Mazlum-Der Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu: “Milletin başbakanı olmak demek; millete hizmet etmek için makamlara gelen memurlarının hesap vermesini istemek ve bunu sağlamak; adalet peşinde koşan savcıların kurban edilmesine göz yummamak; yapılan eleştirilere katlanmak ve hakikati ortaya çıkarıcı açıklamalar yapmak; bu milletin adaletli bir ülkede yaşadığını hissetmesini sağlamak demektir.”
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMASIN
“Millet, başbakanından, güçlüden yana değil, adaletten yana bir tavır ister. Yanlış fiiller işleyenlerden hesap sormasını bekler. Milletini tehdit edenlerden, korkutarak çözüm arayanlardan hesap sormasını bekler. Yönetme yetkisi verdiği yöneticileri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak istemez. Adalet ve hakkaniyet, güçlü kasırgalara karşı onu korumak üzere yetki verilenlerin titizleneceği kavramlar olmalıdır.”
MAZLUMDER Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir ülkenin tüm yöneticilerinin hesap sorabilirliğini göstermek zorunda olduğunu belirterek, “Millet, Başbakanından Genelkurmay Başkanından hesap sorabildiği gibi Başbakan da Genelkurmay Başkanından hesap sorabilmelidir” dedi.
MAZLUMDER Genel Başkanı Gergerlioğlu yaptığı açıklamada, normal demokrasilerde tekrar izah edilmeye gerek duyulmayan bir ilkenin Türkiye için ulaşılamaz bir özellik olabildiğini söyledi. Türkiye’yi sarsan birçok karanlık olayın Şemdinli davasında kurban edilen Ferhat Sarıkaya’dan sonra çözümsüzlüğe itildiğini ifade eden Gergerlioğlu, şunları söyledi:
“Ardından birçok siyasi cinayet savcının iddianamesinin sorgulanamamasından kaynaklanan belirsizlik ortamında olmuştu. Savcısının iddialarına onun mesleğini bitirerek cevap veren totaliter bir rejimde olabilirsiniz. Ama bu, iddiaların değerlendirilmemesinden kaynaklanan cinayetlerin, çetelerin hesabını vermeyeceğiniz anlamına da gelmemelidir. Darbe günlüklerini ifşa edenlerin cezalandırılmasına da sessiz kalabilirsiniz. Ama bu, halkın haber alma özgürlüğüne darbe vuranların tek hâkim olacağı bir yönetim oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz. Siyasi çıkarlar uğruna haktan, adaletten verilen tavizler hiç kimseyi umduğuna kavuşturamaz.”
MİLLETE ADALETİ HİSSETTİRSİN
Bir ülkenin Başbakanını tabi ki Genelkurmay’ın değil, milletin Başbakanı olması gerektiğini vurgulayan Gergerlioğlu, şunları kaydetti:
“Ama milletin Başbakanı olmak demek, millete hizmet etmek için makamlara gelen memurlarının hesap vermesini istemek ve bunu sağlamak demektir. Milletin Başbakanı olmak, adalet peşinde koşan savcıların kurban edilmesine göz yummamak demektir. Milletin Başbakanı olmak demek, yapılan tüm eleştirilere katlanmak ve hakikati ortaya çıkarıcı açıklamalar yapmak demektir. Milletin Başbakanı olmak demek, bu milletin adaletli bir ülke’de yaşadığını hissetmesini sağlamak demektir. Bir ülkenin tüm yöneticileri hesap sorabilirliğini göstermek zorundadır. Millet Başbakan’ından Genelkurmay Başkan’ından hesap sorabildiği gibi Başbakan da Genelkurmay Başkan’ından hesap sorabilmelidir.”
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMASIN
Gergerlioğlu, milletin ise Başbakan’ından çözüm isteyeceğini söylerken Milletin Başbakan’dan isteklerini şöyle sıraladı:
“Millet, Başbakanından güçlüden yana değil, adaletten yana bir tavır ister. Millet Başbakanından yanlış fiiller işleyenlerden hesap sormasını bekler. Milletini tehdit edenlerden, korkutarak çözüm arayanlardan hesap sormasını bekler. Millet yönetme yetkisi verdiği yöneticileri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak istemez. Adalet ve hakkaniyet, güçlü kasırgalara karşı onu korumak üzere yetki verilenlerin titizleneceği kavramlar olmalıdır.”
Basın özgürlüğü her zaman aynı standartlar korunarak talep edilmesi gereken bir hak olduğunu belirten Gergerlioğlu, özgürlüğünün hakkı örtmeden, gücünü istismar etmeden kullanan basının demokratik toplumlarda yöneticilerin hatalarını da ortaya serebileceğini söyledi. Gergerlioğlu, “Zor tahammül edilecek, şok edecek eleştiriler de yapabilir. Basın sessiz kalabalıkların sesi olur bazen. Bazen de hiç kimsenin hoşuna gitmeyen gerçekleri ortaya çıkarır. Basın özgürlüğü, diğer tüm haklar gibi ertelenebilir bir hak değildir. Sorunların çözümsüz bir hal alması ise ertelemeyi bir gelenek haline getirmekten kaynaklanmaktadır” dedi.
|