Samanyolu Haber Televizyonunda yayınlanan Avrupa Masası programına misafir olan AB Komisyonunun Genişleme Komiseri Olli Rehn, başörtüsü konusunun temelinde farklı hayat tarzlarının Türk toplumunda birlikte yaşamalarının yer aldığını ifade ederek, “Lütfen bir uzlaşma yöntemi, değişik hayat tarzları arasında bir temel anlaşma bulun” dedi.
Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, başörtüsü konusunun Türk toplumu için son derece önemli bir konu olduğunu ve bunu dikkatle takip ettiklerini belirterek, “Biz, ‘Lütfen bir uzlaşma yöntemi, değişik hayat tarzları arasında bir temel anlaşma bulun’ diyoruz. Başörtüsü konusunun temelinde farklı hayat tarzlarının Türk toplumunda birlikte yaşamaları yer alıyor” dedi.
Samanyolu Haber Televizyonu’nda yayınlanan Avrupa Masası programına misafir olan Rehn, gündeme ilişkin soruları şöyle cevaplandırdı. 5 Kasım’da yayınlanacak kritik İlerleme Raporu öncesi Türkiye’ye anayasa reformu hatırlatması yapan Rehn, “Türkiye’nin anayasal reformu hayata geçirmesi önemli. Lütfen bir sonraki kriz gelmeden anayasal reformu gerçekleştirin ki Türkiye gelecekte ortaya çıkabilecek krizlerle daha iyi başa çıkabilsin, hatta krizlerin ortaya çıkışını engelleyebilsin. Bu sayede Türk insanının hayat standartlarını yükseltecek ve Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne daha da yakınlaştıracak başarılar kaydedilebilir” ifadelerini kullandı.
Terör örgütü PKK ile mücadelede Avrupa olarak, temel hak ve özgürlükleri ihlâl etmeyen her türlü tedbiri desteklediklerini ifade eden Olli Rehn, AB üyesi ülkeleri de terörle mücadele konusundaki sözlerinin arkasında durmaya çağırdı. Türkiye’ye “reformları bir an evvel hızlandır” çağrısı yapan genişleme komiseri, Kürtçe TV’nin yayına girmesi gerektiğine işaret ederken akreditasyon sorununu da takip etmeye devam edeceklerini söyledi.
Başörtüsü konusunda yeni bir şey söylemeyen genişleme komiseri, şunları kaydetti: “Bunun Türk toplumu için son derece önemli bir konu olduğunun farkındayım ve tartışmaları dikkatle takip ediyorum. Bizim Avrupa Birliği olarak başörtüsü konusunda belli standartlarımız yok. AB ülkeleri içinde çok farklı uygulamalar var. Dolayısıyla, AB’nin bakış açısıyla değerlendirecek olursak, çifte standart uygulama tuzağına düşmeden Türk toplumuna bu konuda tavsiye vermemiz mümkün değil. Bizim söyleyeceğimiz şu: Biz başörtüsü konusunda alınacak doğru kararın ne olduğunu bilmiyoruz ama bu arada ‘lütfen bir uzlaşma yöntemi, değişik hayat tarzları arasında bir temel anlaşma bulun’ diyoruz. Başörtüsü konusunun temelinde farklı hayat tarzlarının Türk toplumunda birlikte yaşamaları yer alıyor. Bu şekilde daha sağlam bir sosyal barış, uzlaşma ve diyalog için daha fazla şans olur.
Her toplum diğerinden farklı ve her toplum farklı kanunî ve tarihî geleneklere sahip. Bu yüzden biz bu tartışmanın çok fazla içinde olmak istemiyoruz. Bu konuda ortak bir bakış geliştirmek Türk toplumundaki farklı hayat tarzlarının hoşgörüyle karşılanması açısından çok önemli. Bu arada, biz ombudsmanlık müessesesinin kurulmasına yönelik bir kanun çıkarması konusunda Türkiye’yi bu yüzden bu kadar güçlü bir şekilde teşvik ediyoruz. Ombudsmanlık farklı hayat tarzları için bir garanti olabilir.
|