarından ibarettir. İnsan herhangi meşrû bir işe Besmele çekerek başladığı zaman, Allah’ın isimlerinin yansıması olan o işe, Allah’ın yardım edici gücünü celp etmiş olur. İş Allah’ın isimlerinin yansıması, Besmele Allah’ın kelâmı, Allah, Rahman ve Rahîm Allah’ın isimleri ve insan Allah’ın kulu olduğu için Allah’ın yardımı o insanla birlikte olur. Bunun için mevlid yazarı Süleyman Çelebi, Besmele ile her işin âsân, yani kolay olacağını söyler. O halde Besmele çeken insan, “Allah’ım! Sen benim dünyada işlerimi, ahirette hesabımı kolaylaştırır” der. |
Yrd. Doç. Dr. Atİlla YARGICI 22.08.2009 |