Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kibaroğlu, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu üyeliği sebebiyle Türkiye’nin önüne İran konusunun geleceğini belirterek, “Türkiye hem İran, hem ABD ile ilişkilerinde bu organlara üye olmadan önceki rahatlığında olmayacak. Türkiye, tabiri caizse iğneli fıçıya giriyor” dedi.
BİLKENT Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kibaroğlu, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu üyeliği sebebiyle Türkiye’nin önüne İran konusunun geleceğini belirterek, ‘’Türkiye, hem İran hem ABD ile ilişkilerinde bu organlara üye olmadan önceki rahatlığında olmayacak. Türkiye, tabiri caizse iğneli fıçıya giriyor’’ dedi.
Kibaroğlu, yaptığı açıklamada, BM’nin dünyada barışı ve istikrarı koruma, bozulduğunda bunu tesis etme konusundaki tek uluslararası organ olduğuna işaret etti. BM Güvenlik Konseyinin uluslararası güç kullanımı konusundaki belirleyiciliğine dikkati çeken Kibaroğlu, bu konuda daimi üye 5 ülkenin tamamının aynı görüşte olmasının yeterli olmadığını, karar alabilmek için geçici ülkelerin de desteğine ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.
BM Güvenlik Konseyi üyeliğinin, Türkiye’nin, dış politikasıyla, ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ prensibiyle uyumlu olduğunu vurgulayan Kibaroğlu, ‘’Türkiye sorunlu bir bölgede olmanın yanında, terör gibi bazı küresel sorunlarla da baş etmek zorunda. Aynı zamanda uluslararası ve bölgesel barışa katkı yapan bir ülke. Varılan noktanın bir bayram gibi kutlanması gerektiğini düşünüyorum. 191 ülkenin 151’nin Türkiye’ye oy vermesi, Avusturya’dan 30 civarında fazla oy alınması oldukça önemli’’ diye konuştu.
Türkiye’nin yakın zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu’na seçildiğine dikkati çeken Kibaroğlu, her iki organdaki görevi sebebiyle İran konusunun Türkiye’nin önüne geleceğini ifade etti. Kibaroğlu, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin 151 oy almasında, kendisini teşkilata anlatmasının ve diplomatik başarısının katkısı kesin. İran konusunda beklentisi olan başta Amerika gibi ülkeler de Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi üyeliğini desteklemiş olabilir. Türkiye, hem İran hem ABD ile ilişkilerinde bu organlara üye olmadan önceki rahatlığında olmayacak. Türkiye, tabiri caizse iğneli fıçıya giriyor. Çok iyi değerlendirilmesi gereken bir sürece giriyoruz. İki önemli organdaki yetkileri iyi kullanmak avantaj olur, ama önümüzdeki süreçte Türkiye’yi her iki taraf da kendi yanına çekmeye çalışacak.’’
|